Kablosuz asit ölçerle reflüye kesin tanı

  • 0
  • 905
Kablosuz asit ölçerle reflüye kesin tanı
© bizimizmir.net
Yazı Boyutu:

Gastroenterolog Prof. Dr. Ethem Tankurt  reflü hastalığının tipik belirtilerininyanında sadece öksürük, göğüs ağrısı gibi atipik belirtilerinin de olmasınınyanlış tanı ve tedaviye yol açtığını söyledi. Prof. Dr. Tankurt, “ Bu atipikbelirtiler yüzünden kardiyolojiye başvuran, anjiyo olan hastalar olduğu gibireflü olmadığı halde reflü tanısı koyulup, aylarca ilaç tedavisi gören hastalarvar. Kablosuz asit ölçer yöntemi reflü şikayetinin gerçekten reflüdenkaynaklanıp kaynaklanmadığı net ve kesin olarak ortaya koyuyor,  hastaların yanlış tanıyla tedavisi görmesinide engelliyor” dedi.

İzmir Kent Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. EthemTankurt, son yıllarda reflü hastalarının sayısında artış olduğunu söyledi. Buartışın birinci nedeninin farkındalığın artması olduğunu belirten  Prof. Dr. Tankurt, “İnsanlar daha önce yanmamoluyor, ekşimem oluyor deyip önemsemedikleri şikayetlerin aslında bir hastalıkolduğunu, buna reflü adı verildiğini duyup hekime ve hastanelerebaşvuruyorlar.  İkincisi  ise beslenme alışkanlıkları. Genelde dahayoğun beslenme, hem tatlıdan , hem yağlı içerikli gıdalardan daha fazlatüketilmesi, obezitenin artması. Sorun, yemek borusunun altında lokma mideyegeçtikten sonra kapanan, kapakçık denilen kas gevşediğinde ortaya çıkıyor. Bu kas gevşeyince hazım sırasında gıdalarasitle, enzimlerle temas ederken karışım yukarı doğru kaçak yapmaya başlıyor.Bu yemek borusu için çok rahatsız edici bir şey. Çünkü yemek borusu duvarındaaside dayanıklı bir yapı yok” diye konuştu.

REFLÜNÜN TİPİK VE ATİPİK BELİRTİLERİ VAR

Prof. Dr. Tankurt, reflünün tipik ve atipik belirtilerinedeniyle yanlış teşhis koyulabildiğine, buna bağlı hastaların yanlış ya dagereksiz tetkik ve tedavi görebildiğine dikkat çekti.  Yanma, ağıza acı su gelmesi, ekşimeninreflünün tipik belirtileri olduğunu vurgulayan Tankurt, şözlerini şöylesürdürdü:

“ Ama her zaman her hastada tipik belirtiler olmayabiliyor.Örneğin sadece gıcık tarzı bir öksürük oluyor, hasta  aylarca değişik hekimleri dolaşıyor. Ya daaçıklanamayan göğüs ağrısı. Bu nedenle kardiyolojiye başvuran da oluyor anjiyoolan da.  Sebebi bulunamayan göğüsağrısı, göğüste baskı hissi, yutarken takılma gibi olgular bunlar hepsi reflühastalığının belirti spektrumu içinde. Her hastada bunlardan bir veya birkaçıolabilir. Tipik belirtiler olduğunda sorun yok. Yaşam kalitesini bozan sıklıktayanma, ekşime, acı su olduğu zaman reflü tanısı çok kolay konuyor. Ancak atipikbelirtilerde, örneğin sadece göğüs ağrısı, sadece kronik öksürük bu durumlardateşhis için başka metotlar kullanmak gerekiyor. Tabii endoskopi ilk yapılacaktetkiklerden bir tanesi. Endoskopide o geri kaçan asidin yaptığı zedelenme ,hasar görüntüleri var mı, onlara bakıyoruz.”

 

KABLOSUZ ASİT  ÖLÇERLEKONFORLU, KESİN TANI

Teşhis için bir başka yöntemin yemek borusunda 24-28 saatboyunca asit ölçümü yapan PH metre olduğunu, Kent Hastanesi’nde de kullandıkları “kablosuz asit ölçer”le hastayırahatsız etmeden tanıya ulaştıklarını belirten Tankurt yöntem hakkında şubilgileri verdi:

 

Yemek borusunun alt ucuna endoskobik yöntemle bir çipyerleştiriyoruz. Bu geçici bir yapışma. 3-4 gün duracak,sonra kendiliğindentuvalete düşecek. Yemek borusundaki çip, ölçümlerini telsiz frekansı ile kemeretakılan bir alıcı cihaza gönderiyor. Alıcı cihazda 48 saat boyunca toplanmışolan verileri bilgisayarda döküm haline getirerek değerlendiriyoruz. Bu 48saatlik süre içerisinde kemere takılı olan alıcı cihaz dışında herhangi birkablo olmaması hastanın kişinin beslenme, banyo, gezme, yatıp uyuma, iş,alışveriş gibi günlük yaşamına aynen sürdürmesini sağlıyor.  Buna radyo frekansı ile oluşan kapsül PH metredeniyor. Kapsül PH metrenin klasik yönteme üstünlüğü hastanın burnundan incebir tel gitmediği için daha doğal bir şekilde yaşamını sürdürmesi. Bir asitkaçağı, reflü var mı bunu çok daha kesin gösteriyor. Ayrıca hastanın o andaöksürüğü varsa cihazın üzerinde düğmeler var, öksürük düğmesine basıyor. Bizöksürdüğü sırada PH yüksek mi değil mi, reflü ile bağlantılı mı onu dagörebiliyoruz. Belirti korelasyonu var mı onu da görebiliyoruz. O anda göğüsağrısı varsa göğüs düğmesine basıyor. Biz o göğüs ağrısının hakikaten reflü ilebağlantılı mı, PH düştüğü anda mı oluyor onu da görebiliyoruz.  Özellikleatipik reflü şikayetleri olan, reflü olduğundan şüphelendiğimiz fakat elimizdeçok net kanıtı olmayan hastalarda bu çok kıymetli bir tetkik. Reflütedavisi demek hastaya çok uzun bir ilaç kullanımı demek.  İlaçlara başlıyoruz ve aylarca kullanıyoruz.Halbuki burada hakikaten göğüs ağrısının asitle ilgisi olup olmadığınısaptıyor, asitle ilgisi yoksa hastanın ağrının araştırılmasına devam etmesigerektiğini söylüyoruz.”

 


YORUM YAZ
Diğer Haberler

Hayat Projesi ile hedefe tam isabet

Alfa kuşağının teknoloji alışkanları değişti

Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı Akredite Edildi

Gürcü hasta robotik cerrahi teknolojisiyle şifa buldu

Şehir Hastanesi’nde Tüp Bebek Tedavisi

Eşrefpaşa’nın hidroterapi havuzlu sağlık hamlesi

Arşiv