Rusya’nın da Türk Akımı’na ihtiyacı var

  • 0
  • 600
Rusya’nın da Türk Akımı’na ihtiyacı var
© bizimizmir.net
Yazı Boyutu:

Rusya’nın Suriye’de hava operasyonlarına başlaması ve iki uçağının Türk hava sahasını ihlali ile NATO’nun devreye girmesi, iki ülke ilişkilerinde  hassas bir döneme yol açtı. Yaşar Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Emre İşeri, özellikle doğalgaz ve enerji konusunda iki ülkenin de birbirine bağımlı olduğunu belirterek, sürecin büyük bir krize ve çatışmaya dönüşmeden, diplomatik yollarla yürütüleceğini öngördüğünü söyledi.
 
Türkiye’nin Suriye politikasının Rusya’nın politikaları ile taban tabana zıt olduğunu hatırlatan Yaşar Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Emre İşeri, “Türkiye, ilk günden itibaren, uyguladığı Suriye politikasıyla kendisini sınırladı ve tamamen bir tarafa yaslandı. Dış politikada kendinizi sınırlandırmanız, özellikle de tarihten gelen bilgilerle büyük dersler çıkarılması gereken karışık Ortadoğu coğrafyasında olunca, sıkıntılar da ortaya çıktı. Konjonktürel değişimler yaşandığında, kendinizi sınırlandırmamanız ve ona göre konum almanız gerekir. Almamız gereken dersler var. Bizim dışımızda büyük güçler olarak adlandırılan da birçok unsur var. Türkiye, Esad rejimi konusunda bu kadar karşı olmasaydı, kendine manevra alanı bıraksaydı belki de Rusya ile bu noktaya gelmeyecekti. Türkiye kendini sıkıntıya soktu, manevra alanı kalmayınca da enerji bağımlılığımız olan Rusya ve İran’la kriz oluştu” dedi.
 
Herkesin aklında, bu yıl yaklaşık 51 milyar metreküp ithal edilmesi beklenen doğalgazının yüzde 50’ye yakınını Rusya’dan, yüzde 25’ini de İran’dan alan, bu gazın da yarısını elektrik üretiminde kullanan Türkiye’nin, olası bir kriz halinde, sanayide, elektrik üretmede ve konutların ısınmasında sıkıntı yaşayıp yaşamayacağı soruları bulunuyor. Suriye konusunda en önemli ülkelerden ikisi olan Rusya ve İran’la olan enerji bağımlılığını hatırlatan Yrd. Doç. Dr. Emre İşeri, “Tablo biraz karmaşık gibi görünse de olayı iki taraflı değerlendirmek lazım. Nasıl Türkiye enerji konusunda Rusya’ya bağımlıysa, Rusya da bizim pazarımıza bağımlı. Rusya’nın  da doğalgazını Türkiye üzerinden Avrupa’ya göndereceği Türk Akımı’na ihtiyacı var. Var olan aktarma yollarını bırakıp Batı Sibirya’daki kaynaklarını Çin üzerinden taşıması hem zor hem de çok maliyetli. Pazar kaybetmeye tahammülleri yok. Nükleer anlaşmasından sonra zengin doğalgaz yataklarına sahip İran’ın ciddi rakipleri haline gelmesi, ABD’nin doğalgaz üretimindeki liderliği ve yakın zamanda ihracatçı konumuna yükselmesi, Rusya için önemli etkenler. Ambargo nedeniyle ekonomik olarak sıkıntılılar, Ukrayna krizi var Avrupa’yla. Avrupa’nın Rusya’dan gaz alımını azaltma ve alternatif pazar arayışı var. Dünya piyasasında gaz fazlası olacağı için Rusya zor durumda, doğalgazının arzı için geçiş yolu olan ve her yıl gaz için milyarlarca dolar fatura ödeyen Türkiye’ye bağımlı. Rusya’nın kaynağından gelen gücü, Türkiye’nin ise tüketimden gelen bir gücü var. İran için de Türkiye üstünden doğalgazının geçişi önemli” diye konuştu.
 
TÜRK AKIMI VE NÜKLEER SANTRAL
İki ülke için önemli başka faktörlerin daha bulunduğunu belirten Emre İşeri, “Bunların en önemli ikisi Türk Akımı ve Akkuyu Nükleer Santrali projeleri. Rus doğalgazını Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşımak için geliştirilen proje, Rusya’ya daha fazla fayda sağlıyor. Sorunsuz ve düşük maliyetli bir güzergah olan Türkiye üzerinden Avrupa ülkelerine ulaşması son derece önemli. Ancak Rusya, önceki gün yaptığı açıklamayla daha anlaşmaları imzalanmamış olan hattın gaz kapasitesinin yarı yarıya düşürüleceğini belirtti. Suriye eksenli olarak yaşanan olayların bunda etkisi olduğu aşikar. Bu açıklama, diplomatik bir kart. ‘Benim pozisyonuma Suriye açısından yaklaşmazsanız, elimde diplomatik kozlar da var’ olarak değerlendirmek lazım. Bu yaşananları poker oyununa benzetiyorum. Herkes elindeki kozları ortaya koyuyor. Türkiye’nin gözünü korkutmaya yönelik. Türkiye’yi cezbetmek, kendi siyasi pozisyonuna çekmek için bir hamle. Ruslar Akkuyu santrali inşası işini de kaybetmek istemeyecektir” dedi.
 
TÜRKİYE’NİN DEZAVANTAJLARI
Türkiye’nin de büyük dezavantajları olduğunu kaydeden Yrd. Doç. Dr. İşeri, “Baktığımızda Rusya’dan gelen gazı, bizim de bir günde farklı kanaldan elde etmemiz zor. Özellikle de kış döneminde. Bu daha maliyetli olacaktır. Rusya’ya doğalgaz konusunda çok bağımlı hale geldik özellikle son dönemde yapılan anlaşmalarla. Diğer satın aldığımız ülkelerden İran, en pahalı gazı satan ülke. Azerbaycan’dan daha uygun fiyatla alıyoruz, ancak o da çok az bir paya sahip. TANAP Projesi var, ama kapasite az. Elektrik üretmede de doğalgaz kullanımımız çok fazla, yarısı elektrik için harcanıyor doğalgazın. Alternatif enerji kaynaklarına yönelmemiz şart. Alternatif olarak düşünülen nükleer enerjide de adres Rusya. Enerji tüketimi artan bir ülkeyiz ve baktığımızda yine elektrik üretmede kullanılan kömürde de dışa bağımlıyız. Acilen bunlara çözüm bulmalı ve Almanya gibi güneş fakiri bir ülkenin bile yaptığı güneş enerjisi, rüzgar enerjisi gibi kendi öz kaynaklarımıza yönelmeli, bunu devlet politikası haline getirmeliyiz” şeklinde konuştu.
 
İKİ ÜLKENİN İHRACAT VE İTHALAT DENGELERİ
İşeri, ayrıca, Türkiye’nin en fazla ihracat yaptığı ülkeler arasında Rusya’nın 8. Sırada olduğunu, bu yılın ilk 9 ayında 2 milyar 764 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdiğimizi hatırlatarak, “Krizden iki ülkenin de ekonomileri zarar görür. Türkiye için Rusya turizmde de önemli bir ülke. Rusya için de ihracatta doğalgaz, ithalatta ise gıda, otomotiv gibi alanlar hayati öneme sahip. Tüm bu nedenlerle bazılarının dediği gibi olayların çatışmaya dönüşebileceği söylemlerine ihtimal vermiyorum” dedi.


RAKAMLARLA DOĞALGAZ KULLANIMI VE ENERJİ ÜRETİMİMİZ
 
- 2014 yılı doğalgaz tüketim miktarımız, 48 milyar 717 milyon Sm3 olarak gerçekleşti.
- 2014 yılı sonu itibariyle doğalgaz hizmeti götürülen 71 ilde, toplam konut abone sayısı 10 milyon 758 bin 400’e, serbest tüketici sayısı ise yaklaşık  440 bin 241’e ulaştı.
-Türkiye, geçen yıl doğalgaz ithalatı için toplam 20,2 milyar dolar ödedi.
- Doğalgaz en pahalı İran'dan temin edilirken en ucuz Azerbaycan'dan alındı. Gazın bin metreküpü için İran'a yaklaşık 423 dolar, Rusya'ya 418 dolar, Azerbaycan'a ise 282 dolar ödeme yapıldı.
- 2014 sonu rakamlarında sektörlere göre doğalgaz tüketim oranlarına bakıldığında, toplam miktarın yüzde 48,12’si dönüşüm ve çevirim sektöründe(elektrik üretimi), yüzde 25,40’ı sanayide, yüzde 19,10’u evlerde, yüzde 0,75’i enerji sektöründe, yüzde 0,18’i ulaşımda, yüzde 0,25’i de diğer alanlarda kullanıldı.
- Enerji Bakanlığı verilerine göre, Türkiye’de elektrik enerjisinin yüzde 41’i doğalgazdan, yüzde 33’i aralarında HES’lerin de bulunduğu yenilenebilir enerjiden ve yüzde 25’i kömürden elde ediliyor.
-Türkiye’de enerji sektörünün 2023 yılına kadarki toplam yatırım ihtiyacının 122 milyar doları aşacağı tahmin ediliyor.
-2035 yılına kadar yüzde 35’i aşan oranda artması beklenen dünya enerji tüketiminin büyük bir bölümünün içinde bulunduğumuz bölgeden karşılanması öngörülüyor.
 
-İzmir’de ise doğalgaz kullanan sanayi firması 200’ken İzmirgaz’ın abone sayısı ise 642 bin 948. Ayrıca, Ege Gaz’ın işlettiği 280 bin metreküp LNG (spot sıvılaştırılmış doğalgaz) kapasiteli Aliağa LNG Terminali de kentte bulunuyor.
 

YORUM YAZ
Diğer Haberler

Vicdanım rahat, kafayı yastığa koyduğumda huzurla uyuyacağım

İGC halkın haber alma hakkının teminatı

Kardeşlik köprüsü, ‘Hatay Basın Merkezi' ile yaşayacak

İzmir’e bir onur daha…

Folkart'dan ilk Sürdürülebilirlik Raporu

İzmir’e 4 yeni fabrika, 4 yeni Cumhuriyet kalesi kazandırdık

Arşiv