Skandalsız bir hayat

  • 0
  • 3.380
Yazı Boyutu:

Podyumlara veda ettikten sonra oyunculuğu ve sunuculuğu bir arada yürüten Fatoş Seğmen, hayata karşı duruşu ve skandallardan uzak çizgisiyle ekranların aranılan yüzü oldu...
Üniversitede eğitim görürken aldığı teklif sonucu hayatı tamamen değişen Fatoş Seğmen ile samimi bir röportaj gerçekleştirdik. Fotoğrafları ise sevgili Metin Tunç çekti.


Burcu Şakar: Üniversitede okuyordun sana bir teklif geldi ve hayatın farklı bir yola girdi.
Fatoş Seğmen:  Evet. Kesinle her şey aldığım teklifle başladı. Ege Üniversitesi Beden Eğitimi Öğretmenliği Bölümünde okurken Rönesans Model Ajansı’ndan aldığım teklif ile mankenliğe başladım. Modelliği, hobi olarak yapıyordum. Zaman içerisinde kendimi bu yönde geliştirerek profesyonel olarak yapmaya başladım. 2000 yılında Bakü de yapılan Best Model yarışmasında birinci seçilerek tescilli bir güzel olarak kariyerime devam ettim. Mankenlik ve fotomodellik mesleğinin en iyi şekilde yapılabilmesi için kişinin vücut dilini(duruşunu) önemlidir. 2004 yılında, Türkiye güzellik(Miss Turkey) yarışmasında seçilerek Ekvator’da yapılan Kainat Güzellik yarışmasına gitmeye hak kazandım. Ülkemi yurtdışında temsil ediyor olmak benim için gerçektende gurur verici bir olaydır ve benim hayatımda önemli bir yeri vardır. İstanbul’da Uğurkan Erez Model Ajans’da mankenlik kariyerime devam ederken gelen sunuculuk ve oyunculuk teklifleri ile ekran önünde yer almaya başladım.

BŞ: Hangi dizilerde oyunculuğunu geliştirdin?
FT: Bir işi severek yapmak başarılı olmanın sırrıdır. İyi bir oyuncu olmak için çok çalıştım. Ekran önünde olmayı sevdiğim için mankenlikten daha çok sunuculuk ve oyunculuğa yoğunlaştım. Yalancı Romantik, Ah Polis Olsam, Kuş Dili, 24 Saat ,Gemilerde Talim Var, Ölümüne Sevdalar gibi birçok drama ve komedi dizilerinde oynadım . 

BŞ: Dizi dışında hiç sinema filminde oynamayı düşündün mü?
FS: İlk deneyimim Kağıt filmi oldu. Sinan Çetin’in filmleri genellikle vizyona geç girer. Bu film de onlardan bir tanesi.  Filme önce komedi olarak başladık. Senaryo dram olarak değişti. Bu yüzden Sinan Çetin’le çalışmak farklıdır. Senaryoyu çekerken değiştirebildiği için ezberlerimiz çekim sırasında elimize geliyordu. Çok zor olduğu gibi keyifli de oluyor. Sinan Çetin, yaptığı işin kusursuz olduğunu görene kadar beklediği için film yaklaşık 3 sene sonra vizyona girdi. Bu yüzden Sinan Çetin’le çalışmanın keyfi oldukça farklıdır.

BŞ: Oyunculuk mu, sunuculuk mu, daha cazip?
FS: Ben sunuculuğu tercih ederim. Altı sene boyunca magazin sunuculuğu yaptım, Özel Hat, Heyecanlı, Festival Magazin, Renkli Hayatları sundum. Sürekli magazin programlarında bulundum.

BŞ: Kendi haberini hiç sundun mu?
FS: Kendi haberini sunman mantıklı olmuyor. Magazini sunuyorsan kesinlikle göz önüne çıkmaman gerekiyor. ‘’Flash Flash!! Fatoş Seğmen, gecelerde yakalanmış’’diye kendi haberini sunmak kötü olurdu herhalde. O’ nu da gördük işte dedirtmemek lazım. Dost var düşman var… 

BŞ: Genelde hangi rollere seni yakıştırıyorlar?
FS: Beni sürekli bakımlı, makyajlı ve süslü gördükleri için magazin türü ve görsellik ön planda olan rollere yakıştırıyorlar. Gelen teklifler bu doğrultuda. Süslü, zengin aile kızı, şımarık güzel kız rolleri geliyor. Hiç ev hanımı rolü gelmedi. Bilmiyorum öyle bir imaj mı veriyorum. Oysaki günlük hayatında oldukça sade, makyaj bile yapmayan, evcimen biriyim.

BŞ: Mutfakla aran nasıl? Yemek programı sunmayı ister miydin?
FS:  Mutfakla aram çok iyidir. Kökenim Girit’e dayanıyor. Girit mutfağının methini bilmeyen yoktur. Ne yalan söyleyeyim çok da güzel yemek yaparım. Tatlılara çok düşkünüm diyet tatlı yaparım ev yemeklerinin hepsini bilirim. Tiramisu ve kepekli havuçlu kekim meşhurdur. Arkadaşlarım özellikle bu ikisini yapmamı ister.

BŞ:  Kilonu korumak için özel bir şeyler yapıyor musun?
FS:  Spor yapmak çok önemli.  Diyet tek başına hiçbir işe yaramaz. Haftanın bir günü kendimi çok güzel ödüllendiriyorum. Mantı, pasta börek ne istersem yiyip diğer günleri kontrolü elden bırakmıyorum. Geç saatlerde yemek yemeyerek, sebze ağırlıklı besinler tüketerek sağlıklı beslenmeyi tercih ediyorum. Cildimin enerjisini de arttırıyor. Tabii, alkol ve sigarayı hayatıma sokmamamın da faydası var.

BŞ: Özel hayatında nasılsın, zor musun?
FS:  İzmirliler genelde neşeli olur. Bende neşeliyim. Hareketli bir yapıya sahibim. Neşeli ve hareketli olduğum için şöyle sürekli sürprizler yapan biri olduğum sanılıyor. Hiç alakası yok. Sürpriz yapmayı sevmem ama yapılırsa çok mutlu olurum. Hayatımda çok inişler çıkışlar yoktur. Uçuk davranışları sevmem. Zor olmayan uyumlu bir yapım var.

BŞ: Hepimizi dizi kolik olduk. Dizileri nasıl buluyorsun?
FS:  Seyirciyi ekrana kilitlemeyi çok iyi biliyorlar. Dizilerin ilk senesi gayet güzel oluyor. İkinci sene uzasın diye amacından çıkıyor, inandırıcılığını yitiriyor. Ağlatan dizilerden şikayetçiyim. Çok fazla ağlatan dizi var. İnsanlar gerçek hayatta zaten ağlıyor. Şehitler ve yaşanan olumsuzlukların üzerine, dizilerde de ağlamaktan kahrolduk. Birazcık yüzümüzün gülmesine ihtiyacımız var. Ben özellikle sitcomları tercih ediyorum.  

BŞ: Ne zaman yeniden ekranlarda olacaksın?
FS: Projelerin birçoğu başlıyor ve kısa süre sonra bitiyor. Kısa süren bir projede yer almak istemiyorum. Fazla seçiciğim iyi mi kötü mü bilmiyorum. Kaliteyi bekliyorum. Uzun süreceğini düşündüğüm bir projede yer almak bana daha cazip geliyor.  Komedi dizisi oynamak ve program sunuculuğuna sıcak bakıyorum.

BŞ: Güzel olmanın avantajları ve dezavantajları  var mı?
FS: Eğer pozitif yönde kullanırsan avantajları var. Bazıları güzellik üzerine kurulu bir hayat yaşıyor.  Her şeyi ona odaklı yaşadıkları için insanlara güzeller, kültürsüz ve cahildir imajı veriliyor. O kadar güzel olmaya odaklanıyorlar ki karşılarına çıkan fırsatları bile değerlendiremiyorlar. Avantajları  geliştirmek her zaman olduğu gibi insanın kendi elindedir. Ekranda da öyle.  Her şey görsellikle başlıyor ama kabiliyetinle devam ediyor. Güzellikten dolayı şans verilir ama bir kere, kendini eğitmen, özelliklerini arttırman çok önemli.  Çok fazla dezavantajı yok. Hem güzel hem de tanınan biriysen hayatına daha fazla dikkat etmen gerekiyor.  Göz önünde olduğun için yapılan hatalar hemen tölere edilemiyor.  

BŞ: Genç mankenlere ya da adaylarına tavsiyelerin neler?
FS: Mankenlik mesleği benim için çok geride kaldı. Gençler çok farklı hayal edip hatalar yapabiliyorlar. Çok renkli ve gösterişli buldukları bu hayata erken yaşta başladıkları için yanlış yapmaya çok açık oluyorlar. İşte bu nokta da ailenin önemi devreye giriyor. Yeni başlayan arkadaşlara okul eğitimlerini asla ihmal etmemelerini, iyi bir ajansa kayıt yaptırmalarını ve mutlaka ailelerinin onayını almalarını tavsiye ediyorum.  

BŞ: Mankenlik popülerliğini yitirdi mi?
FS: Mankenlik yavaş yavaş yok olmaya başladı. Eski modeller bu mesleği daha iyi yapıyorlardı. Örnek alınan isimler vardı. Şimdilerde mankenlik yapamayanlar, yaşı geçmiş ve vücudu deforme olan arkadaşlar, olmayan sesleriyle kaset çıkartıp birde kendilerine sanatçıyım diyorlar. Defile aralarında tek şarkı playback yapan manken şarkıcılar aslında dakikalık şarkıcılar var. İşte onlar güzel olmaya odaklı yaşayan güzellerden. Sonuç; bir süre sonra yok olup gidiyorlar.   

YORUM YAZ
Diğer Haberler

Mizah yaşamdaki çelişkilerden doğar

Müzik yapmak nefes almak kadar önemli

Hakan Aysev: Benim tek kahramanım Annem

Şeker Ağa konuk

Kendi romanlarımın kapaklarını kendim tasarlayıp yağlıboya tabloya işliyorum

Huzurlarınızda Yücel Erten!

Arşiv