FETÖ mağduru Özel İlgi Tıp Merkezi’nin avukatı ve hukuk müşaviri Av. Ahmet Bülend Boyacı, kumpas ve tezgaha geldiklerini belirterek haklarını yasal yollardan arayacaklarını söyledi.
Boyacı’nın açıklaması şöyle:
“2009 – 2011 yılları arasında FETÖ mensubu ve halen çoğu hakkında soruşturma bulunan, bazı SGK üst düzey yönetici ve çalışanlarının, Şifa Hastanesi’nin üst düzey yetkilileri ile birlikte hareket ederek sağlık grubumuza karşı kurdukları kumpas ve tezgahların şimdi daha iyi farkına varıyoruz.
Hiç hak edilmediği halde Tıp Merkezlerimize karşı SGK Sağlık İşleri İl Müdürlüğünce çok ağır ve ciddi cezalar kesilmiş ve uzun bir dönem hakediş faturalarımızın ödenmemesi sonucu kurumumuzun ödeme dengesi sabote edilmiş ve finansal dengemiz yıpratılarak bir sonun başlangıcına imza atılmıştır. Özellikle o dönemde kurumumuzun SGK’ ya olan prim borçları da bahane edilerek tüm alacakları bloke edilmiştir. Şifa Hastaneler Grubu tarafından da tam bu dönemde yavaş yavaş merkezimiz ile ilgili tarafımıza birtakım talepler ulaştırılmaya başlanmıştır. Tabi ki o dönemde biz SGK'nın bazı yönetici ve çalışanları ile Şifa Grubu arasındaki bu gizli ilişkileri bilemediğimizden şimdi farkına vardığımız birtakım hususları ne yazık ki değerlendiremedik.
SGK tarafından kesilen yüklü cezalar ve hastane sahip ve yöneticileri hakkında sürekli savcılığa yapılan suç duyuruları ve bunaltıcı , yoğun ve olağandışı denetimler sayesinde kurumlarımızın ekonomik ve psikolojik yapısı bozulmuş ve çalışamaz hale getirilerek adeta bir satışa zorlanılmıştır. Bu arada hastane sahibi ve yöneticileri hakkında İzmir 3, 7, 9. Ağır Ceza Mahkemelerinde SGK tarafından müdahil olunan davalar teker teker beraat kararlarıyla neticelendirilmiş ve bu suretle tüm suçlamaların haksız ve yıpratma amacına yönelik olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır. Öte yandan verilen cezalarla ilgili de birçok hukuk mücadelesi verilmiş fakat SGK’nın kritik noktaları bu hain terör örgütü tarafından ele geçirilmiş ve yönlendirilmiş bulunduğundan bir sonuca varılması mümkün olmamıştır. Yargı ayağında da birtakım müdahalelerin olduğu şüphemiz de tüm bu gelişmeler ışığında zuhur etmiştir.
Kurumumuzda görev yapan yaklaşık 200 sağlık personeli işlerinden olmuş, dağıtılmış ve Tıp Merkezimiz adeta Şifa Hastaneler Grubuna peşkeş çekilmiştir. Bu şekilde zor duruma düşürülen ve bloke edilen hastane yönetimi gelen yoğun baskı ve yaptırımlara daha fazla direnememiş ve son çare olarak hastaneyi Şifa Grubuna satmak zorunda kalmıştır. Ancak burada çarpıcı olan husus piyasa değeri yaklaşık 5 milyon TL olan kurumun sadece ve sadece içindeki tüm tıbbi donanım ve ruhsatı ile birlikte 1 milyon TL’ye alınmasıdır. Üstelik piyasa değeri 3 milyon ile 3 milyon 500 bin TL olan 12 branş içeren ruhsatına Şifa Grubu tarafından sadece 30.000 TL ödenmesidir. Üstelik 30.000 TL’ye alınan bu 12 branşlı ruhsat daha sonra aynı grup tarafından İzmirde bir başka sağlık kuruluşuna astronomik rakamlarla satılmış, satış rakamı ise çok düşük gösterilerek aradaki milyonlarca liralık farklar örgüte gelir olarak kaydırılmıştır. Tabi ki burada değinemediğimiz onlarca husus vardır ki bu hazin tablo üst düzey yetkililer ve Şifa Grubunca çok ince çalışmalar ve hassas planlarla bu hale getirilerek birçok kişinin mahfına ve her şeyini kaybetmesine acımasızca sebebiyet verilmiştir.
Şimdi bu haksızlık ve kumpaslara karşı iade-i itibar ve mağduriyetlerin giderilmesi açısından hukuk mücadelesi başlatmaya hazırlanıyoruz. Türk yargısına olan inancımızı muhafaza ediyor ve ilahi adaletin tecelli edeceğine yürekten inanıyoruz.