Hayde Bre! Dostluğa, barışa, sevgiye…

  • 0
  • 4.330
Yazı Boyutu:

Yönetmen Orhan Oğuz'un merakla beklenen, Altın Portakal Ödüllü filmi 'Hayde Bre'nin İzmir galası Konak Belediyesi Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür ve Sanat Merkezi’nde Başkan Dr. Hakan Tartan ev sahipliğinde gerçekleştirildi.

47. Altın Portakal Film Festivali'nde en iyi Sanat Yönetmeni ödülünü alan ve 31 Aralık Cuma günü vizyona giren filmin İzmir galasına oyuncularından; Nilüfer Açıkalın, Ertan Saban, Luran Ahmeti, Perihan Tuna Eyüpi, Çağla Doğa Vardar ve Mustafa Yaşar katıldı. Makedonyalı oyuncu Mustafa Yaşar çok verimli ve güzel ilişkiler içinde bir film çektiklerini belirterek, “Dostluk, sevgi, barış mesajları vermek istedik. Amacımıza da ulaştığımızı düşünüyoruz. Bu filmde olmaktan ve böyle bir film çekilmesinden gurur duyuyorum” diyerek duygularını dile getirdi.

Zamanın kısıtlı oluşuna aldırmayan bizimizmir'in köşe yazarı Nalan Kolağası İmre, Şıklığı ve zarafetiyle göz dolduran Nilüfer Açıkalın’la da film gösterimi öncesinde sizc değerli okurlarımız için kısa ama keyifli bir ropörtajı  gerçekleştirdi... 

Nalan Kolağası İmre: Eşiniz Orhan Oğuz’un dedesinin ve kendisinin gerçek yaşam öyküsü. Siz de hem başrolde hem de annesi Saadet Hanım’ı oynuyorsunuz. Nasıl etkilendiniz oynarken?
Nilüfer Açıkalın: Çok çarpıcı ve etkileyici bir hikaye. Duygusal açıdan zorlayıcı bir roldü. Ama ben zoru severim. Çünkü zorlaştıkça daha keyifli oluyor. Severek oynadığım bir roldü. Üç çocuğu olan bir anneyim filmde. İkiz kızlarım ve bir oğlum var. Oğlum da eşim oluyor. Projenin içinde olmak ve eşimin yönettiği filmde yer almak beni mutlu etti.


Nalan Kolağası İmre: Ne kadar zamanda çekildi film?
Nilüfer Açıkalın: 15 gün Makedonya’da 15 gün de İstanbul’da yoğun bir tempoda çekimlerini gerçekleştirdik. Oyunculardan bir kısmı da Makedonyalı çok değerli tiyatro sanatçıları zaten.  

Nalan Kolağası İmre: Film hakkında biraz izleyiciye tüyo verir misiniz?
Nilüfer Açıkalın:
Filmde İstanbul'da 3 çocuğu ile birlikte yaşam mücadelesi veren Saadet isimli bir kadını canlandırıyorum. Merhametli, sağlam, vicdanlı bir kadın. 3 çocukla İstanbul'da yaşam mücadelesi veriyor. İkiz kızları ve bir oğlu var. Oğlunun sünneti için Makedonya’ya gidiyor. Balkanlar'daki hayatını mutlu bir şekilde geçiren Şaban Ağa yani üvey babam ile yollarımız kesişiyor. Onu da alıp İstanbul’a geliyoruz. Ve hikaye böylece başlıyor. Çok sıcak bir film. Herkes içerisinde kendine ait bir şeyler bulacak. Seyirci birçok enteresan, tanıdık yapıyla karşı karşıya kalacak.

Nalan Kolağası İmre: Siz de göçmen bir aileden geliyormuşsunuz. O nedenle diyalekt konusunda çok zorlanmamışsınızdır.
Nilüfer Açıkalın: Balkan göçmeni bir aileden geliyorum ben de ama dersler aldım tabii ki. Sadece bir kulak dolgunluğu ve yatkınlık olduğu için rolüme daha hızlı hazırlanabildim.

Nalan Kolağası İmre: Orhan Bey 10 yıl gibi uzun bir zamanda yazmış senaryoyu, sizin yazar tarafınız da var. Senaryoya katkıda bulundunuz mu?
Nilüfer Açıkalın: Evet, hikayeyi bildiğim için ben de diyalogları yazarken yardımcı oldum. Dikkat çeken ve seyirciyi yakalayabileceğine inandığım bir film oldu. Bunca yıl sonra projenin hayata geçirilmesi de bize heyecan veriyor.

Nalan Kolağası İmre: Orhan Bey neden gelmedi?
Nilüfer Açıkalın:
Gelmeyi çok istedi ancak dizi çekimleri olduğu için katılamadı, selamlarını gönderdi. 

Nalan Kolağası İmre: Siz de yeni bir öykü kitabı çıkaracaksınız sanırım.
Nilüfer Açıkalın:
Evet, yeni yılda bir öykü kitabım daha yayınlanacak. Bu sekizinci kitabım olacak. Bu yüzden de çok mutluyum.

Nalan Kolağası İmre: Film vizyona girmeden önce İstanbul, İzmir ve Bursa olmak üzere üç gala yapıyorsunuz. Konak Belediyesi’nin böyle bir etkinliğe ev sahipliği yapmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Nilüfer Açıkalın: Elbette çok güzel kültür-sanat etkinliklerine ev sahipliği yapmak. Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan’ı tanımaktan çok mutlu oldum. Sanata, sanatçıya değer verdiği çok belli. Yaptıklarını duyduktan sonra kendisini takdir etmemek mümkün değil. Açık yürekli, sezgisel ve başarılı bir başkan. Bizi de çok güzel ağırladı. Kendisine teşekkür ederiz. Yeni yılla birlikte seyircilerin karşısında olacağız.

YORUM YAZ
Diğer Haberler

Mizah yaşamdaki çelişkilerden doğar

Müzik yapmak nefes almak kadar önemli

Hakan Aysev: Benim tek kahramanım Annem

Şeker Ağa konuk

Kendi romanlarımın kapaklarını kendim tasarlayıp yağlıboya tabloya işliyorum

Huzurlarınızda Yücel Erten!

Arşiv