Denetimsiz yat turları denizleri kirletiyor

Prof. Dr. Sunlu, “Yatçılığın oluşabilmesi için marinaların kurulması gerekir.  Limanların sayısı artarsa yat turizmi gelişir.

  • 0
  • 758
Denetimsiz yat turları denizleri kirletiyor
© bizimizmir.net
Yazı Boyutu:

Yaz aylarının gelmesiyle yat turizminde önemli bir artış meydana geldi. Özellikle ‘Mavi Tur’ adı verilen tekne turları son yıllarda gelişme yakaladı. Ülkemizde Kuzey Ege’den başlayan Marmara Deniz’i ve Akdeniz’de dahil olmak üzere çok büyük marinalar var. Turizm açısından önemli bir yere sahip olan yat turlarının avantajlarının yanında, çevreye ve denizlere verdiği zararlar nedeniyle birçok dezavantajı da bulunuyor.
        
Yat turları ağırlıklı olarak yaz aylarında gelişim gösterse de kış aylarında da bu sektörün kendi alanında varlığını gösterdiğini söyleyen Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Uğur Sunlu, “Tekneler marinalara çekilerek yıllık bakımları yapılıyor ve kışın dahi denize kimyasal karışıyor. Dolayısıyla teknenin bakım aşamasından yaz aylarındaki turlara kadar denize verilen zarar her dönemde kendini gösteriyor” dedi.
 
 “PİS SULARIN DENİZE BOŞALTILMASI YASAL DEĞİL”
Yatların kendisinden kaynaklanan kirliliğin oldukça büyük olduğuna ve yat turizminin yol açtığı kirliliğin iki aşamada gerçekleştiğine dikkat çeken Prof. Dr. Sunlu, “Her yatın kendine ait bir kirli su teknesi var ve bu sular denize dökülüyor. Mazot ve motor yağları da bu şekilde denize boşaltılarak kirlilik daha da büyüyor. Teknelerden kaynaklanan kirlenmelerde, kullanılan suyun denize dökülmesi ve bunun yanında teknedeki insanlar tarafından katı maddelerin denize boşaltılması durumu var. Bunları denize boşaltmak yasal değil ama kötü niyetli insanlar bunları denize boşaltarak denizlerin kirlenmesine sebep oluyor. Teknelerden kaynaklanan pis suların marinalarında bulunan deşarj alanına depolama yapılarak karasal bir bölgede, kontrollü boşaltım yapılması gerekiyor” dedi.

“ENDEMİK BİTKİLER BÜYÜK ZARAR GÖRÜYOR”
Köyceğiz, Dalaman ve Fethiye Körfezlerinin Akdeniz’in doğal alanlarından biri olduğunu söyleyen Prof. Dr. Sunlu, “Bu alanların kendine has hassas bir korunma bölgesi var. Bunun yanında yat turizminde, yatlar kapalı koy ve körfezleri gezerken demir atarak duruyor ve demir attıklarında orada bulunan endemik bitkilere çok büyük zararlar veriyor. Biyolojik çeşitlilik açısından önemli bir yere sahip olan bu bitkiler aslında koruma alanlarıdır  ve bunlar  denizin dibinde büyük bir yer oluşturarak birçok canlının beslenme habitatını oluştururlar. Oradaki deniz bitkileri aynı yağmur ormanları gibidir ve biyolojik çeşitliliğin korunmasını sağlar.  Her gün onlarca teknenin demir attığı yerlerdeki bitkiler ölmeye ve canlı çeşitliliği azalmaya başlıyor. Bu da yat turizminin bir başka boyutu, görünmeyen kısmı” diye konuştu.

“MARİNALAR DOĞAL YAŞAMA GÖRE YAPILMALI”
Prof. Dr. Sunlu, “Yatçılığın oluşabilmesi için marinaların kurulması gerekir.  Limanların sayısı artarsa yat turizmi gelişir. Yat limanının yapılacağı yerlerin iyi bir şekilde seçilmesi gerekir. Zengin ekosistemin olduğu kıyı alanlarına liman yapıldığında bütün canlılar ve oradaki doğal yaşam yok olur. Marina yapılan alanların inşaatından sonra geri dönüşü mümkün değil çünkü deniz dolduruluyor, liman yapılıyor ve bölgedeki yaşam alanı yok edilmiş oluyor. Yat turizmini çeşitlendirmek istiyorsak hem marina yapacağız hem yat sayımızı artıracağız hem de çevreye uyumlu bir şekilde inşa edeceğiz. Ayrıca teknede bulunan kişiler doğaya saygılı değilse bu koruma ne yazık ki gerçekleşmiyor. Her teknenin her koya girip demirlemesinin de engellenmesi gerekiyor.  Bu sayede koylardaki kirliliğin de önüne geçilmiş olur” dedi.

Prof. Dr. Sunlu, her şeyin başında yolcuların ve tur sahiplerinin mutlaka çevre konusunda bilinçlendirilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

YORUM YAZ
Diğer Haberler

İzmir Aşkına kostüm şampiyonu

Festivalde muhteşem final

Başkan Tugay'dan İzmir Valisi Elban'a ziyaret

Aytaç Sefiloğlu anıldı

Bayraklı’da 23 Nisan coşkusu

Sendromlu kardeşlerin helikopteri için seferber oldu

Arşiv