‘Bomba kat’ problemine mimari çözümler

Yaşar Üniversitesi Mimarlık Fakültesi akademisyenleri tarafından gerçekleştirilen proje ile mimaride yumuşak kat düzensizliği olarak adlandırılan ve deprem sırasında binalarda büyük hasarlara yol açan hataların giderilmesine ilişkin çözümler geliştiriliyor.

  • 0
  • 517
‘Bomba kat’ problemine mimari çözümler
© bizimizmir.net
Yazı Boyutu:

Yaşar Üniversitesi Mimarlık Fakültesi akademisyenleri tarafından gerçekleştirilen proje ile mimaride yumuşak kat düzensizliği olarak adlandırılan ve deprem sırasında binalarda büyük hasarlara yol açan hataların giderilmesine ilişkin çözümler geliştiriliyor. Aktif bir deprem kuşağı üzerinde bulunan ülkemiz için de öneme sahip olan proje, Yaşar Üniversitesi tarafından Bilimsel Araştırma Projesi (BAP) olarak destekleniyor.

İZMİR DEPREMİNE DİKKAT ÇEKTİLER
Proje ekibinde yer alan Yaşar Üniversitesi Mimarlık Bölümü’nden Dr. Öğretim Üyesi Mauricio Gabriel Morales Beltran, Araştırma Görevlisi Ecenur Kızılörenli ile Araştırma Görevlisi Feyza Durmuşlar, ‘depremler sırasında binaların yumuşak kat kaynaklı çökmesini önlemek için mimari çözümler’ başlıklı proje hakkında bilgi verdi. Proje ekibi, yaşanan son İzmir depreminde de hasarlara sebep olan en temel sebeplerden birinin yapı düzensizlikleri olduğunu ve ‘yumuşak kat düzensizliğinin’ de bunların arasında yer aldığına dikkat çekti. Zayıf kat ya da bomba kat olarak da adlandırılan yumuşak katın etkilerine değinen akademisyenler, şu bilgileri verdi:  Yumuşak kat, binanın giriş katında dolgu duvarlarının olmaması veya bir üst kata oranla çok az olması anlamına gelir. Yumuşak kat yanlışlığı yapılan binalarda karşılaşılan temel sorunlardan biri binanın üst katlarının alt kattaki yumuşak kat üzerine çökmesi şeklinde gerçekleşir. Araştırma projemizin temel amacı da depremler sırasında binaların yumuşak kat kaynaklı çökme sorununa mimari çözümler sunabilmek. Mimari çözümler ile yalnızca sismik mühendislik açısından sağlamlığı değil aynı zamanda estetik, işlevsel ve inşaat konularını da dikkate alan tasarım çözümlerini ele alıyoruz. Bu araştırma projesinde, Türkiye'de bulunan belirli bina tipolojilerine odaklanıldı. Bu tipoloji, 6-8 katlı alçak binaları ve yığma dolgu duvarlı betonarme yapı sistemini içeriyor. Bu binaların temel özelliği, mağazacılık, market gibi ticari faaliyetler nedeniyle zemin katlarda geniş açıklıklar bırakılıp, üst katlardaki konut kullanımına az açıklık bırakılmasıdır. Alandaki ön gözlemlere dayanarak, İzmir'de yaşanan deprem sonrası konutlardaki kısmı çökmelerin birçoğunun dolgu duvar hasarından kaynaklandığı tahmin edildi. Bu çökmelerden herhangi birini tetiklemede dolgu duvar çökmesinin rolünü doğrulamak için ek inceleme yapılması gerekmesine rağmen, çökmelerin bazılarının yumuşak kat probleminden kaynaklanmış olabileceğine inanıyoruz”

Depremlerin olumsuz etkilerini azaltmak ve toplum içinde farkındalık yaratmak için mimarlar ve mühendislerin birlikte çalışması gerektiğini de vurgulayan akademisyenler, Yaşar Üniversitesi Proje Destek Ofisi tarafından Bilimsel Araştırma Projesi (BAP) kapsamında desteklenen proje için ayrıca TÜBİTAK tarafından desteklenen Kariyer Geliştirme Programı’na başvuru yapılacağını duyurdu.

YORUM YAZ
Diğer Haberler

Çelikkaya ailesinin acı günü

İlk tadıma tam not

Kınık'ta Coşkulu kutlama

Konak’ın parklarında 23 Nisan coşkusu

Spor Salonu İçin Koştular

Hasta çocuklar unutulmadı

Arşiv