GİRİŞİMCİLİK YAZ KAMPI İŞ DÜNYASI İLE GİRİŞİMCİLERİ BİRARAYA GETİRDİ

Dokuz Eylül Üniversitesi Teknoloji Geliştirme A.Ş. Uluslararası Girişimcilik Merkezi ve TÜBİTAK’ın işbirliği ile ikincisi düzenlenen ‘Girişimcilik Yaz Kampı’ Ürkmez’deki Dokuz Eylül Üniversitesi Öğrenci Eğitim ve Dinlenme Tesisleri’nde başladı. 18-20 Eylül 2015 tarihlerinde toplantı ve oturumların yapıldığı kampa; yurtiçi ve yurtdışından üniversitelerden uzmanlar ve iş dünyasının temsilcileri katıldı. Üç gün boyunca workshop ve panellerin gerçekleştiği kampın açılışında; Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Füzün, Uluslararası Girişimcilik Merkezi Onursal Başkanı Sezai Hazır, Dokuz Eylül Girişimcilik Akademisi Koordinatörü Doç. Dr. Engin Özgül yer aldı.

Açılışta konuşan Doç. Dr. Engin Özgül, girişimcilik ekosisteminde katma değer yaratan programların hayata geçirilmesi gerektiğini belirterek, “TÜBİTAK ve hibe destekleri yoluyla kurulan girişimcilik merkezlerinin, ticari sonucu olan çalışmalara yönelmesi ile tatlı bir rekabet ortamı oluşması sağlanmalı ve yaklaşık üç milyon girişimcinin yaratıcı işler ortaya koyması hedeflenmeli” diye konuştu. Uluslararası Girişimcilik Merkezi Onursal Başkanı Sezai Hazır ise, “Ortak çalışma kültürünü yaymamız lazım. ‘Ben’ değil ‘Biz’ dememiz lazım. Son dönemde ciddi fonlar ve kaynaklar oluşturuldu. Ama maalesef bu kaynakları kullanacak bir fikir bulmakta zorlanıyoruz. İnsanlar özgür düşünceyi benimsemedikçe girişimciler bulmamız zorlaşıyor. Dokuz Eylül Üniversitesi’nin yaptığı işleri takdirle karşılıyoruz. İş dünyası ile üniversitelerin işbirliğinin yeteri düzeyde olmadığını düşünüyorum. Önümüzdeki kamplarda çok daha verimli işlerde buluşmak dileğiyle” dedi.

Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Füzün “21. Yüzyılda ülke olarak büyüyeceksek bilgi üretip bunu ticarileştirmek zorundayız. Bunu da ancak beş koşulun birarada olması ve başarıyla uygulanması sağlayabilir. Bu beş koşul, Ar-Ge, inovasyon, teknoparklar, üniversite sanayi işbirliği ve girişimciliğin desteklenmesidir. İzmir, 8500 yıllık tarihi ile bir çok önemli bilim insanını yetiştirmiştir. Osmanlı İmparatorluğu zamanında da 500 yıl boyunca lokomotif bir şehir olmuştur. Aynı zamanda kültürel ve sanatsal aktiviteleriyle yaşayan bir şehir olması sebebiyle cazibe merkezi durumundadır. İbni Sina’nın ‘Bilim ve sanat itibar görmediği yerden göç eder’ sözünden yola çıkarak bizler de bilimin ve sanatın göç etmemesi için çalışıyoruz” diye konuştu.