Çevreci teknolojiyle yönetilen atık, dünyanın yeni enerji kaynağı olabilir

  • 0
  • 1.110
Yazı Boyutu:

Enerji açığını gidermeye yönelik potansiyel çözümler arasında, atıkların önemli bir yeri olabileceğini söyleyen Ömer Salman;  “Sanayileşme ile birlikte Türkiye’nin bir  tehlikeli – tehlikesiz atık gerçeği var. Son verilere göre 20 milyon ton endüstriyel atık bulunmakta ve bunun 2.5 milyon tonun tehlikeli sınıfta olduğu varsayılmaktadır. Bu atıkları çevreci teknolojiler ile bertaraf etmek ve bundan da enerji elde etmek mümkün” diye konuştu.

Enerji açığını gidermeye yönelik potansiyel çözümler arasında, atıkların önemli bir yeri olabileceğini söyleyen Ekolojik Enerji A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Salman; sanayileşme ile birlikte Türkiye’nin bir  tehlikeli – tehlikesiz atık gerçeği olduğuna dikkat çekerek; “Son verilere göre 20 milyon ton endüstriyel atık bulunmakta ve bunun 2.5 milyon tonun tehlikeli sınıfta olduğu varsayılmaktadır. Bu atıkları en iyi yöntemlerle bertaraf etmek ve bundan da enerji elde etmek mümkün. Ülkemiz, atıktan enerji geri kazanımı üzerine kendi teknolojisini icat etmiştir. Türkiye’nin böyle bir teknolojiye ihtiyacı sadece atık yönetimi boyutunda değil, aynı zamanda bugün burada potansiyel çözümlerini tartıştığımız enerji açığını gidermeye yönelik uygulamalar arasında, AB kriterlerine göre Mevcut En İyi Teknolojilerden sayılmaktadır” diye konuştu.

20 milyon ton endüstriyel atığın, 2.5 milyon tonu tehlikeli
Dünyada ve Türkiye’de Atıktan Enerji Üretimi, Atıktan Enerjiye Verilen Finansal Desteklerin tartışıldığı oturumda  konuşan Ekolojik Enerji Yönetim Kurulu Başkan Ömer Salman, Türkiye’nin çevreye yapılan yatırımlar  konusunda fakir bir ülke olduğuna dikkat çekerek şöyle devam etti:  “Yakın geçmişe kadar atıklar rastgele şehir yakınlarına dökülüyordu.  Bakanlığın son 7 senede getirdiği uygumla ile düzenli depolamaya geçildi. Ancak hala ciddi sorunlar var. Sanayileşme ile birlikte Türkiye’nin bir tehlikeli – tehlikesiz atık gerçeği var. Son verilere göre 20 milyon ton endüstriyel atık bulunmakta ve bunun 2.5 milyon tonun tehlikeli sınıfta olduğu varsayılmaktadır. Bu atıkları en iyi yöntemlerle bertaraf etmek ve bunu yaparken de çöpten enerji elde etmek mümkün. Tehlikeli atıkların bertarafında ise sadece İZAYDAŞ ve yurtdışı seçenekleri vardı. Artık özel sektörde bu konuda yatırım yapmaya başladı.”

Atık yönetiminde en büyük eksiğimiz teknolojiydi!
Türkiye’nin atık yönetimindeki en büyük eksiği olan teknoloji ihtiyacını karşılamak için Ekolojik Enerji olarak uzun yıllardır AR-GE çalışmaları yaptıklarını ve gelinen noktada da bunun sonuçlarını aldıklarını anlatan Ömer Salman, konuşmasını şöyle sürdürdü:   “Araştırmalarımızı ülkemiz için doğru ve geleceğin teknoloji seçimine yoğunlaştırdık. Bu araştırma sırasında üzerinde durduğumuz kriterlerin başında çevre ve toplum sağlığı geliyordu. Çevreyi koruyacak, yüksek verimli, yatırım ve işletme maliyetleri düşük olan gazlaştırma teknolojisine karar verdik. Yaptığımız araştırmalar neticesinde toplum sağlığına emisyon açısından faydalı bir proses olacağını anladık. Üniversitelerle işbirliğine girdik, kendi teknik ekibimizi kurarak proje hazırlayıp TÜBİTAK’a destek müracaatında bulunduk. Neticesinde özgün teknolojimize patent müracaatlarımızı gerçekleştirdik.”

Türkiye’nin atıktan enerji geri kazanımı üzerine kendi teknolojisini icat ettiğini söyleyen Salman, “Bu gelişme ile atıktan gazlaştırma teknolojisi yaşam kalitesine kattığı değerlerle kendini konumlandırdı. Türkiye’nin böyle bir teknolojiye ihtiyacı sadece atık yönetimi boyutunda değil. Aynı zamanda bugün burada potansiyel çözümlerini tartıştığımız enerji açığını gidermeye yönelik uygulamalar arasında AB kriterlerine göre Mevcut En İyi Teknolojilerden sayılmaktadır.”

Gazlaştırma teknolojisinin farkı
Çevre parametrelerinden en önemlisini hava kalitesi olduğuna işaret eden Ömer Salman, şöyle devam etti:  “Gazlaştırma teknolojisi AB ve Türkiye emisyon kriterleri insan sağlığı açısından yönetmeliklerde izin verilen limit değerlerin minimum 50 ile 1000 kat altında seyrettiği Bakanlıkça tespit edilmiş ve dönemsel ölçümlerinde de bu değerlerin aynı seviyelerde olduğu gözlemlenmiştir. Ayrıca gazlaştırma teknolojisi, küresel iklim değişikliği için KYOTO Protokolü kapsamında da sera gazı emisyonu azaltımına katkı açısından hem çevre sağlığı hem de yeşil enerji üretiminde öncelikli konumdadır. Gazlaştırma prosesi başlıca ürünü sentez gazıdır. Oldukça esnek kullanım alanı olan bu gaz, entegre tesis uygulamalarına olanak sağlar. Nitekim, geliştirdiğimiz modelde sentez gazını tesis içinde kullanıyoruz. Bu ürün, elektrik üretiminde kullanıldığı gibi bölgesel ısınma ihtiyacı için de kullanılabilmektedir. Gelişmiş ülkelerde bölgesel ısınmayı karşılayacak şekilde atık yönetimi gerçekleştirilmesi yaygın bir modeldir. Ülkemiz için de bu hedeflenmektedir. Ülkemiz imkanları ve Türk bilim adamı, mühendisleri ve teknisyenleri ile geliştirilen gazlaştırma teknolojisinin kullanımının yaygınlaşması ile istihdama olumlu etkileri olacaktır. Paralelinde üniversite ve sanayi işbirliği çalışmaları da ülkenin ihtiyaçlarına göre yapılandırılacaktır. Uzman kadrolar tarafından gerçekleştirilebilen doğru atık yönetimi ile yaşam kalitesini arttırırken yenilenebilir enerji üretiminde katma değer sağlamak mümkündür.”

YORUM YAZ
Diğer Haberler

Emeklilerin yüzünü güldürdü

Sahipsiz hayvanlara acil müdahalede örnek işbirliği

İzban'dan seçim günü 14 ek sefer

Başkan Soyer’den mübadillere ziyaret

Folkart Carrera en iyi spor salonu

Pir Sultan Abdal Yaşam Vadisi Narlıdere’ye çok yakışacak

Arşiv