Körfez’deki iyileşme balığa da yaradı

  • 0
  • 960
Körfez’deki iyileşme balığa da yaradı
© bizimizmir.net
Yazı Boyutu:

İzmir Körfezi’ndeki su kalitesi, balıkları da olumlu şekildeetkiledi. Körfez’deki canlı çeşitliliği ve balık türleri artarken, balıklardakiağır metal oranları da düştü. DEÜ Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsütarafından yayınlanan son raporda, Körfez barbunu ve ısparozun Türk GıdaKodeksi, MAFF (İngiliz Gıda, Tarım ve Balıkçılık Bakanlığı) ve FAO (BirleşmişMilletler Gıda ve Tarım Örgütü) ağır metal limit değerlerinin çok altındaolduğu tespit edildi.

 

2000’li yıllara kadar her türlü atığın boşaltıldığı bir yerolarak kullanılan İzmir Körfezi’ndeki su kalitesi, günümüzde “AB Yüzme SuyuYönetmeliği” kriterlerini sağlayan kaliteye ulaşırken, deniz altındaki yaşam daçarpıcı iyileşmeyi gözler önüne seriyor. İç körfezde çözülmüş oksijenseviyesinin yükselmesi ile birlikte canlı türü sayılarında da ciddi artışyaşanıyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Dokuz Eylül Üniversitesi DenizBilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü işbirliği ile yürüttüğü çalışmaların İzmir kamuoyuile paylaşılan 2013 yıl sonu raporu “Yüzülebilir Körfez” için umut verirken,Körfez’de yetişen balıkların ağır metal incelemelerinde de çarpıcı sonuçlarçıktı.

Üniversitenin Dış, Orta ve İç Körfez’de yılda dört kez olmaküzere 38 istasyondan aldığı örneklerden elde edilen sonuçlar, “Büyük KanalProjesi’nin İzmir Körfezi Denizel Ortamındaki Fiziksel, Kimyasal, Biyolojik veMikrobiyolojik Etki ve Sonuçlarının İzlenmesi” adlı raporda yayınlandı. 2013yılı Aralık ayında hazırlanan son raporda, Dış Körfezi temsil eden Foça – GedizNehri’nin denize döküldüğü bölge ile Gülbahçe bölgesi ve orta-iç Körfez’itemsil eden Uzunada bölgesinde yakalanan barbun ve ısparoz balıkları ağır metalaçısından incelendi. Türk Gıda Kodeksi Standartlarına göre bir kiloda 1000mikrogram olan civa sınır değeri Körfez barbun ve ısparozunda en düşük 48 ve enyüksek 284 mikrogram/kilogram olarak belirlendi. 50 mikrogram/kilogram olankadminyum sınır değeri Körfez balığında en yüksek 1.76, 300 mikrogram/kilogramkurşun sınır değeri yine balıklarda en yüksek 219 olarak ölçüldü.  DünyaSağlık Örgütü Standartlarına göre 50.000 mikrogram/kilogram krom sınır değerikörfez ısparoz ve barbunlarında en yüksek 162, 30.000 mikrogram/kilogram bakırsınır değeri en yüksek 609, 100.000 mikrogram/kilogram çinko sınır değeri ise 7bin 933 olarak ölçüldü.   

Raporda; İzmir Körfezi’nden yakalanan barbun ve ısparozbalıklarında ölçülen ağır metal konsantrasyonlarının Türk Gıda Kodesi, MAFF(İngiliz Gıda, Tarım ve Balıkçılık Bakanlığı) ve FAO (Birleşmiş Milletler Gıdave Tarım Örgütü) limit değerlerinin çok altında olduğu belirtilirken, ağırmetal konsantrasyonlarının Büyük Kanal Projesi’nin hayata geçmesine bağlıolarak azalmakta olduğu bilgisi yer aldı. Örnek olarak ise en kritik ağır metalolan civa konsantrasyonunun maksimum değerinin 399 mikrogram/kilogramdan 284’edüştüğü belirtildi. (Türk Gıda Kodeksi Standartları 1.000, MAFF standartları500)

 

 

 

Prof. Küçüksezgin; “Balıklarda metal seviyesi düştü”

İZSU Genel Müdürlüğü ile birlikte 1996 yılından bu yana veözellikle 2000 yılından sonra sürekli İzmir Körfezi’nde çalışma yaptıklarınısöyleyen DEÜ Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr.Filiz Küçüksezgin, “Her yıl düzenli olarak dış ve orta Körfez’de yoğun olarakbulunan ve tüketilen barbun ile ısparoz balıklarında metal (konsantrasyonu)ölçümleri gerçekleştiriyoruz. 2004 yılına kadar ölçtüğümüz metal değerlerindekimaksimum seviyeler son yıllarda azaldı. Bulunan metal konsantrasyonları DünyaSağlık Örgütü’nün ve İngiltere’deki yönetmeliklerin izin verdiği tolereedilebilir miktarının çok altında” diye konuştu. Büyük Kanal Projesi’ninKörfez’de büyük bir iyileşmeye yol açtığını belirten Küçüksezgin, “Özellikleışık geçirgenliğinin artması, canlıların alt tabakaya kadar inmesine sebepoldu. Sirkülasyon ve oksijen seviyesinin artması tür çeşitlerini de artırdı”dedi.

 

İzmir Körfezi yeniden doğdu

İzmir Körfezi’ndeki değişimi 2000 yılından bu yana süreklikontrol altında tutan İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin her ay İZSU Genel MüdürlüğüLaboratuvarı’na yaptırdığı analiz sonuçları, Körfez’deki iyileşmeyi net birşekilde gözler önüne seriyor. 11 noktadan alınan numunelerde yapılan tahliller, Körfez’dekisu kalitesini belirlemek için kullanılan askıda katı madde, koli basili vebulanıklık verilerinin, son yıllarda “Avrupa Birliği Yüzme Suyu Yönetmeliği”sınır değerlerinin çok altında olduğunu ortaya koyuyor. Su Kirliliği KontrolüYönetmeliği Deniz Suyu Kriterlerine göre belirlenen litrede 30 miligram üstsınır değer  Körfez’deki su kalitesinin artmasından dolayı birçokistasyonda litrede 5 miligramın altında ölçülüyor.

Yüzme Suyu Kalitesi Yönetmeliği (AB Yüzme Suyu Direktifi)kalite kriterlerine göre 100 mililitre suda 200 – 2.000 olarak belirlenen fekalkoliform  (koliform bakteri) değerleri ise İzmir Körfezi’ndeözellikle istasyonların tamamına yakın kısmında “0” olarak saptanıyor.Körfez’deki toplam koliform oranı (gıda ve suların sıhhi durumunu gösterenbakteri) da sınır değerlerin çok altında çıkıyor.

 

Avrupa standartlarında arıtma

İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan arıtmalardaÇevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın gerçekleştirdiği denetlemeler de, çıkış suyudeğerlerinin, kirlilik sınırlarını belirleyen standartların çok altındaolduğunu ortaya koyuyor.

Genişleyen sınırlarla birlikte İzmir Büyükşehir Belediyesi,17’si ileri biyolojik olmak üzere işlettiği arıtma sayısı köy arıtmaları ilebirlikte 67’ye ulaştı.  Arıtma tesis sayısının fazlalaşması ve çıkışsuyu kalitesinin yüksek olması, sadece İzmir Körfezi’nde değil, kentin turistikyörelerindeki deniz suyu kalitesini de artırıyor.

 

Nereden nereye?

1960’lı yıllardan itibaren İzmir Körfezi giderek kirlenmeyebaşladı ve her türlü atık arıtmaya tabi tutulmadan Körfez’e aktı. Bu süreç 2000yılına kadar devam etti. 2000 yılında devreye giren Büyük Kanal Projesi ile tümatık sular arıtma tesislerinde arıtılarak Körfez’e deşarj edilmeye başlandı.2002 yılında da Güneybatı Atık Su Arıtma Tesisi hizmete girdi. Bunu Ragıp PaşaDalyanı’nın yıkılması, Meles Deltası’nın ıslahı, endüstriyel kuruluşlara arıtmatesislerinin yaptırılması ve ıslah çalışmaları izledi. Dere yataklarınıniçindeki kanal hatları iptal edilerek dere kenarlarına alındı, derelerin sadeceyağmur suyunu Körfez’e taşıması sağlandı. Böylelikle İzmir, atık su alt yapısıile gelişmiş ve çağdaş metropollerle yarışır bir konuma ulaştı. Can çekişenKörfez, eski yıllarda olduğu gibi mavi rengiyle tekrar bütünleşti.

İzmir Büyükşehir Belediyesi, ilçe ve beldelere kurduğubiyolojik arıtma tesisleri ile Gediz, Nif ve Küçük Menderes havzalarınıkirlilikten kurtardı. 2008 – 2013 yılları arasında 872 bin 500 kişininevsel atığını arıtacak kapasitede biri biyolojik, 10’u ileri biyolojik olmaküzere 11 arıtma tesisi hizmete alındı; bu arıtmalar için 85.5 milyon liralıkyatırım yapıldı. İzmir Büyükşehir Belediyesi, Türkiye’nin en önemli çevreyatırımlarından birine daha imza atarak, arıtma çamurlarının çürütülüpdeğerlendirilmesini sağlayacak aynı zamanda depolanma sorunun ortadankaldırarak, biogaz elde edilmesini sağlayacak “Çamur Çürütme ve KurutmaTesisi”ni de devreye aldı.  2014 yılının Ocak ayında hizmete girentesis için 61.5 milyon liralık yatırım yapıldı. 2 milyon liralık yatırımlaİzmir’in ilk “solar çamur kurutma” tesisi Havza Atık Su Arıtma Tesisi’ndehizmete girdi. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin 2008 yılından bu yana arıtmayatırımları için harcadığı tutar 149 milyon lira oldu. Giderek sığlaşan vedeniz alanlarının azaldığı gözlenen İzmir Körfezi’nin kurtarılması için “BüyükKörfez Projesi” başlatıldı. İzmir Körfezi’ne akan dere ağızlarınıntemizlenmesi, Körfez’in kuzeyinde bir sirkülasyon kanalı açılması ve Körfeztabanındaki malzemelerin temizlenmesi için 10 milyon liralık yatırımlakazıcı-emici ve destek tipi olmak üzere 2 yeni gemi alımı yapıldı. 

 

YORUM YAZ
Diğer Haberler

Çelikkaya son yolculuğuna uğurlandı

Sabah vardiyası ziyareti

Torbalı Belediyesi'nden Uçurtma Şenliği

Geleceğin bilim insanı lise öğrencileri tıp projeleriyle yarıştı

İZSU'da bayrak değişimi

Güne Fen İşleri Şantiyesi'nde başladı

Arşiv