Her iki Amerikalıdan biri Trump’a oy verdi

*Prof. Dr. Erhan,  “Obama’nın, başkanlık kampanyası sırasında biraz da popüler kültüründe etkisiyle çok fazla allanıp pullandığını, değişik söylemlerinin toplumun dışlanmış kesimleri tarafından kucaklandığını, şişirildiğini ama iktidara geldikten sonra söz verdiği değişikliği içeride ve dışarıda yapamadığını gördük” dedi.

  • 0
  • 759
Her iki Amerikalıdan biri Trump’a oy verdi
© bizimizmir.net
Yazı Boyutu:

Ege Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Merkezi (ESAM) ve Ege Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Topluluğu (ULİT) işbirliğiyle gerçekleştirilen “ABD Seçimleri Sonrası Türk-Amerikan İlişkileri” konferansı gerçekleştirildi. Etkinliğe konuşmacı olarak, İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Çağrı Erhan katıldı.

Ege Üniversitesi Kültür Sanat Evi’nde düzenlenen “ABD Seçimleri Sonrası Türk-Amerikan İlişkileri” konferansına Ege Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Merkezi (ESAM) Müdürü Yrd. Doç. Dr. Sinem Kocamaz,  Ege Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi (İİBF) öğretim üyeleri  Yrd. Doç. Dr. Mustafa Küçük, Yrd. Doç. Dr. Zerrin Ayşe Öztürk, Katip Çelebi Üniversitesi İİBF Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mehmet Bülent Uludağ katıldı.

Konferansın açılış konuşmasını, ESAM Müdürü Yrd. Doç. Sinem Kocamaz yaptı. ESAM ve ULİT’in işbirliğiyle 2016-2017 döneminde yapılan 3. konferansları olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Kocamaz, “Bu gün Çağrı hocamızın yapacağı konuşma uluslararası ilişkilere gönül vermiş arkadaşlarımız, bu bölümü okuyan arkadaşlarımız için çok kıymetli bir vizyonla bakış açısı çizeceğini düşünüyorum. Malum uluslararası ilişkilerin bu ara yatıp kalkıp konuştuğu şey Trump Dönemi. Trump’ın politikaları nasıl olacak, dünya nasıl şekillenecek, yeni bir dünya düzeni mi oluşacak, ekonomi nereye gidiyor, orta sınıfın geleceği, bütünleşme hareketleri, NATO ilişkileri bunların hepsinin anahtarı biraz da yeni ABD Başkanı’nın elinde, özellikle Türkiye’yle olan ilişkiler kısmı da hakeza öyle. Dolayısıyla uluslararası ilişkiler de hemen hemen her gelişmeyi öğrenebilmek için Trump’ın politikalarını onun bakış açısını az çok öğrenebilmek yorumlayabilmek gerekiyor. En önemlisi de Türkiye ile olan ilişkileri. Bir kısım medya da çıkan yorumlar, analizler; Türkiye ile ilişkilerinin olumlu olacağını söylerken diğer taraftan fazla abartıldığı yönünde” dedi.  Bunların hepsini yorumlanması gerektiğini söyleyen Yrd. Doç. Dr.  Kocamaz, uluslararası ilişkiler de alanın en iyi ve en prestijli isimlerinden biri olan Prof. Dr. Çağrı Erhan’ı ağırlamaktan onur ve mutluluk duyduğunu da belirtti.

“ABD’de Sadece Başkan Değil İktidar Değişti”
Her şeyden önce bu güneşli ve güzel kış gününde dışarda bulunmak yerine burada olmayı tercih ettikleri için kendisini dinlemeye gelen kitleye teşekkür eden Prof. Dr. Erhan, “Kuşkusuz çok önemli bir dönemden geçiyoruz, Türk Dış Politikası açısından. ABD’de bir başkanlık değişimi oldu, fakat sadece bir başkan değişiminden değil aynı zamanda iktidar değişiminden de söz etmek mümkün çünkü farklı bir siyasal partiden bir başkan  seçildi” dedi. Prof. Dr. Erhan, ABD’de Donald Trump iktidara geldiğinde bazı kesimlerin hayal kırıklığına uğradıklarını söylediklerini, fakat oylara bakıldığında her iki Amerikalıdan birinin Trump’a oy vermiş olduğunun görüldüğünü de söyledi.

“8 SENEDİR AMERİKA BAŞKANSIZ YÖNETİLİYOR”
Prof. Dr. Çağrı Erhan,  “Bir fıkra çok dolaşmaya başladı ortada, ‘Bu Trump dönemi nasıl olacak’ diye endişelenenler için anlatıyorlar. Franklin D. Roosevelt, kendisi çocuk felci geçiren, İkinci Dünya Savaşı döneminde Amerika’nın Başkanıydı  ve tekerlekli sandalyeyle yönetiyordu ülkeyi. Roosevelt Amerika’nın bir engelli tarafından nasıl idare edilebileceğini gösterdi, gerçekten de çok iyi idare etti. John F. Kennedy Amerika da geleneksel beyaz Protestan yönetici, elit kitlenin dışında bir isimdi. Amerika’nın yakın tarihinde ilk defa İrlandalı bir Katolik daha doğrusu Protestan olmayan bir kişi Amerika’nın başkanlığına gelmişti. Kennedy’de bir vasfı olmayan bir kişinin Amerika’yı nasıl yönetebileceğini gösterdi. Şimdi de Trump dönemi için endişelenip duruyorsunuz fakat unutmayın ki 8 senedir de Obama Amerika’nın başkansız nasıl idare edilebileceğini gösterdi” dedi.

Obama Dönemi’nin ABD siyaseti açısından Amerika’nın küresel gücünün en fazla düşüşe geçtiği dönem olarak ifade edildiğini söyleyen Prof. Dr. Erhan,  “Obama’nın, başkanlık kampanyası sırasında biraz da popüler kültüründe etkisiyle çok fazla allanıp pullandığını, değişik söylemlerinin toplumun dışlanmış kesimleri tarafından kucaklandığını, şişirildiğini ama iktidara geldikten sonra söz verdiği değişikliği içeride ve dışarıda yapamadığını gördük” diye konuştu.
Prof. Dr. Erhan, o tarihlerde Türkiye’de de pek çok insanın Obama’nın dünya için bir umut olduğunu, özellikle Ortadoğu meselesinin Obama döneminde çözülebileceğini düşündüğünü de sözlerine ekledi.

OBAMA’YA PEŞİN PEŞİN BİR NOBEL BARIŞ ÖDÜLÜ VERİLDİ
Prof. Dr. Erhan, “Ortadoğu meselesinin Obama Döneminde çözülebileceğine Nobel Komitesi de inandı ve Obama’ya peşin peşin  bir Nobel Barış Ödülü verdiler. Bu gün itibariyle görevden ayrılmasına 46 gün var aşağı yukarı. Bu peşin peşin aldığı Nobel Barış Ödülü’nün gereğini acaba 46 günde yerine getirebilir mi? Zannetmiyorum. Niye yapamadı, çünkü Obama’nın içerde 2008 yılındaki krizin getirdiği büyük yükle uğraşırken, dışarıda güçlü bir politika takip etmesi mümkün değildi. Öyle de oldu” dedi.
Bu tür etkinliklerin arttırılarak devam etmesi temennisinde bulunan Prof. Dr. Erhan’a,  ESAM Müdürü Yrd. Doç. Sinem Kocamaz tarafından çiçek ve plaket verildi.

YORUM YAZ
Diğer Haberler

Küçük başkan Ali Dönmez

Çocuk başkanlardan anlamlı mesaj

Bütün İzmir’in belediye başkanıyım

Aliağa’da 23 Nisan Coşkusu

23 Nisan coşkusu gün boyu sürdü

Dolu dolu 23 Nisan

Arşiv