Yazı Boyutu:
İzmir Büyükşehir Belediyesi, Bornova Homeros Vadisi kaynaklarından gelen kaynak suları şişeleyerek uygun fiyatla İzmirlilerin evlerine taşıyacak, saatte 1500 damacana kapasiteli tesisin temelini attı.
İzmir Büyükşehir Belediyesi İZSU Genel Müdürlüğü, Homeros Vadisi Çamiçi Köyünden gelen kaynak suyunu, 19 litrelik polikarbon damacana ile uygun fiyatla evlere ulaştırmak için projelendirdiği 7.6 milyon liralık Bornova Kaynak Suyu Dolum Tesisinin temelini attı.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, bu yatırımla su ticareti yapan vatandaşların önünü kesme gibi bir düşüncelerinin bulunmadığının altını çizdi. Başkan Kocaoğlu, Sadece fiyat istismarını önlemek için bu işe soyunduk. Tıpkı ekmek fabrikası kurmamız gibi şeklinde konuştu.
Önce samimiyet..
Coşkulu bir kalabalık önünde konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı, Adalet ve Kalkınma Partisi İzmir Milletvekili adayı Binali Yıldırım'ın Büyükşehir Belediyesi ve şahsı ile ilgili eleştirilerine de yanıt verdi. Başkan Kocaoğlu şunları söyledi: Sayın Aday, İzmire gelir gelmez barış ve hoşgörü mesajları vermeye başladı. Bu, özlediğimiz siyasi anlayış adına hepimizi sevindiren, umutlandıran güzel bir gelişme. Örneğin Allah rızası için şu kentin işlerini seçim malzemesi yapmayalım sözlerinin altına ben de imzamı atabilirim. Ancak bunları söylerken biraz da samimiyet arıyor insan. Bir yandan Allah rızası için şu kentin işlerini seçim malzemesi yapmayalım diyeceksiniz, diğer yandan da her fırsatta bu kentin yerel yönetimine vuracaksınız. Sayın Aday nedense, Türkiyenin en büyük, en nitelikli fuar kompleksinin İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılmasına fena halde içerlemiş durumda. Allah rızası için şu kentin işlerini seçim malzemesi yapmayalım diyor ama Fuar İzmir projesini her fırsatta karalamaktan da geri durmuyor. Cumhuriyet tarihinde hiç bir hükümet, hiç bir belediye, 'Fuar İzmir gibi bir projeyi' tek başına gerçekleştirmemiştir. Toprağın alınmasından binanın bitirilmesine kadar bugüne kadar 400 milyon TL harcayarak, İzmir'in ve ülkenin ekonomisinin gelişmesine bağışlanmıştır. Sayın aday fuar açıldığında 'Bu fuar Serbest Bölgenin gölgesi altında kalıyor' dedi. Şimdi seçim çalışmaları yaparken Buca'dan çevre yolundan Üçkuyulara doğru gittiğinde şöyle bir kafasını kaldırıp bakarsa, kimin kimin gölgesinde kaldığını çok iyi görecektir. Arkadaşlara soruyorum, Benim bilmediğim bir tarihte Sayın Binali Yıldırım Gaziemire gidip Fuar İzmiri gördü mü? diye. Hayır, hiç gitmemiş! İyi de hiç gezip görmediğiniz bir tesis hakkında nasıl böyle önyargılı olabiliyorsunuz? Sayın Yıldırım gelsin, elinden tutup herkesin gururla bahsettiği Fuar İzmiri ben gezdireyim.
Daha önceleri neredeydiniz?
Binali Yıldırımın kendisini kastederek Başkanın elinden tutup dolaştıracağım sözlerine de vurgu yapan Başkan Aziz Kocaoğlu, bu ifadeyi şık bulmadığını söyledi. Yıldırımın bu ifade yerine Başkanla İzmir için el ele vereceğiz demesinin İzmirin kimliğine, İzmirin iklimine daha çok yakışacağını kaydeden Kocaoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
Sayın Yıldırım, İzmirin yenen hakları ve bekletilen, onaylanmayan, oyalanan projelerini görmezden gelip mazeret ürettiğimizi de söylemiş. Madem yeri geldi; öyleyse ben de Sayın Yıldırıma soruyorum: İskelelerle ilgili taleplerimiz yıllardır muhatap bile bulamazken, mezarlık ya da itfaiye kurmak için tahsisini istediğimiz arazilerle ilgili yanıt bile alınamazken, mezarlık yerini İzmir Büyükşehir Belediyesi kamulaştırırken, İzmirin raylı sistem projeleri yatırım programlarına alınmazken, Yeni fuar alanı kavşağına amaçlı olarak izin verilmezken, Ankaranın bir haftada çıkardığı kentsel dönüşüm dosyası İzmir söz konusu olunca yıllarca bekletilirken, Cennetçeşme ve Limontepeyi içine alan 47 hektar alandaki kentsel dönüşüm çalışmamız 2 yıldan fazla bekletilip sonra elimizden alınırken, tüm feryatlarımıza rağmen hakkımız olan İl Özel İdare malları başka kurumlara pay edilirken, kente modern bir katı atık bertaraf tesisi kurabilmek için gösterdiğimiz çabayı ve yaşadığımız engellemeleri sağır sultan bile duymuşken, sahillerdeki dolgu alanlarına ilişkin taleplerimiz yıllardır kulak ardı edilirken, Örnekköyde yapmayı düşündüğümüz stadyum ve spor kompleksi için bırakın onayı Bakanlık görüşü bile verilmezken, arkeolojik kazılara verdiğimiz destekler Aman Büyükşehir öne çıkmasın endişesiyle engellenirken, Bornovadaki Paterson Köşkünün restorasyonu için 2008 yılından bu yana bekletilirken, 5 metre genişliğinde 5 ahşap iskelenin izni için yıllarca top çevrilirken, Buca tramvayı için siz durun, biz yapacağız diye senelerce oyalanırken, tüm karşı çıkmamıza rağmen İzmirin yeşil alanları parsel parsel satılırken, İZBANın Bergama hattı tırpanlanırken, Efemçukurunda baraj yerine altın tercih edilirken, Buca Kaynaklardaki Et Entegre Tesislerini Büyükşehire vermemek için fahiş bedeller istenirken ve kamu yatırımlarının dağılımında İzmire üvey evlat muamelesi yapılırken siz nerelerdeydiniz? Bu saydıklarımız mazeret değil Sayın Bakan, Ankaranın acı gerçekleri!
İZBANa kim, ne kadar harcadı?
Yıldırımın sık sık dile getirdiği İZBAN konusuna da değinen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Evet, İZBAN'a bugünkü Cumhurbaşkanı izin verdi. Binali Yıldırım da Ulaştırma Bakanıydı. Teşekkür ediyorum. Her zaman da ederim. Ama işin maliyetine de bir bakalım: İzmir Büyükşehir Belediyesi 700 milyon TL para harcadı. Peki TCDD kaç para harcadı? Ecevit hükümeti zamanında, daha eski hükümetler zamanında harcanan paraları bir tarafa bırakın; 50 milyon TL.. Siz deyin 100 milyon TL. 2015 yılında Aliağa Menderes hattı günde 300 bin kişi taşıyor. Toplam cirosu bu sene 70-75 milyon TL civarında. Yol hattı olarak verdiğimiz para ise 5 milyon Euro + 5 milyon dolar. Bugünkü parayla 32.5 milyon TL. TCDD bugüne kadar, İzmir Büyükşehir Belediyesinden aldığı hat parasında kar etmiştir. Ciro 70 milyon, yol hattı 32.5 milyon. Ama ben bunların hiç birinden pişman değilim dedi.
Bu ne yaman çelişki?
Yıldırımın, İzmir Büyükşehir Belediyesinin sunduğu Körfez ÇED Raporu için Yeterli değil. TCDD ile İzmir Büyükşehir Belediyesinin kapsamlı bir çalışma yapması lazım sözlerini de büyük bir şaşkınlıkla okuduğunu söyleyen Başkan Aziz Kocaoğlu, bu konuda da şöyle konuştu:
Görünce gözlerime inanamadım. Biz Körfez için ÇED başvurusunu 15 Mayıs 2013 tarihinde yaptık. Yani yaklaşık 29 ay önce. Raporun yetersiz olduğu Sayın Bakanın şimdi mi aklına geliyor? Niye 2 yıldır elimizi tutup ilgili bakanlıklarda bu sorunun çözümü için çaba göstermedi? Elimizi tutmak aday olunca mı aklına geldi? Sayın Binali Yıldırımın İzmirin projelerini takip etmesi için illaki yeniden aday olması mı gerekiyordu? Neden daha önce bunu yapmadı? Ya da Cumhurbaşkanı ve Hükümet üzerinde gerekli ağırlığı varken, neden şu anda yapmıyor? Neden 1 Kasım sonrasını bekliyor? İzmirdeki toplantılarında Bütün imkanlarımı kullanacağım diyor. Bu cümlenin açılımı, Bugüne kadar bütün imkanlarımı kullanmadım demektir.. Ardından da Bundan sonra Ankara'da sorunların çözümü benim. Bu sefer ben varım diye ekliyor. O zaman soralım kendisine: Sayın Yıldırım, 2011 yılından bu yana, Ankarada çaldığımız her devlet kurumu kapısında, her bakanlıkta, her genel müdürlükte hep sizin adınızı veriyorlardı. Projelerin onayı için hep sizi adres gösteriyorlardı. Hatırlarsanız ben de size Herkes böyle diyor. Artık projeler için Ankaraya gitmemize gerek yok, yetkili siz olduğunuza göre siz takip edecekseniz demiştim. Gülmüştünüz. Ama bugünkü cümlelerinizden anlaşılıyor ki, İzmirin sorunları ile ilgilenmeye yeni başlıyorsunuz. Bu ciddi bir çelişki değil mi? Yıllarca Bakan, Müsteşar, Genel Müdür ve Milletvekili düzeyinde herkesten İzmir'den Binali Bey sorumlu. Bize gelmeyin, Binali Beye gidin, evet derse olur cevabını aldığım için bunları söylüyorum.
İzmire farklı gözle bakmak..
Seçim sürecine girildiğini hatırlatan Başkan Aziz Kocaoğlu, "Bizim hiç bir zaman kavga etmek sataşmak gibi bir derdimiz yok. Biz bütün kampanyalarımızda yaptığımız işleri, yapacağımız işleri, çalışmalarımızı ve duruşumuzu konuştuk. Polemiğe gerek yok, herkes yapacağını söylesin. Merkezi iktidar ne yapacak? Siyasiler, milletvekili adayları bunu konuşsun. Ama şu gerçeği de unutmayın: 11 yılda İzmir Büyükşehir Belediyesi, Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin aynı süre içinde İzmir'e yaptığı yatırımdan daha fazla yatırım yapmıştır. Bu konuşmayı Sayın Adayın uzunca bir süredir devam eden konuşmalarına cevaben yapıyorum. Bu cevabı vermek zorundaydım, çünkü burası köteksiz köy değil. 13 senedir siyaset yap, 13 senesinde Bakanlık yap, gel Büyükşehir Belediye Başkan adayı ol, ondan sonra 'efsanenin dönüşü' diye yeniden gel. Gel, tamam; hoşgeldin sefa geldin, buyur!. Hiç bir derdimiz yok. Ama İzmir'e farklı gözle bakmasalardı, İzmirle barışmak isteselerdi, bu 'elinden tutarım' lafını da etmezlerdi.. Samimi olurdu, herkes de inanırdı şeklinde konuştu.
İzmir Büyükşehir Belediyesi İZSU Genel Müdürlüğü, Homeros Vadisi Çamiçi Köyünden gelen kaynak suyunu, 19 litrelik polikarbon damacana ile uygun fiyatla evlere ulaştırmak için projelendirdiği 7.6 milyon liralık Bornova Kaynak Suyu Dolum Tesisinin temelini attı.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, bu yatırımla su ticareti yapan vatandaşların önünü kesme gibi bir düşüncelerinin bulunmadığının altını çizdi. Başkan Kocaoğlu, Sadece fiyat istismarını önlemek için bu işe soyunduk. Tıpkı ekmek fabrikası kurmamız gibi şeklinde konuştu.
Önce samimiyet..
Coşkulu bir kalabalık önünde konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı, Adalet ve Kalkınma Partisi İzmir Milletvekili adayı Binali Yıldırım'ın Büyükşehir Belediyesi ve şahsı ile ilgili eleştirilerine de yanıt verdi. Başkan Kocaoğlu şunları söyledi: Sayın Aday, İzmire gelir gelmez barış ve hoşgörü mesajları vermeye başladı. Bu, özlediğimiz siyasi anlayış adına hepimizi sevindiren, umutlandıran güzel bir gelişme. Örneğin Allah rızası için şu kentin işlerini seçim malzemesi yapmayalım sözlerinin altına ben de imzamı atabilirim. Ancak bunları söylerken biraz da samimiyet arıyor insan. Bir yandan Allah rızası için şu kentin işlerini seçim malzemesi yapmayalım diyeceksiniz, diğer yandan da her fırsatta bu kentin yerel yönetimine vuracaksınız. Sayın Aday nedense, Türkiyenin en büyük, en nitelikli fuar kompleksinin İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılmasına fena halde içerlemiş durumda. Allah rızası için şu kentin işlerini seçim malzemesi yapmayalım diyor ama Fuar İzmir projesini her fırsatta karalamaktan da geri durmuyor. Cumhuriyet tarihinde hiç bir hükümet, hiç bir belediye, 'Fuar İzmir gibi bir projeyi' tek başına gerçekleştirmemiştir. Toprağın alınmasından binanın bitirilmesine kadar bugüne kadar 400 milyon TL harcayarak, İzmir'in ve ülkenin ekonomisinin gelişmesine bağışlanmıştır. Sayın aday fuar açıldığında 'Bu fuar Serbest Bölgenin gölgesi altında kalıyor' dedi. Şimdi seçim çalışmaları yaparken Buca'dan çevre yolundan Üçkuyulara doğru gittiğinde şöyle bir kafasını kaldırıp bakarsa, kimin kimin gölgesinde kaldığını çok iyi görecektir. Arkadaşlara soruyorum, Benim bilmediğim bir tarihte Sayın Binali Yıldırım Gaziemire gidip Fuar İzmiri gördü mü? diye. Hayır, hiç gitmemiş! İyi de hiç gezip görmediğiniz bir tesis hakkında nasıl böyle önyargılı olabiliyorsunuz? Sayın Yıldırım gelsin, elinden tutup herkesin gururla bahsettiği Fuar İzmiri ben gezdireyim.
Daha önceleri neredeydiniz?
Binali Yıldırımın kendisini kastederek Başkanın elinden tutup dolaştıracağım sözlerine de vurgu yapan Başkan Aziz Kocaoğlu, bu ifadeyi şık bulmadığını söyledi. Yıldırımın bu ifade yerine Başkanla İzmir için el ele vereceğiz demesinin İzmirin kimliğine, İzmirin iklimine daha çok yakışacağını kaydeden Kocaoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
Sayın Yıldırım, İzmirin yenen hakları ve bekletilen, onaylanmayan, oyalanan projelerini görmezden gelip mazeret ürettiğimizi de söylemiş. Madem yeri geldi; öyleyse ben de Sayın Yıldırıma soruyorum: İskelelerle ilgili taleplerimiz yıllardır muhatap bile bulamazken, mezarlık ya da itfaiye kurmak için tahsisini istediğimiz arazilerle ilgili yanıt bile alınamazken, mezarlık yerini İzmir Büyükşehir Belediyesi kamulaştırırken, İzmirin raylı sistem projeleri yatırım programlarına alınmazken, Yeni fuar alanı kavşağına amaçlı olarak izin verilmezken, Ankaranın bir haftada çıkardığı kentsel dönüşüm dosyası İzmir söz konusu olunca yıllarca bekletilirken, Cennetçeşme ve Limontepeyi içine alan 47 hektar alandaki kentsel dönüşüm çalışmamız 2 yıldan fazla bekletilip sonra elimizden alınırken, tüm feryatlarımıza rağmen hakkımız olan İl Özel İdare malları başka kurumlara pay edilirken, kente modern bir katı atık bertaraf tesisi kurabilmek için gösterdiğimiz çabayı ve yaşadığımız engellemeleri sağır sultan bile duymuşken, sahillerdeki dolgu alanlarına ilişkin taleplerimiz yıllardır kulak ardı edilirken, Örnekköyde yapmayı düşündüğümüz stadyum ve spor kompleksi için bırakın onayı Bakanlık görüşü bile verilmezken, arkeolojik kazılara verdiğimiz destekler Aman Büyükşehir öne çıkmasın endişesiyle engellenirken, Bornovadaki Paterson Köşkünün restorasyonu için 2008 yılından bu yana bekletilirken, 5 metre genişliğinde 5 ahşap iskelenin izni için yıllarca top çevrilirken, Buca tramvayı için siz durun, biz yapacağız diye senelerce oyalanırken, tüm karşı çıkmamıza rağmen İzmirin yeşil alanları parsel parsel satılırken, İZBANın Bergama hattı tırpanlanırken, Efemçukurunda baraj yerine altın tercih edilirken, Buca Kaynaklardaki Et Entegre Tesislerini Büyükşehire vermemek için fahiş bedeller istenirken ve kamu yatırımlarının dağılımında İzmire üvey evlat muamelesi yapılırken siz nerelerdeydiniz? Bu saydıklarımız mazeret değil Sayın Bakan, Ankaranın acı gerçekleri!
İZBANa kim, ne kadar harcadı?
Yıldırımın sık sık dile getirdiği İZBAN konusuna da değinen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Evet, İZBAN'a bugünkü Cumhurbaşkanı izin verdi. Binali Yıldırım da Ulaştırma Bakanıydı. Teşekkür ediyorum. Her zaman da ederim. Ama işin maliyetine de bir bakalım: İzmir Büyükşehir Belediyesi 700 milyon TL para harcadı. Peki TCDD kaç para harcadı? Ecevit hükümeti zamanında, daha eski hükümetler zamanında harcanan paraları bir tarafa bırakın; 50 milyon TL.. Siz deyin 100 milyon TL. 2015 yılında Aliağa Menderes hattı günde 300 bin kişi taşıyor. Toplam cirosu bu sene 70-75 milyon TL civarında. Yol hattı olarak verdiğimiz para ise 5 milyon Euro + 5 milyon dolar. Bugünkü parayla 32.5 milyon TL. TCDD bugüne kadar, İzmir Büyükşehir Belediyesinden aldığı hat parasında kar etmiştir. Ciro 70 milyon, yol hattı 32.5 milyon. Ama ben bunların hiç birinden pişman değilim dedi.
Bu ne yaman çelişki?
Yıldırımın, İzmir Büyükşehir Belediyesinin sunduğu Körfez ÇED Raporu için Yeterli değil. TCDD ile İzmir Büyükşehir Belediyesinin kapsamlı bir çalışma yapması lazım sözlerini de büyük bir şaşkınlıkla okuduğunu söyleyen Başkan Aziz Kocaoğlu, bu konuda da şöyle konuştu:
Görünce gözlerime inanamadım. Biz Körfez için ÇED başvurusunu 15 Mayıs 2013 tarihinde yaptık. Yani yaklaşık 29 ay önce. Raporun yetersiz olduğu Sayın Bakanın şimdi mi aklına geliyor? Niye 2 yıldır elimizi tutup ilgili bakanlıklarda bu sorunun çözümü için çaba göstermedi? Elimizi tutmak aday olunca mı aklına geldi? Sayın Binali Yıldırımın İzmirin projelerini takip etmesi için illaki yeniden aday olması mı gerekiyordu? Neden daha önce bunu yapmadı? Ya da Cumhurbaşkanı ve Hükümet üzerinde gerekli ağırlığı varken, neden şu anda yapmıyor? Neden 1 Kasım sonrasını bekliyor? İzmirdeki toplantılarında Bütün imkanlarımı kullanacağım diyor. Bu cümlenin açılımı, Bugüne kadar bütün imkanlarımı kullanmadım demektir.. Ardından da Bundan sonra Ankara'da sorunların çözümü benim. Bu sefer ben varım diye ekliyor. O zaman soralım kendisine: Sayın Yıldırım, 2011 yılından bu yana, Ankarada çaldığımız her devlet kurumu kapısında, her bakanlıkta, her genel müdürlükte hep sizin adınızı veriyorlardı. Projelerin onayı için hep sizi adres gösteriyorlardı. Hatırlarsanız ben de size Herkes böyle diyor. Artık projeler için Ankaraya gitmemize gerek yok, yetkili siz olduğunuza göre siz takip edecekseniz demiştim. Gülmüştünüz. Ama bugünkü cümlelerinizden anlaşılıyor ki, İzmirin sorunları ile ilgilenmeye yeni başlıyorsunuz. Bu ciddi bir çelişki değil mi? Yıllarca Bakan, Müsteşar, Genel Müdür ve Milletvekili düzeyinde herkesten İzmir'den Binali Bey sorumlu. Bize gelmeyin, Binali Beye gidin, evet derse olur cevabını aldığım için bunları söylüyorum.
İzmire farklı gözle bakmak..
Seçim sürecine girildiğini hatırlatan Başkan Aziz Kocaoğlu, "Bizim hiç bir zaman kavga etmek sataşmak gibi bir derdimiz yok. Biz bütün kampanyalarımızda yaptığımız işleri, yapacağımız işleri, çalışmalarımızı ve duruşumuzu konuştuk. Polemiğe gerek yok, herkes yapacağını söylesin. Merkezi iktidar ne yapacak? Siyasiler, milletvekili adayları bunu konuşsun. Ama şu gerçeği de unutmayın: 11 yılda İzmir Büyükşehir Belediyesi, Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin aynı süre içinde İzmir'e yaptığı yatırımdan daha fazla yatırım yapmıştır. Bu konuşmayı Sayın Adayın uzunca bir süredir devam eden konuşmalarına cevaben yapıyorum. Bu cevabı vermek zorundaydım, çünkü burası köteksiz köy değil. 13 senedir siyaset yap, 13 senesinde Bakanlık yap, gel Büyükşehir Belediye Başkan adayı ol, ondan sonra 'efsanenin dönüşü' diye yeniden gel. Gel, tamam; hoşgeldin sefa geldin, buyur!. Hiç bir derdimiz yok. Ama İzmir'e farklı gözle bakmasalardı, İzmirle barışmak isteselerdi, bu 'elinden tutarım' lafını da etmezlerdi.. Samimi olurdu, herkes de inanırdı şeklinde konuştu.