Öğretmen Dertsiz'in başarı “öykü”sü

İzmir Gazeteciler Cemiyeti (İGC) tarafından bu yıl 8. kez düzenlenen İsmail Sivri Çocuk Öyküleri Yarışması'nda Çiğli Şehit Samet Çakır Ortaokulu Türkçe Öğretmeni Özlem Tezcan Dertsiz'in üç öğrencisi ve kızı yarışmada derece aldı.

Çocuklara edebiyatı sevdirmek ve İGC'nin onursal başkanı, Atatürk sevdalısı İsmail Sivri'nin adını yaşatmak amacıyla gerçekleştirilen çocuk öyküleri yarışması, dikkat çeken bir başarı hikayesine sahne oldu.

Son üç yıldır İsmail Sivri etkinliğine katılması için öğrencilerini yüreklendiren öğretmen Özlem Dertsiz, bu yıl verdiği emeğin karşılığı aldı. Üç öğrencisiyle birlikte kızı Irmak Dertsiz de yazdıkları öykülerle ödüle değer bulundu.

Yarışmaya 12 öğrencinin 13 öyküsüyle katıldıklarını belirten Dertsiz, amacının düşünen, soru soran, yazan çocuklar yetiştirmek olduğunu söyledi. Bu nedenle farklı kurumların açtığı yarışmalara çocukların katılması için teşvik ettiğini belirten Dertsiz, “Daha önce de yarışmalara katıldığımız için öğrencilerimi teşvik etmeme gerek bile kalmadı. Aldıkları başarılar öğrencileri motive ediyor. Sürekli yazıyorlar. Bu yarışmalar onların yazmaya olan isteklerini artırması için çok önemli oluyor” dedi.

Katılacakları yarışmaları özenle seçtiklerini, niteliğe ve içeriğe baktıklarını dile getiren Türkçe öğretmeni Dertsiz, “Çocuklarımızın gelişimini sağlayacak, onları daha da heveslendirecek olanlara katılıyoruz. Bu yıl kızım Irmak Dertsiz de ödül aldı. Onunla beraber Çiğli Şehit Samet Çakır Ortaokulu'ndan Gökçe Güleryüz, Miray Doğan ve Çiftehavuzlar Ortaokulu'ndan Asya Özçelik de yarışmadan ödülle döndüler. Bu bizleri çok mutlu etti” diye konuştu.

“Test kafalı olmayın”
Türkçe öğretmeni Dertsiz, okulda çocuklara “Test kafalı olmayın” sözünü sürekli anımsattığını, düşünmeye, üretmeye ve soru sormaya teşvik ettiğini de anlatarak, şöyle konuştu:

“Yazan insan düşünen insandır. Yazmak için de çok okumak gerekir. Bunu da öğrencilerime hatırlatıyorum. Bu tür nitelikli yarışmaların düzenlenmesi de çok önemli. İnternet ve televizyonun içi boş. Çocuklar bu boşluk içinde kaybolup gidiyorlar. Bu tür etkinlikler ayaklarını yere basmalarını sağlıyor. Ödülün sonucunu aldığımızda çok sevindik. Ben iki farklı sevinç yaşadım. Hem anne hem de öğretmen olarak iki farklı duyguyu bir arada yaşadım. Havalara uçtum. Bu öğrencilerim hem de kızım için hayat yolunda çok önemli bir adım oldu. Bundan sonraki hedeflerini buna göre belirleyeceklerini düşünüyorum. Yazmayı okumayı daha da artıracaklar. Topluma ve insanlığa faydalı işler yapacaklardır. Bu hedefe giden yolda yarışmalar çocuklarımı teşvik ediyor onları dinç tutuyor. Artık onlar birer yazar adayı. Bu da öğretmenlik hayatımda gururla söyleyebileceğim anlardan biridir. Okuyan insanın sırtı yere gelmez. Hele okuyup da yazan kişi hayatın anlamlarından birini yakalamıştır.”