İsim, Şehir, Film, Roman’ı imzaladı, söyleşti

Yazar, Oyuncu Ercan Kesal, Gazeteci Yenal Bilgici’nin sorularına verdiği samimi cevaplarıyla okuru bir yolculuğa davet ettiği “İsim, Şehir, Film, Roman” adlı söyleşi kitabı İzmirli kitap tutkunlarına imzaladı.

  • 0
  • 318
İsim, Şehir, Film, Roman’ı imzaladı, söyleşti
© bizimizmir.net
Yazı Boyutu:

Yazar, Oyuncu Ercan Kesal, Gazeteci Yenal Bilgici’nin sorularına verdiği samimi cevaplarıyla okuru bir yolculuğa davet ettiği “İsim, Şehir, Film, Roman” adlı söyleşi kitabı İzmirli kitap tutkunlarına imzaladı.
Yakın kitabevi’nde İmza öncesi söyleşiye katılan Kesal, hekimliğinden, yazarlığına, senaristliğine, oyunculuğu ile ilgili duygu ve düşüncelerini anlattı.

İlkokul mezunu baba ile okuma yazma bilmeyen bir annenin 4. çocuğu olarak dünyaya geldiğini, daha ilkokul üçüncü sınıfta Kemal Tahir’in köyün kamburu başta deli gibi okuduğunu ve bunun hepsini tıp fakültesi öncesi okumuş olduğunu fark ettiğini söyledi.

Senaryo dediğimiz şey
“Bir zamanlar Anadoluda” filminin senaryodaki hikayesinin kendisine ait olduğunu anlatan Kesal, "Evet benim yirmi üç, yirmi dört yaşında genç bir hekimken başımdan geçen bir olay, ama o savcı benim savcım değil. Yani o gece öyle bir savcı yoktu benim hayatımda. O; Çehov'un ‘sorgu yargıcı’ hikayesindeki savcı. Yani edebiyat öyle tuhaf bir şey ki, Ercan Kesal; 1890 yılındaki Çarlık Rusya’sında Anton Çehov’un kendi başından geçen bir sorgu yargıcı hikayesini alıyor, 1984'de yani yüz yıl sonra Anadolu’nun ortasındaki Keskin diye bir kasabada bir gece yolculuğunun içine koyuyor ve çalışıyor. Yani senaryo dediğimiz şeyin cevabı buralarda biraz. Bir sürü şeyi bir araya getiriyorsunuz oradan başka bir kolaj çıkartıyorsunuz. Artık o bir başka gerçeklik olarak yaşamaya başlıyor. Sizin oradan, buradan, şuradan topladığınız ve birbirine aşık ettiğiniz, birbiriyle uyumlaştırdığınız şey başka bir biçimde devam etmeye başlıyor. Bunu yaratan, bunu teelleyen, bu hale getiren şey edebiyat.

Kelimelerin ruhu var
Kelimeler. Kelimelerin ruhu var. kelimelerin bizim bilmediğimiz, bizden en yaşlı oldukları için bence kendilerine ait hafızaları var. Siz onu fark edersiniz. Ömrünüzün bir anında o kelime sizin fark ettiğiniz bir kelimedir. Onu bir cümlenizin içine koyarsınız. kendinizi iyi hissedersiniz çünkü bir şey anlatmanıza vesile olmuştur O. Rahatlarsınız. O o işe yarar ama sizden sonra kime devam eder. Sizden önce de vardı o kelime zaten. Kaç bin yılın hafızasını taşıdı. Bu yüzden sadece ilk karşılaştığım ana şükretmiyorum kitaplarla. Dostoyevski'ye de şükrediyorum. Çehov'a şükrediyorum, Sabahattin Ali'ye, Kemal Tahir'e.

Sizden önce birileri size inanılmaz bir miras bırakmış
Bu gün sizin karşınızda bir şeyler anlatma fırsatı veren, bana bunu sunan ve kendimden memnun olmamı, kaygı duymamı sağlayan şey Edebiyat. Bu yüzden hakikaten kendimi iyi hissediyorum. Onlarla iyi ki erkenden karşılaştım. Bana bir de ‘sizden önce birileri size inanılmaz bir miras bırakmış’ gibi geliyor biliyor musunuz? Kitaplara öyle bakıyorum. Sonuçta zaten uydurulmuş bir şeydir ama ecinnililer kalacak, Cehov kalacak Sabahattin Ali kalacak ve benim oğlan da okuyacak. Bu acayip bir güç veriyor bana” dedi.
Edebiyatla ilgili, kitaplarla, 1965-1976 yılları arasında Türk Sinematek'inin kurucularından yazar, şair Onat Kutlar, Atıf Yılmaz, Yılmaz Güney’bi Türk sinemasının unutulmaz isimlerini de konuşan Kesal, “Peri Gazozu”, “Evvel Zaman”, “Cebimdeki Ekmek Kırıntıları”, “Cin Aynası”, “Zamanın İzinde”, “Velhasıl” ve “İsim, Şehir, Film, Roman” ı imzaladı.

YORUM YAZ
Diğer Haberler

İZKİTAP hafta sonunda binlerce kitapseveri ağırladı

Çocuklara bayram armağanı

Mustafa Kemal Atatürk İstanbulda

İzmirliler İzmir Kitap Fuarı’na akın etti

Kültür ve Sanatla “Dolu Dolu Festival”

Masumiyet Müzesi’nin çekimlerini tamamladık

2022-09-24-1664012764330-banner.jpg