Ege Bölgesi Sanayi Odası Aydemir Aşkın Salonu'nda düzenlenensöyleşide Memleketimden Ekonomi Manzaraları konulu bir sunum yapan Prof. Dr.Yeldan, Türkiye ekonomisinin büyüme, enflasyon ve döviz kuru gibi verileriniirdeleyerek 1950'den bu yana geçirilen aşamalar ve bugün gelinen nokta hakkındadeğerlendirmelerde bulundu.
Büyüme grafikleri incelendiğinde büyük zikzakler çizengrafik üzerinde ortalamalara göre bir doğru çizildiğinde yönün aşağıya doğruolduğunun görüldüğünü ifade eden Yeldan, imalat sanayinin GSMH içindeki payınında giderek gerilediğini söyledi.
Gelinen noktada kırılganlıkların devam ettiğini belirtenYeldan, şöyle konuştu:"Kabaca izlenen model; (dışarıdan para gelsin, biz bunuekonomiyi canlandırıcı, tüketim ve yatırıma dönüştürücü bir taleptedeğerlendirelim, ara malı ithalatı da ucuzladığı için ithalata bağlı birihracat yapısı kullanalım).
Fakat ithalata bağlı ihracat da sermaye yoğun, emekkullanmayan bir üretim modeli olduğu için işsizlik yüzde 8-9 bandına sıkışmışgidiyor. İstihdam dostu olmayan, ithal sermayeye aşırı bağımlı, canlılık yaratanama bu canlılığın finansman olanakları daraldığı noktada zikzaklar yaratarakkalp atışlarına döndüğü bir konjonktürdeyiz. Bu sadece Türkiye'ye özgü değilbizim gibi ekonomilere biçilmiş kolay bir olanak olarakdeğerlendiriliyor."
Bunun sürdürülebilir olup olmadığı yönündeki tartışmalarındevam ettiğini, Japonya ve Kore gibi sürekli büyüme ortamının yakalanması içineğitim reformu yapılması, halen ortaokul terk düzeyinde olan ortalama eğitiminyükseltilmesi, niteliği yüksek işgücünün artırılması ve Ar-Ge'ye daha fazlakaynak ayrılması gibi önlemlerin gündemde olduğunu anlatan Yeldan, bu konuda bugünden yarına etkili olacak birreçetenin bulunmadığını ifade etti.
Dünyadaki mevcut modelin gelir dağılım dengesini bozduğunu,sermayenin kontrolsüz dolaşımının bir çok ekonomide kırılganlığa neden olduğunuifade eden Yeldan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye gibi ülkelerin kırılganlıklarını yaratan da sermayeninkontrolsüz girişi. Yasaklanması değil ama yönlendirilmesi gerekiyor. Buçerçevede Tobin Vergisi, finansal işlem vergisi veya zorunlu karşılık oranlarıgibi konular tartışılıyor. Bunlar piyasa tarafından algılanabilen sinyallerolarak üretilebilirdi. Sermaye girişleri biraz da IMF baskısıyla tüm dünyada okadar popüler hale geldi ki bu bir demokrasi sorunu gibi aktarıldı. (Fikirlerde sermaye de özgürdür, paranın sıcağı soğuğu olmaz para paradır) dendi. Fakat artık bu kumarhane kapitalizminin denetlenmesigerekiyor." Kapitalizmin yaşadığı krizi aşamaması için başka bir dünyasisteminin gelişmesinin gerektiğini de belirten Yeldan, "Öyle biralternatifi yaratacak unsurlar güçlü değil" diye konuştu.