Erken teşhis meme kanserlerinde ölüm oranın %40 azalttı”

  • 0
  • 1.803
Yazı Boyutu:

 Ege Üniversitesi, Bornova Belediyesi ve Haççe Kadın Eğitim, Kültür, Çevre ve Sağlık Derneği işbirliğiyle Bornova Nikâh Salonunda “Hayatınız değerlidir; kadın kanserleri” adlı konferans düzenlendi. Konferansta kadınlarda en sık görülen kanser türleri, korunma yolları, erken teşhis ve önemi konularında sunumlar gerçekleştirildi.
Meme kanserinin daha sık görülmesine karşın ölüm oranının diğer kanserlerden yüksek olmadığını, taramaların artması ve erken tanıyla bu hastalıktan kurtulmanın ve hastalıksız yaşamanın mümkün hale gelebileceğini söyleyen Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayşenur Oktay “Meme kanseriyle mücadelede üç yol vardır. Korunma, erken tanı ve tedavi. Korunmak için sağlıklı beslenme, düzenli egzersizler yapılması ve kilo kontrolleriyle önlem alınabilir. Meme kanserinde en önemli silah erken tanı, erken saptama ve erken tedavi. Erken tanı nasıl sağlanacak, en önemli yöntem tarama hiç yakınması olmayan hiç şikâyeti olmayan kadınların sağlıklı oldukları dönemde tarama yaptırmaları ve muayene olmalarıdır. Kendi kendi meme muayenesi, doktorun yapacağı meme muayenesi ve mamografi. 20 ila 40 yaş arasındaki kadınlar 2 ila 3 yılda bir doktor muayenesi yaptırmalılar, 40 yaşından büyük olan kadınlar ise her yıl doktor muayenesi ve mamografi kontrolü gerekmektedir. Mamografi taraması bu hastalıktan ölümleri %25 den %40’lara varan oranda azaltmıştır. Onun için bir slogonumuz var, bir film bir hayat kurtarabilir” dedi.
 
VÜCUDUNUZUN SORUMLUSU SİZSİNİZ
Kadınların son yıllarda en sık karşılaştığı kanser türünün meme kanseri olduğu bunun için, kadınların kendi vücutlarının ve yaşamlarının sorumluluğunun bilincinde olması gerektiğini belirten Ege Üniversitesi Kanserle Savaş Uygulama ve Araştırma Merkezinden Uzman Hemşire Gül Şav Özaydemir  “Erken tanı için kendi kendine meme muayenesi önemlidir. Kendi kendine meme muayenesi yapmanın faydası olası bir kanser kitle oluşumun tespiti sağlanmış olur. Mümkün olduğu kadar ayda bir kez, mememizi muayene etmeliyiz” dedi.
 
Birinci dereceden yakınında meme kanseri olan kadınların meme kanserine yakalanma riskinin iki katına çıktığını belirten Özaydemir “Bu ailesinde kanser olan her kadın mutlaka meme kanseri olacak diye bir korku olmamalı, sadece dikkatli olmamız gerekmektedir. Toplumda her on meme kanserinden ancak bir tanesinin ailesinde meme kanseri olduğu bildirilmektedir” dedi.
Meme kanserinde risk etkenlerinde yaş faktörü eskiden önemli olduğunu ancak günümüzde çok genç yaşlardaki kadınların da meme kanserine yakalanmaya başladığını belirten Özaydemir “Yaş faktörü artık önemli olarak görülmemekte. Menopoz sonrası şişmanlık, aşırı kilo almalar, yağlanmalar, aşırı alkol, yüksek dozda radyasyona maruz kalmak ve on yıldan fazla hormon tedavisi görmek meme kanseri risk faktörlerinin en önde gelenleridir” dedi.
Meme kanserinde öncelikle ele gelebilecek nitelikte kitle, sertlik, memenin birinde veya ikisinde aşırı büyüme ve memede kırışıklıklar, meme ucunun çökmesi, kanlı akıntıların gelmesi, cilt renginde değişikliklerin olması gibi belirtilerin meme kanser için uyarıcı olabileceğini belirten Özaydemir “Kadınlarda en sık görülen kanser türü olmasına rağmen en erken tanı konulan ve en iyi sonuçlar alınabilen kanser türü olduğunu da bilmemiz gerekiyor. Ne kadar erken tanıya başvurursak ve tedavi yöntemlerini uygulamaya başlarsak, sonuçları o kadar iyi olacaktır. Erken tanı uygulamaların da en önemli şey, mememizi tanımamız kendi kendimize meme muayenesi alışkanlığı edinmemiz, mutlaka yılda en az bir defa hekim muayenesinden geçmemiz, ultrasonla meme kontrolü yaptırmamız ve de mamografi çektirmemizdir” dedi.
 
KANSERE DUR DEMEK İÇİN İKİ ÖNEMLİ UNSUR VAR
Ege Üniversitesi Kanserle Savaş Uygulama ve Araştırma Merkezinden Uzman Dr Gül Kitapçıoğlu “Kanser için dur diye bileceğimiz 2 nokta vardır. Bir ortaya çıkmadan iki, ortaya çıktıysa damarlanmadan, yayılmadan tümörler damarlara girmeden. Jinekolojik kanserler tüm kanser ölümlerinde dördüncü sırada yer almaktadır. Damarlara girmeden durdurabilirsek tüm kanserler için umudumuz var. Jinekolojik kanserlerin duygusal, psikolojik, sosyal sıkıntıları da yer almaktadır. Rahim kanseri sıklıkla menopoz sonrası dönemde görülmektedir. Kadın kanserlerinin en önemli özelliği hormonlarla ilişkili olmasıdır. Menopoz döneminde vajinal kanama en önemli belirti. Menopoz dönemindeki tüm yüksek riskli kadınlardan bu nedenle rahim ve rahim ağzı doku örneği alınması Avrupa Kanser Birliği tarafından önerilmekte fakat Türkiye’de böyle bir uygulama yok” dedi.
2012 yılının Sağlık Bakanlığı’nca kanser yılı ilan edildiğini ve nisan ayının ilk haftasının kanser haftası olduğunu belirten Haççe Kadın Eğitim, Kültür, Çevre ve Sağlık Derneği Başkanı Behice Eryıl “Hastalığın ne kadar önemli olduğu görülüyor neredeyse grip gibi sıradan bir hastalık durumunda. Bir kadın olarak bu konuya dikkat çekmek kadınlarımıza farkındalık yaratarak onlara yol göstermek istedik. Zira aklı beyni yüreği ile ilahi bir üretici olan kadınların bu kadar tehlikeli hastalık ve dertlerle uğraşması mücadele etmesi onların en başta annelik yurttaşlık görevlerini ve üretim gücünü etkilemektedir. Bu nedenle anılan hastalık toplum sağlığı ve başarısı için mücadele etmek çok ama çok önemlidir. Amacımız kadınlarımızın üyelerimizin sosyal kültürel ekonomik statülerinin ve yaşam kalitelerinin yükseltilmesi için çalışmalar yapmaktır” dedi.İZMİR(Ege Ajans/Yasin Kaldırım-Mehmet Güzelkan- Güler Kılıç)

YORUM YAZ
Diğer Haberler

Hayat Projesi ile hedefe tam isabet

Alfa kuşağının teknoloji alışkanları değişti

Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı Akredite Edildi

Gürcü hasta robotik cerrahi teknolojisiyle şifa buldu

Şehir Hastanesi’nde Tüp Bebek Tedavisi

Eşrefpaşa’nın hidroterapi havuzlu sağlık hamlesi

Arşiv