Yazı Boyutu:
Nepalde yaşanan felaketin ardından, depremlerin yıkıcılığı kadar, sonrasında hayatta kalma ve daha fazla can kaybetmeme için büyük önem taşıyan afet lojistiğine dikkat çeken Yaşar Üniversitesi akademisyenleri, depremlerden ders çıkaran Türkiyenin kurumları, kurtarma ekipleri ve teknolojisiyle, olası bir afet durumuna karşı büyük ölçüde hazır olduğunu, ancak halkın doğal afetler sonrasında ne yapacağıyla ilgili yeteri bilinçte olmadığını kaydetti.
Yaşar Üniversitesi Uluslararası Lojistik Yönetimi Bölümü öğretim görevlileri Dr. Pervin Ersoy ve Dr. Gülmüş Börühan, Örneğin, İzmir için belirlenen afet sonrası toplanma alanları hakkında pek çok kişinin bilgisi dahi yok. Türkiye Afet Müdahale Planı çerçevesinde, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının (AFAD), tüm illerde toplanma yerleri, alternatif yollar gibi tüm konularda yeni çalışmalar yaptığını biliyoruz. Bu yeniden yapılandırma süreci nedeniyle, Valilik ve diğer kurumların internet sitelerinde de toplanma yerleri, çadır alanları gibi konularda ise herhangi bir bilgi bulunmuyor. Ancak çalışmalar bir an önce tamamlanıp halkı bilinçlendirmek için harekete geçilmeli dedi.
AFET LOJİSTİĞİNİN ÖNEMİ NEPALDE BİR KEZ DAHA ORTAYA ÇIKTI
Afet lojistiğinde temel amacın insan hayatının kurtarılması olduğunu belirten Ersoy ve Börühan, Nepalde, bu konuya önem verilmediği zaman nelerin olacağının acı tecrübelerle görüldüğünü ifade etti. Ersoy ve Börühan, Ülke, afet planlarını hala 1982de oluşturdukları Doğal Afet Kurtarma Eylem Planına göre yürütüyor. Nepal depremi, lojistik yetersizlikler açıdan incelendiğinde, plansız kentleşme ve havaalanı ile karayolların durumu insani yardım lojistiğinin önündeki en büyük engel. Diğer en önemlisi sorun ise halkın eğitim düzeyi ve afet farkındalığının olmaması. Kurtarma ekiplerinin, gerekli olan tıbbi malzemenin, her türlü ekipmanın, yiyecek, giyecek, barınak, su, battaniye gibi ürünlerin; doğru zamanda, doğru yerde, doğru miktarda, doğru şartlarda, doğru maliyetle, doğru kişilere ulaştırılmasıdır ve hayati öneme sahiptir. Afet lojistiğinin olmazsa olmazı, afet öncesi, afet anı ve afet sonrası süreçlerin etkin bir şekilde planlamasıdır, yoksa Nepalde olduğu gibi kaos olur ve felaketin boyutu artar diye konuştu.
AFETLER İÇİN 22 LOJİSTİK DEPOSU YAPILDI
AFADın, ülke genelinde, riskli bölgeleri dikkate alarak lojistik depolarını planladığını kaydeden Dr. Ersoy ve Dr. Börühan, AFAD, TOKİ ile işbirliği yaparak 27 lojistik merkezi inşa etmeyi planladı. Bugüne kadar Adana, Adıyaman, Afyon, Aksaray, Balıkesir, Bursa, Denizli, Diyarbakır, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Kahramanmaraş, Kastamonu, Kırıkkale, Manisa, Muğla, Muş, Samsun, Sivas ve İstanbula en yakın Tekirdağ, Yalova ve Düzce depoları ile birlikte toplam 22 afet lojistik deposunu kurarak iki ay önce hizmete açtı. Şu anda Kocaelinde yeni bir afet lojistik deposunun kurulması planlanıyor. İstanbul açısından depo yeri olarak Kocaelinin seçilmesinin en önemli nedeni, bölgenin havaalanına yakın olması ve yurtdışından gelecek malzemelerin İstanbula ulaşımının rahat sağlanması düşüncesi. Ayrıca, acil durumda devreye girecek alternatif güzergahlar üzerinde de çalışmalar devam ediyor. Olası bir afet anında çevre yolunun kullanılamadığı takdirde insani yardım malzemelerinin afet bölgesine nasıl ulaştırılacağı konuları ile ilgili varyasyonlar yapılıyor. Tüm bu yapılanlar olası bir afet için hayati öneme sahip olan doğru adımlar şeklinde konuştu.
İZMİRDE HAVAALANLARINA YAKIN YENİ DEPOLAR YAPILMALI
Yalnızca İstanbul için değil bu gereksinim tüm illerimiz için aynı önem ve hassasiyete sahip olduğunu vurgulayan Pervin Ersoy ve Gülmüş Börühan, AFAD trafik yoğunluğunu dikkate alarak ve şehirle ilgili sorunları çözmek amacıyla bölgesel afet deposunu, İzmire yaklaşık 25 dakika uzaklıktaki Manisada kurdu. Bu depolarda son teknoloji kullanıldı, tüm konteynırlar tek bir merkezden takip edilebiliyor, online kameralarla izlenebiliyor. Bu sistem sayesinde AFAD, afet esnasında tüm Türkiye genelindeki stok verilerine anında ulaşabiliyor. Ayrıca, Türkiye genelinde 33 deposu bulunan Kızılayın da Şirinyerde 17 bin 250 kişiye günlük hizmet verebilecek kapasitede deposu bulunuyor. Bunların hepsi güzel gelişmeler, ancak İstanbulda planlandığı gibi İzmirde de olası bir afet sonrasında yardımların daha hızlı ulaştırılabilmesi için havaalanlarına yakın yeni afet lojistik depolarının kurulması iyi olacaktır dedi.
İLK TOPLANMA YERLERİ
İzmirde AFAD ve Kızılayın çalışmalarının yanı sıra İzmir Büyükşehir Belediyesinin kurduğu afet koordinasyon merkezi, coğrafi bilgi sistemi ile iletişim altyapısının çok yerinde ve önemli olduğunu, ancak halkta yeterli bilinç olmadığını belirten Ersoy ve Börühan, Örneğin; İzmir Valiliğinin açıklamalarına göre, kentte 216 afet sonrası ilk toplanma yeri, 38 çadır kent alanı belirlenmiş, ilk toplanma yerlerinin yaklaşık 2 milyon 400 bin kişiye, çadır kent alanlarının ise 39 bin kişiye hizmet vermesi planlanmış, bilinirliği için de levhalar konulmuş. Ancak İzmir için belirlenen afet sonrası toplanma alanları hakkında pek çok kişinin, bilgisi dahi yok. Valilik ve diğer kurumların internet sitelerinde de bu alanlarla ilgili herhangi bir bilgi bulunmuyor. Bazı alanlar ise bakımsız veya üzerine yapılan yapılar nedeniyle işlevini yitirmiş durumda. Benzer durum diğer illerde de geçerli diyerek uyarıda bulundu.
HALK BİLİNÇLENDİRİLMELİ
AFADın, Türkiye Afet Müdahale Planı çerçevesinde, tüm illerde olduğu gibi İzmirde de toplanma yerleri, alternatif yollar gibi konularda yeni çalışmalar yaptığını bildiklerini anlatan akademisyenler, AFAD İzmir ekipleri, planın tamamlanmasının ardından, ilgili kurumlarla birlikte komisyonlar kurup toplanma yerlerini; amacına uygun olup olmadığı, ne gibi eksikleri bulunduğu konularında yeniden gözden geçirecek. Bu yeniden yapılandırma süreci bir an önce tamamlanıp halkı bilinçlendirmek için harekete geçilmeli. Yalnızca açıklamalarla, internetten değil gerekirse başka iletişim araçları kullanılarak daha geniş kapsamlı kampanyalarla, halk, afet sonrasında neler yapacağını iyi bilir hale getirilmeli. Üniversitelerin Lojistik ve Afet Lojistiği bölümlerinden afet lojistiği süreçleri planlanırken daha fazla görüş alınması, süreçlerin daha etkin planlanmasında önemli rol oynayacaktır. Temel amacı, toplumu bilinçlendirmek ve eğitim ihtiyaçlarını karşılamak olan üniversiteler, bu konuda istendiği takdirde gönüllülük esasıyla eğitimlerde rol oynayabilir dedi.
Yaşar Üniversitesi Uluslararası Lojistik Yönetimi Bölümü öğretim görevlileri Dr. Pervin Ersoy ve Dr. Gülmüş Börühan, Örneğin, İzmir için belirlenen afet sonrası toplanma alanları hakkında pek çok kişinin bilgisi dahi yok. Türkiye Afet Müdahale Planı çerçevesinde, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının (AFAD), tüm illerde toplanma yerleri, alternatif yollar gibi tüm konularda yeni çalışmalar yaptığını biliyoruz. Bu yeniden yapılandırma süreci nedeniyle, Valilik ve diğer kurumların internet sitelerinde de toplanma yerleri, çadır alanları gibi konularda ise herhangi bir bilgi bulunmuyor. Ancak çalışmalar bir an önce tamamlanıp halkı bilinçlendirmek için harekete geçilmeli dedi.
AFET LOJİSTİĞİNİN ÖNEMİ NEPALDE BİR KEZ DAHA ORTAYA ÇIKTI
Afet lojistiğinde temel amacın insan hayatının kurtarılması olduğunu belirten Ersoy ve Börühan, Nepalde, bu konuya önem verilmediği zaman nelerin olacağının acı tecrübelerle görüldüğünü ifade etti. Ersoy ve Börühan, Ülke, afet planlarını hala 1982de oluşturdukları Doğal Afet Kurtarma Eylem Planına göre yürütüyor. Nepal depremi, lojistik yetersizlikler açıdan incelendiğinde, plansız kentleşme ve havaalanı ile karayolların durumu insani yardım lojistiğinin önündeki en büyük engel. Diğer en önemlisi sorun ise halkın eğitim düzeyi ve afet farkındalığının olmaması. Kurtarma ekiplerinin, gerekli olan tıbbi malzemenin, her türlü ekipmanın, yiyecek, giyecek, barınak, su, battaniye gibi ürünlerin; doğru zamanda, doğru yerde, doğru miktarda, doğru şartlarda, doğru maliyetle, doğru kişilere ulaştırılmasıdır ve hayati öneme sahiptir. Afet lojistiğinin olmazsa olmazı, afet öncesi, afet anı ve afet sonrası süreçlerin etkin bir şekilde planlamasıdır, yoksa Nepalde olduğu gibi kaos olur ve felaketin boyutu artar diye konuştu.
AFETLER İÇİN 22 LOJİSTİK DEPOSU YAPILDI
AFADın, ülke genelinde, riskli bölgeleri dikkate alarak lojistik depolarını planladığını kaydeden Dr. Ersoy ve Dr. Börühan, AFAD, TOKİ ile işbirliği yaparak 27 lojistik merkezi inşa etmeyi planladı. Bugüne kadar Adana, Adıyaman, Afyon, Aksaray, Balıkesir, Bursa, Denizli, Diyarbakır, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Kahramanmaraş, Kastamonu, Kırıkkale, Manisa, Muğla, Muş, Samsun, Sivas ve İstanbula en yakın Tekirdağ, Yalova ve Düzce depoları ile birlikte toplam 22 afet lojistik deposunu kurarak iki ay önce hizmete açtı. Şu anda Kocaelinde yeni bir afet lojistik deposunun kurulması planlanıyor. İstanbul açısından depo yeri olarak Kocaelinin seçilmesinin en önemli nedeni, bölgenin havaalanına yakın olması ve yurtdışından gelecek malzemelerin İstanbula ulaşımının rahat sağlanması düşüncesi. Ayrıca, acil durumda devreye girecek alternatif güzergahlar üzerinde de çalışmalar devam ediyor. Olası bir afet anında çevre yolunun kullanılamadığı takdirde insani yardım malzemelerinin afet bölgesine nasıl ulaştırılacağı konuları ile ilgili varyasyonlar yapılıyor. Tüm bu yapılanlar olası bir afet için hayati öneme sahip olan doğru adımlar şeklinde konuştu.
İZMİRDE HAVAALANLARINA YAKIN YENİ DEPOLAR YAPILMALI
Yalnızca İstanbul için değil bu gereksinim tüm illerimiz için aynı önem ve hassasiyete sahip olduğunu vurgulayan Pervin Ersoy ve Gülmüş Börühan, AFAD trafik yoğunluğunu dikkate alarak ve şehirle ilgili sorunları çözmek amacıyla bölgesel afet deposunu, İzmire yaklaşık 25 dakika uzaklıktaki Manisada kurdu. Bu depolarda son teknoloji kullanıldı, tüm konteynırlar tek bir merkezden takip edilebiliyor, online kameralarla izlenebiliyor. Bu sistem sayesinde AFAD, afet esnasında tüm Türkiye genelindeki stok verilerine anında ulaşabiliyor. Ayrıca, Türkiye genelinde 33 deposu bulunan Kızılayın da Şirinyerde 17 bin 250 kişiye günlük hizmet verebilecek kapasitede deposu bulunuyor. Bunların hepsi güzel gelişmeler, ancak İstanbulda planlandığı gibi İzmirde de olası bir afet sonrasında yardımların daha hızlı ulaştırılabilmesi için havaalanlarına yakın yeni afet lojistik depolarının kurulması iyi olacaktır dedi.
İLK TOPLANMA YERLERİ
İzmirde AFAD ve Kızılayın çalışmalarının yanı sıra İzmir Büyükşehir Belediyesinin kurduğu afet koordinasyon merkezi, coğrafi bilgi sistemi ile iletişim altyapısının çok yerinde ve önemli olduğunu, ancak halkta yeterli bilinç olmadığını belirten Ersoy ve Börühan, Örneğin; İzmir Valiliğinin açıklamalarına göre, kentte 216 afet sonrası ilk toplanma yeri, 38 çadır kent alanı belirlenmiş, ilk toplanma yerlerinin yaklaşık 2 milyon 400 bin kişiye, çadır kent alanlarının ise 39 bin kişiye hizmet vermesi planlanmış, bilinirliği için de levhalar konulmuş. Ancak İzmir için belirlenen afet sonrası toplanma alanları hakkında pek çok kişinin, bilgisi dahi yok. Valilik ve diğer kurumların internet sitelerinde de bu alanlarla ilgili herhangi bir bilgi bulunmuyor. Bazı alanlar ise bakımsız veya üzerine yapılan yapılar nedeniyle işlevini yitirmiş durumda. Benzer durum diğer illerde de geçerli diyerek uyarıda bulundu.
HALK BİLİNÇLENDİRİLMELİ
AFADın, Türkiye Afet Müdahale Planı çerçevesinde, tüm illerde olduğu gibi İzmirde de toplanma yerleri, alternatif yollar gibi konularda yeni çalışmalar yaptığını bildiklerini anlatan akademisyenler, AFAD İzmir ekipleri, planın tamamlanmasının ardından, ilgili kurumlarla birlikte komisyonlar kurup toplanma yerlerini; amacına uygun olup olmadığı, ne gibi eksikleri bulunduğu konularında yeniden gözden geçirecek. Bu yeniden yapılandırma süreci bir an önce tamamlanıp halkı bilinçlendirmek için harekete geçilmeli. Yalnızca açıklamalarla, internetten değil gerekirse başka iletişim araçları kullanılarak daha geniş kapsamlı kampanyalarla, halk, afet sonrasında neler yapacağını iyi bilir hale getirilmeli. Üniversitelerin Lojistik ve Afet Lojistiği bölümlerinden afet lojistiği süreçleri planlanırken daha fazla görüş alınması, süreçlerin daha etkin planlanmasında önemli rol oynayacaktır. Temel amacı, toplumu bilinçlendirmek ve eğitim ihtiyaçlarını karşılamak olan üniversiteler, bu konuda istendiği takdirde gönüllülük esasıyla eğitimlerde rol oynayabilir dedi.