Yazı Boyutu:
Kadına yönelik şiddet haberlerinin bültenlerde ardına ardına sıralandığı, iş hayatında kadınların geri plana düştüğünün vurgulandığı şu günlerde, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü çerçevesindeki etkinlikler ve açıklamalar da ayrıca bir önem kazanmaya başladı. Son günlerde, kadınlar adına kaygılanmadığımız, üzülmediğimiz bir gün bile geçmediğini belirten EGİAD Başkanı Seda Kaya, tüm sivil toplum örgütlerine çağrıda bulunarak, bu konuda daha proaktif ve sonuç alıcı girişimlerde bulunmaya davet ederek, Erkek ağırlıklı iş dünyasının, bir sivil toplum örgütünün kadın başkanı olarak kadınların negatif veya pozitif ayrımcılık yapılmadan sadece eşit koşullarda rekabet etmeyi talep ettiklerini ifade etmek istiyorum dedi.
Endüstri toplumunun çalışan profilini erkeklerin oluşturmasının ardından, günümüz Bilgi Toplumunda kadınların ön plana çıkmaya başlaması bir umut vaat etse de gelinen nokta Türkiyedeki kadınlar için yeterli görünmemekte. Özellikle iş yaşamında Cam Tavan Sendromuyla karşılaşan kadınlar, çalışma yaşamında, yeteneğin cinsiyete dayalı olmadan değerlendirilmesinin en temel insan haklarından biri olarak kabul edilmesi gerektiğini savunmakta. Kadınlara, iş dünyasının ve sivil toplum örgütlerinin sahip çıkması ve yasal düzenlemelerde haklarının takipçisi olması gerektiğini savunun EGİAD Başkanı Seda Kaya da STKları kadınlar için ortak hareket etmeye çağırdı. Ülkemizde fırsat eşitliğine yönelik yasal hakların kullanılmasında kurumsal ve eğitsel altyapının yeterince gelişmediğinin altını çizen Kaya, Son günlerde, toplum olarak kadınlarımız adına kaygılanmadığımız, üzülmediğimiz bir gün bile geçmemektedir. Özellikle son dönemde endişelerimizin gerek siyasi, gerek ekonomik, gerekse toplumsal boyutta arttığı bir süreçten geçmekteyiz. Her gün ekranlardan bir film şeridi gibi izlediğimiz kadına yönelik şiddet sahneleri, kanımızı dondurur hale gelmiştir. Sivil toplum örgütleri olarak Türkiye gündemini yakından takip etmek, toplumun kanayan yaralarına parmak basmak, bilinçlendirmek bizim en önemli görevimizdir. O nedenle, iş dünyası örgütlerini çatısı altında toplayan tüm sivil toplum örgütlerinin bu konuda daha proaktif ve sonuç alıcı girişimlerde bulunmaları gerektiğine inanıyorum. Sonuç olarak kadının kendini çalışma yaşamında var edebilmesi için cinsiyetçi yaklaşımın değişmesi, kadınlara yönelik eşitlikçi politikaların üretilmesi gerekiyor. dedi. Kadının anne ve eş rolünün kimi zaman bir kariyer engeli olarak da karşısına çıktığını da vurgulayan Kaya, bazı işverenlerin evli olan, gebelik planlayan veya çocuğu olan kadınları işe alım sürecinde elemesinin kadın istihdamına ket vurduğunun altını çizdi. Kurtuluş Savaşında erkeklerle omuz omuza mücadele veren kadınların, Türkiyenin demokratikleşme ve çağdaşlaşma mücadelesinde de siyaset boyutu ile, kalkınma mücadelesinde ise emek boyutu ile aynı katkıyı sağlayacağının şüphesiz olduğuna işaret eden Kaya, Hepimizin üzerine büyük sorumluluklar düşmekte. Kimse bu sorumluluklardan kaçınmasın. Meclisimizde toplam kadın milletvekili sayısı 78 ve temsil oranı % 14 dür. Ama bu oran Uganda'da dahi yüzde 17,4tür. İşgücüne katılım oranları %50,7den %37.5e gerilemiştir. Avrupa Birliği (AB) üyesi ve aday ülkeler arasında kadınların iş gücüne katılma oranının en düşük olduğu ülke Türkiyedir. OECD verilerine göre 2009 yılındaki kadın istihdamının toplam istihdam içindeki payı OECD ülkelerinde % 44 iken Türkiyede bu oran %27,6dır. Türkiye'de her 100 girişimciden yalnızca yüzde 7,5'i kadındır dedi. Siyasi partilerde kadınlara yönelik kontenjan uygulamasının bir lütuf değil aşağılayıcı ve onur kırıcı bir haraket olduğunu özellikle vurgulayan Kaya, Türkiyenin 2023 hedeflerine ulaşmasında en önemli konulardan biri kadının emeğinin ve beyin gücünün ülke kalkınmasında daha etkili kullanımından geçtiğine inanıyoruz. Tüm isteğimiz her alanda cinsiyet ayrımı yapılmaksızın eşit koşullarda rekabet imkanının sunulmasıdır. Cinsiyet eşitliği, ILOnun Bütün Erkek ve Kadınlar için İnsana Yakışır İş temel ilkelerindendir. ILO, kadınlara daha fazla, daha iyi iş sağlama, istihdam yaratma, eğitim, girişimciliği geliştirme, işgücü piyasasına daha iyi erişim sağlama ve fırsat eşitliği gibi yollarla kadınlara daha fazla iş imkânı sağlamayı amaçlamaktadır. Eşitlik ilkesi, Türkiyenin Avrupa Birliğine tam üyeliğinin sağlanması için önemli bir şarttır. Avrupa Parlamentosunun Genişleme başlıklı Komisyon raporlarında; «Kadın-erkek arasında fırsat eşitliği sağlanmadan tam üyelik olmaz.» denilmektedir. Kadın erkek arasında fırsat eşitliğinin sağlanabilmesi için çalışma yaşamı ile ilgili gerekli yasal düzenlemelerin yapılması, yasaların uygulanmasında gerekli özenin gösterilerek uygulama sorunlarının acilen çözülmesi, toplumsal yaşamın her alanına, evde-okulda-işte eşitliğe aykırı süregelen kalıplaşmış geleneksel, toplumsal düşünce ve davranış biçimlerinin ortadan kaldırılması gerekmektedir. Kırdan kente göçenlerle, genç işsizlerin eğitimlerine önem verilmelidir. Fırsat eşitliğine dönük uygulamaların geliştirilmesi için sivil toplum örgütleriyle işbirliği gerçekleştirilmelidir. Hukuk alanında son yıllarda olumlu düzenlemeler yapılmasına karşın yeterli değildir. Çağdaş yasal düzenlemeler kadınların iş yaşamında karşılaştıkları sorunların çözümünü kolaylaştırarak işgücüne katılımı arttıracaktır. Bu açıdan, öncelikle işyerlerinde ayrımcılığa karşı yasalar geliştirilmeli ve titizlikle uygulanmalıdır. Unutulmamalıdır ki, toplumsal gelişimin ve değişimin, zenginliğin, barışın, sevginin ve huzurun anahtarı kadındır dedi.
Endüstri toplumunun çalışan profilini erkeklerin oluşturmasının ardından, günümüz Bilgi Toplumunda kadınların ön plana çıkmaya başlaması bir umut vaat etse de gelinen nokta Türkiyedeki kadınlar için yeterli görünmemekte. Özellikle iş yaşamında Cam Tavan Sendromuyla karşılaşan kadınlar, çalışma yaşamında, yeteneğin cinsiyete dayalı olmadan değerlendirilmesinin en temel insan haklarından biri olarak kabul edilmesi gerektiğini savunmakta. Kadınlara, iş dünyasının ve sivil toplum örgütlerinin sahip çıkması ve yasal düzenlemelerde haklarının takipçisi olması gerektiğini savunun EGİAD Başkanı Seda Kaya da STKları kadınlar için ortak hareket etmeye çağırdı. Ülkemizde fırsat eşitliğine yönelik yasal hakların kullanılmasında kurumsal ve eğitsel altyapının yeterince gelişmediğinin altını çizen Kaya, Son günlerde, toplum olarak kadınlarımız adına kaygılanmadığımız, üzülmediğimiz bir gün bile geçmemektedir. Özellikle son dönemde endişelerimizin gerek siyasi, gerek ekonomik, gerekse toplumsal boyutta arttığı bir süreçten geçmekteyiz. Her gün ekranlardan bir film şeridi gibi izlediğimiz kadına yönelik şiddet sahneleri, kanımızı dondurur hale gelmiştir. Sivil toplum örgütleri olarak Türkiye gündemini yakından takip etmek, toplumun kanayan yaralarına parmak basmak, bilinçlendirmek bizim en önemli görevimizdir. O nedenle, iş dünyası örgütlerini çatısı altında toplayan tüm sivil toplum örgütlerinin bu konuda daha proaktif ve sonuç alıcı girişimlerde bulunmaları gerektiğine inanıyorum. Sonuç olarak kadının kendini çalışma yaşamında var edebilmesi için cinsiyetçi yaklaşımın değişmesi, kadınlara yönelik eşitlikçi politikaların üretilmesi gerekiyor. dedi. Kadının anne ve eş rolünün kimi zaman bir kariyer engeli olarak da karşısına çıktığını da vurgulayan Kaya, bazı işverenlerin evli olan, gebelik planlayan veya çocuğu olan kadınları işe alım sürecinde elemesinin kadın istihdamına ket vurduğunun altını çizdi. Kurtuluş Savaşında erkeklerle omuz omuza mücadele veren kadınların, Türkiyenin demokratikleşme ve çağdaşlaşma mücadelesinde de siyaset boyutu ile, kalkınma mücadelesinde ise emek boyutu ile aynı katkıyı sağlayacağının şüphesiz olduğuna işaret eden Kaya, Hepimizin üzerine büyük sorumluluklar düşmekte. Kimse bu sorumluluklardan kaçınmasın. Meclisimizde toplam kadın milletvekili sayısı 78 ve temsil oranı % 14 dür. Ama bu oran Uganda'da dahi yüzde 17,4tür. İşgücüne katılım oranları %50,7den %37.5e gerilemiştir. Avrupa Birliği (AB) üyesi ve aday ülkeler arasında kadınların iş gücüne katılma oranının en düşük olduğu ülke Türkiyedir. OECD verilerine göre 2009 yılındaki kadın istihdamının toplam istihdam içindeki payı OECD ülkelerinde % 44 iken Türkiyede bu oran %27,6dır. Türkiye'de her 100 girişimciden yalnızca yüzde 7,5'i kadındır dedi. Siyasi partilerde kadınlara yönelik kontenjan uygulamasının bir lütuf değil aşağılayıcı ve onur kırıcı bir haraket olduğunu özellikle vurgulayan Kaya, Türkiyenin 2023 hedeflerine ulaşmasında en önemli konulardan biri kadının emeğinin ve beyin gücünün ülke kalkınmasında daha etkili kullanımından geçtiğine inanıyoruz. Tüm isteğimiz her alanda cinsiyet ayrımı yapılmaksızın eşit koşullarda rekabet imkanının sunulmasıdır. Cinsiyet eşitliği, ILOnun Bütün Erkek ve Kadınlar için İnsana Yakışır İş temel ilkelerindendir. ILO, kadınlara daha fazla, daha iyi iş sağlama, istihdam yaratma, eğitim, girişimciliği geliştirme, işgücü piyasasına daha iyi erişim sağlama ve fırsat eşitliği gibi yollarla kadınlara daha fazla iş imkânı sağlamayı amaçlamaktadır. Eşitlik ilkesi, Türkiyenin Avrupa Birliğine tam üyeliğinin sağlanması için önemli bir şarttır. Avrupa Parlamentosunun Genişleme başlıklı Komisyon raporlarında; «Kadın-erkek arasında fırsat eşitliği sağlanmadan tam üyelik olmaz.» denilmektedir. Kadın erkek arasında fırsat eşitliğinin sağlanabilmesi için çalışma yaşamı ile ilgili gerekli yasal düzenlemelerin yapılması, yasaların uygulanmasında gerekli özenin gösterilerek uygulama sorunlarının acilen çözülmesi, toplumsal yaşamın her alanına, evde-okulda-işte eşitliğe aykırı süregelen kalıplaşmış geleneksel, toplumsal düşünce ve davranış biçimlerinin ortadan kaldırılması gerekmektedir. Kırdan kente göçenlerle, genç işsizlerin eğitimlerine önem verilmelidir. Fırsat eşitliğine dönük uygulamaların geliştirilmesi için sivil toplum örgütleriyle işbirliği gerçekleştirilmelidir. Hukuk alanında son yıllarda olumlu düzenlemeler yapılmasına karşın yeterli değildir. Çağdaş yasal düzenlemeler kadınların iş yaşamında karşılaştıkları sorunların çözümünü kolaylaştırarak işgücüne katılımı arttıracaktır. Bu açıdan, öncelikle işyerlerinde ayrımcılığa karşı yasalar geliştirilmeli ve titizlikle uygulanmalıdır. Unutulmamalıdır ki, toplumsal gelişimin ve değişimin, zenginliğin, barışın, sevginin ve huzurun anahtarı kadındır dedi.