Yeni Darbe İhtimallerine Karşı Demokrasi Arttırılmalıdır!

Konak Kent Konseyi 15 Temmuz gecesi, yaşanan darbe girişimi ile ilgili bir basın açıklaması yaptı: Konsey adına açıklamayı Konsey Başkanı Hamit Mumcu yaptı.                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                              
Ülkenin içinde bulunduğu koşulları bahane eden Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki bir grup üst rütbeli asker, 15 Temmuz gecesi, bir askeri kalkışmayla ülke yönetimine el koymak istedi.
Ülkenin içinde bulunduğu koşulları bahane eden Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki bir grup üst rütbeli asker, 15 Temmuz gecesi, bir askeri kalkışmayla ülke yönetimine el koymak istedi. Yapılmak istenen bu darbe sadece hükümete ya da iktidar partisine değil, tüm parlamenter sisteme ve tüm seçilmiş yöneticilere idi.  Bu darbe girişimini demokrasiye olan bütün inancımızla kınıyoruz. 
Tankları ve askeri uçakları kışladan çıkaranlar, halkı, TBMM'yi ve yayın kuruluşlarını hedef almıştır. Darbe girişimi karşısında iktidar ise sivil halkı, kendi çıkarları doğrultusunda gerek camilerden gerek de cep telefonları ile attığı mesajlarla sokağa çıkmaya davet etti. Sonrasında yaşanılacaklar düşünülmeden yapılan bu çağrılar sonrası sokağa çıkan 128 yurttaşımız yaşamını yitirdi. 
Halk her ne kadar da kendi iradelerine sahip çıkmak ve meşru müdafaa hakkını kullanmak için sokaklara çıkmış olsa bu esnada maalesef ki sokaklarda palalı, kılıçlı İŞİD vari meydan okuma görüntüleri de yaşanmıştır. Teslim olan, silahsız erlere karşı uygulanan şiddetin kabul edilebilecek bir yanı yoktur. Parlamenter sistemi kaldırmak isteyerek, onlarca insanın ölümüne sebebiyet veren darbeciler gibi yaşananlardan bi haber silahsız erlere yönelik şiddet uygulayanlar da yargılanmalı ve gerekli cezasını çekmelidir.  Tarihe kara bir leke olarak geçmesi gerekirken 15 Temmuz gününün 'Demokrasi Bayramı' olarak ilan etmenin gerçekliği yoktur.
Hükümetin devam eden ertesi günlerde yaptığı sokağa çıkma çağrıları da maalesef ırkçı saldırılara sahne olmuştur. Darbe protestolarına karışan gerici güçler, İstanbul'da Gazi ve Nurtepe'de ve Malatya'da Paşaköşkü Mahallelerinde yaşayan halka yönelik saldırılarda bulunmak istedi ancak bu saldırılar halkın bir arada durması ile birlikte geri püskürtüldü. Bu bölgelerde kamu güvenliğine ve toplumsal barışa zarar verildi.
Darbe ile mücadele etmenin ve yeni darbelere karşı koymanın yolu baskıyı değil, demokrasiyi artırmak, hukuku güçlendirmektir ile sağlanır ancak darbe girişiminin ertesi günü yurt genelinde cadı avı başlatıldı. 3 bine yakın hakim ve savcı, ne olduğu anlaşılamayacak bir şekilde çok hızlı görevinden alındı, ardından gözaltı kararı verdirildi.  Bazı medya organlarının sitelerine de erişim engellendi. Benzer uygulamaların devam etmesi bekleniyor.
Darbe girişimi gerekçe gösterilerek, kısıtlı olan özgürlük ve demokrasi askıya alınmamalıdır. Tek seçeneğimiz gerçek anlamda laik, demokratik, çatışmalardan uzak ve toplumsal barışın sağlanmış olduğu bir Türkiye’nin kurulması olmalıdır. Böyle bir ortamın sağlanması için bütün partiler, kitle örgütleri ile kişiler bu konuda etkin çaba göstermelidir.