Yazı Boyutu:
Tarihi Kentler Birliği toplantısında konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Ankaraya birbirinden önemli mesajlar verdi:
Merkezden gelen projeler, kentin ihtiyaçlarına ve ihtiyaçların öncelik sıralamasına uymuyor. Bir kenti en iyi o kentin belediye başkanı bilir, bilmek zorundadır. Bilmezse, belediye başkanı olamaz. O kentte yaşayan, o kente hayatını veren, görevi bitince 80 yaşında bastonla da olsa, hesabı sorulacak adamdır belediye başkanı. Ama her torba yasada belediye başkanlarının yetkileri alınıyor, merkezi hükümete veriliyor. O zaman demokrasimiz de gelişmiyor.
Merkezden gelen projeler, kentin ihtiyaçlarına ve ihtiyaçların öncelik sıralamasına uymuyor. Bir kenti en iyi o kentin belediye başkanı bilir, bilmek zorundadır. Bilmezse, belediye başkanı olamaz. O kentte yaşayan, o kente hayatını veren, görevi bitince 80 yaşında bastonla da olsa, hesabı sorulacak adamdır belediye başkanı. Ama her torba yasada belediye başkanlarının yetkileri alınıyor, merkezi hükümete veriliyor. O zaman demokrasimiz de gelişmiyor.
İzmir alan değil, veren; merkezi hükümeti destekleyen bir kent. Biz bu kenti, bölgeyi kalkındırmak için kaldıraç kent yapmak için çalışıyoruz. İzmiri dışarıdan izleyenler bu durumu görüyor. Bu kadar yürüyen bir kentin yerel yönetimlerinin bu kadar sıkılması doğru değil.
Küçük Menderesin kurtarılması, artık bizim sorumluluğumuzdadır. Ama bir yumurtayı bir kişiye taşıtırsanız, sağlam gider. İki kişiye verirseniz, kırılır. Üç kişiye verirseniz, yumurtayı bile bulunamaz. Bir işten üç beş kişinin sorumlu olması demek, o iş yapılamayacak demektir; ortada istediğiniz şekilde top yuvarlayacak ve istediğinize uygulamayacak, istediğinize uygulamayacaksınız demektir. Yani demokrasi tam olarak oturmamış demektir.
Tarihi Kentler Birliğinin İzmir buluşması Selçukta gerçekleşti. Selçuk Belediye Başkanı Vefa Ülgürün evsahipliğinde Sürmeli Otelde yapılan İzmir ve Çevresi Bölge Toplantısında konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, merkezi yönetimin işleyişindeki aksaklıklar konusunda önemli mesajlar verdi.
Konuşmasına Büyükşehir Belediyesi olarak tarihi ve kültürel varlıkları koruma kapsamında gerçekleştirdikleri çalışmaları özetleyerek başlayan Aziz Kocaoğlu, Kente yapılan her dokunuş, bütüne doğru yürümekte mihenk taşları oluşturuyor. Kenti bir bütün olarak ele alıyoruz. Tarih bilinciyle, geçmişi değerlendirerek günışığına çıkarmak ve gelecek nesillere ışık tutmak için çalışıyoruz. Tarihi restorasyonlar ve kamulaştırmalar için bugüne kadar 103 milyon lira para harcadık ama emlak fonundan aldığımız pay sadece 8.5 milyon lira. Bunu, neden almadım diye değil, yaptığımız işin boyutunu açıklamak için söylüyorum diye konuştu.
Konuşmasına Büyükşehir Belediyesi olarak tarihi ve kültürel varlıkları koruma kapsamında gerçekleştirdikleri çalışmaları özetleyerek başlayan Aziz Kocaoğlu, Kente yapılan her dokunuş, bütüne doğru yürümekte mihenk taşları oluşturuyor. Kenti bir bütün olarak ele alıyoruz. Tarih bilinciyle, geçmişi değerlendirerek günışığına çıkarmak ve gelecek nesillere ışık tutmak için çalışıyoruz. Tarihi restorasyonlar ve kamulaştırmalar için bugüne kadar 103 milyon lira para harcadık ama emlak fonundan aldığımız pay sadece 8.5 milyon lira. Bunu, neden almadım diye değil, yaptığımız işin boyutunu açıklamak için söylüyorum diye konuştu.
Her torba yasada aynı şey
Bütünşehir Yasasıyla ilgili görüşlerini de açıklayan Başkan Kocaoğlu, Her torba yasada belediye başkanlarının yetkileri alınıyor, merkezi hükümete veriliyor. Türkiye Cumhuriyeti, belediyelere her yasayla görev veriyor ama son imzayı kendi koyuyor. İstediğime verim, istediğime vermem diyor. O zaman yerelleşmiyoruz; bunun için de demokrasimiz gelişmiyor dedi. Merkezden gelen projelerin kentin ihtiyaçlarına ve ihtiyaçların öncelik sıralamasına uymadığını kaydeden Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
Bir kenti en iyi o kentin belediye başkanı bilir, bilmek zorundadır. Bilmezse, belediye başkanı olamaz. O kentte yaşayan, o kente hayatını veren, görevi bitince de 80 yaşında bastonla da olsa, hesabı sorulacak adamdır. Belediye başkanı bu yükle, hemşehrisine cevap vermek endişesiyle çalışır. Onun duyduğu sorumluluğu, manevi hazzı ya da yaşadığı işkenceleri kimse duyamaz. Bu bizim bir meziyetimden değil, belediye başkanlığı görevi meziyetinden kaynaklanıyor.
Bütünşehir Yasasıyla ilgili görüşlerini de açıklayan Başkan Kocaoğlu, Her torba yasada belediye başkanlarının yetkileri alınıyor, merkezi hükümete veriliyor. Türkiye Cumhuriyeti, belediyelere her yasayla görev veriyor ama son imzayı kendi koyuyor. İstediğime verim, istediğime vermem diyor. O zaman yerelleşmiyoruz; bunun için de demokrasimiz gelişmiyor dedi. Merkezden gelen projelerin kentin ihtiyaçlarına ve ihtiyaçların öncelik sıralamasına uymadığını kaydeden Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
Bir kenti en iyi o kentin belediye başkanı bilir, bilmek zorundadır. Bilmezse, belediye başkanı olamaz. O kentte yaşayan, o kente hayatını veren, görevi bitince de 80 yaşında bastonla da olsa, hesabı sorulacak adamdır. Belediye başkanı bu yükle, hemşehrisine cevap vermek endişesiyle çalışır. Onun duyduğu sorumluluğu, manevi hazzı ya da yaşadığı işkenceleri kimse duyamaz. Bu bizim bir meziyetimden değil, belediye başkanlığı görevi meziyetinden kaynaklanıyor.
Emlak fonu talebi
Belediye başkanlarının giderek zayıflatıldığını ifade eden Başkan Kocaoğlu şöyle devam etti: Büyükşehir Belediyesi otoparklardan topladığı gelirleri, otoparklar haricinde bir yerde kullanamıyor. Emlak fonu uygulaması da neden otopark uygulaması gibi değerlendirilmiyor. Benim, Sayın Valiyle sorunum olmadığını herkes bilir. Ben genel bir sıkıntıdan, yanlıştan söz ediyorum. Bu, bir çok yanlışa da kapı açıyor. Burada toplanan para, yerelin parası; oraya gitmesi ne demek? Tarihi Kentler Birliğinin ve ÇEKÜL Vakfının arttırdığı tarih bilinci olmasa, bu kentte çok az tarihi varlık, günışığına çıkardı. Bunlar, bilinçli belediye başkanlarının dirayetiyle, gerektiğinde dilenciliğiyle gün ışığına çıkıyor. Belediyelere bu konuda yetki verilmesi ve bu fonun belediyeler tarafından kullanılması doğrudur.
İzmiri ekonomik olarak büyütmek ve bölgenin merkez kenti yapmak için çalıştıklarını kaydeden Başkan Kocaoğlu, İzmir alan değil, veren; merkezi hükümeti destekleyen bir kent. Biz bu kenti, bölgeyi kalkındırmak için kaldıraç kent yapmak için çalışıyoruz. İzmiri dışarıdan izleyenler bu durumu görüyor. Merkezi Londrada bulunan Belediye Başkanları Vakfı tarafından Ayın Belediye Başkanı seçildim. İzmirin büyümesi artık durdurulamaz hale geldi. Bu kadar yürüyen bir kentin yerel yönetimlerinin bu kadar sıkılması doğru değil. Demokratikleşme yerelden başlayacak ve sürdürülecektir dedi.
Belediye başkanlarının giderek zayıflatıldığını ifade eden Başkan Kocaoğlu şöyle devam etti: Büyükşehir Belediyesi otoparklardan topladığı gelirleri, otoparklar haricinde bir yerde kullanamıyor. Emlak fonu uygulaması da neden otopark uygulaması gibi değerlendirilmiyor. Benim, Sayın Valiyle sorunum olmadığını herkes bilir. Ben genel bir sıkıntıdan, yanlıştan söz ediyorum. Bu, bir çok yanlışa da kapı açıyor. Burada toplanan para, yerelin parası; oraya gitmesi ne demek? Tarihi Kentler Birliğinin ve ÇEKÜL Vakfının arttırdığı tarih bilinci olmasa, bu kentte çok az tarihi varlık, günışığına çıkardı. Bunlar, bilinçli belediye başkanlarının dirayetiyle, gerektiğinde dilenciliğiyle gün ışığına çıkıyor. Belediyelere bu konuda yetki verilmesi ve bu fonun belediyeler tarafından kullanılması doğrudur.
İzmiri ekonomik olarak büyütmek ve bölgenin merkez kenti yapmak için çalıştıklarını kaydeden Başkan Kocaoğlu, İzmir alan değil, veren; merkezi hükümeti destekleyen bir kent. Biz bu kenti, bölgeyi kalkındırmak için kaldıraç kent yapmak için çalışıyoruz. İzmiri dışarıdan izleyenler bu durumu görüyor. Merkezi Londrada bulunan Belediye Başkanları Vakfı tarafından Ayın Belediye Başkanı seçildim. İzmirin büyümesi artık durdurulamaz hale geldi. Bu kadar yürüyen bir kentin yerel yönetimlerinin bu kadar sıkılması doğru değil. Demokratikleşme yerelden başlayacak ve sürdürülecektir dedi.
Yumurta örneği
Başkan Kocaoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
Küçük Menderesin kurtarılması, artık bizim sorumluluğumuzdadır. Ama yumurta örneğini unutmamak lazım: Bir yumurtayı bir kişiye görev vererek taşıtırsanız, sağlam gider. İki kişiye verirseniz, kırılır. Üç kişiye verirseniz, yumurtayı bile bulunamaz. Bir işi, bir konunun sorumlusu kim olacaksa, Adan Zye ona verirsin ve ona hesap sorarsın. Bir işten üç beş kişinin sorumlu olması demek, o iş yapılamayacak demektir; ortada istediğiniz şekilde top yuvarlayacak ve istediğinize uygulamayacak, istediğinize uygulamayacaksınız demektir. Yani demokrasi tam olarak oturmamış demektir.
Başkan Kocaoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
Küçük Menderesin kurtarılması, artık bizim sorumluluğumuzdadır. Ama yumurta örneğini unutmamak lazım: Bir yumurtayı bir kişiye görev vererek taşıtırsanız, sağlam gider. İki kişiye verirseniz, kırılır. Üç kişiye verirseniz, yumurtayı bile bulunamaz. Bir işi, bir konunun sorumlusu kim olacaksa, Adan Zye ona verirsin ve ona hesap sorarsın. Bir işten üç beş kişinin sorumlu olması demek, o iş yapılamayacak demektir; ortada istediğiniz şekilde top yuvarlayacak ve istediğinize uygulamayacak, istediğinize uygulamayacaksınız demektir. Yani demokrasi tam olarak oturmamış demektir.
Expodaki en büyük gücümüz
İzmir Valisi M. Cahit Kıraç, K.Menderesle ilgili çalışmaların tamamlanması için İzmir Kalkınma Ajansının görevlendirilebileceğini belirterek bu konudaki önerileri beklediklerini söyledi. Efesin yanı sıra Bergama ve Birginin de Dünya Kültür Mirası listesine girebilmesi için çaba harcadıklarını kaydeden Vali Kıraç, İzmirin Expo adaylığındaki en büyük güvencesi, bu tarihsel ve kültürel zenginliğimizdir diye konuştu.
İzmir Valisi M. Cahit Kıraç, K.Menderesle ilgili çalışmaların tamamlanması için İzmir Kalkınma Ajansının görevlendirilebileceğini belirterek bu konudaki önerileri beklediklerini söyledi. Efesin yanı sıra Bergama ve Birginin de Dünya Kültür Mirası listesine girebilmesi için çaba harcadıklarını kaydeden Vali Kıraç, İzmirin Expo adaylığındaki en büyük güvencesi, bu tarihsel ve kültürel zenginliğimizdir diye konuştu.
Unesco değil kendimiz için
Toplantıya evsahipliği yapan Selçuk Belediye Başkanı Vefa Ülgür, tarihi ilçede gerçekleştirdikleri koruma ve marka çalışmalarını özetledi. Efeste yürütülen çalışmaların Unesco istediği için değil, ülkemiz ve bölgemiz için tamamlanması için gerektiğine dikkat çeken Ülgür, Eğer Efes, Agora ve Muğlada gerekli çalışmaları yaparsak, Türkiyeyi dünya kültür envanterinde İtalyanın önüne geçiririz dedi.
Tarihi Kentler Birliği Danışma Kurulu ve ÇEKÜL Vakfı Başkanı Prof.Dr. Metin Sözen ise, Tarihi Kentler Birliğinin her kentte bir bellek ve hafıza merkezi kurmanın önemini ortaya koyduğunu belirtti. Sözen, Bu anlamdaki ilk merkez, İzmir Büyükşehir Belediyesinin Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesidir. Onun arkasından Selçukta oluşturulan kent müzesi aklımızı, hafızamızı tazeliyor. Bu toplantıda ortaya konan fikirler, İzmir ve yakın çevresinin önce Akdeniz potasında, sonra dünyada ortak bir akıl ve bellek merkezi olmasına imkan verecektir dedi.
Toplantıya evsahipliği yapan Selçuk Belediye Başkanı Vefa Ülgür, tarihi ilçede gerçekleştirdikleri koruma ve marka çalışmalarını özetledi. Efeste yürütülen çalışmaların Unesco istediği için değil, ülkemiz ve bölgemiz için tamamlanması için gerektiğine dikkat çeken Ülgür, Eğer Efes, Agora ve Muğlada gerekli çalışmaları yaparsak, Türkiyeyi dünya kültür envanterinde İtalyanın önüne geçiririz dedi.
Tarihi Kentler Birliği Danışma Kurulu ve ÇEKÜL Vakfı Başkanı Prof.Dr. Metin Sözen ise, Tarihi Kentler Birliğinin her kentte bir bellek ve hafıza merkezi kurmanın önemini ortaya koyduğunu belirtti. Sözen, Bu anlamdaki ilk merkez, İzmir Büyükşehir Belediyesinin Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesidir. Onun arkasından Selçukta oluşturulan kent müzesi aklımızı, hafızamızı tazeliyor. Bu toplantıda ortaya konan fikirler, İzmir ve yakın çevresinin önce Akdeniz potasında, sonra dünyada ortak bir akıl ve bellek merkezi olmasına imkan verecektir dedi.
İzmir merkezli bütünlük
Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün, Tarihi Kentler Birliğinin kurulmasıyla, kültürel ve tarihi alanda adeta yeni bir Kurtuluş Savaşı başladığını belirtti. Birliğin o günden bu yana çok ciddi bir yol aldığını kaydeden Gürün sözlerini şöyle sürdürdü:
Belediye Başkanları, kurullardan çıkarken kendini talan ve yıkıma giden bir kişi gibi hissediyor. Finans konusunda, sıkıntımız var. O zamanki Kültür ve Turizm Bakanı tarafından emlak vergilerinden yüzde 10 koyarak yaratılan finans, yeni Bütünşehir yasayla elimizden alınmak üzere. Bunun önüne geçmek gerekiyor. Bu hesap, Valilik ve Hükümet tarafından denetlenir. Ama bu para, mutlaka Büyükşehir bünyesine verilmelidir. Merkeze giderse, biz el pençe divan bu parayı dilenmeye devam ederiz. Demokrasiye inanıyorsak, yerel yönetimlere mutlaka güvenmeli ve kıskanılmadan, bonkörce yetki ve kaynaklarını arttırmalıyız. Kendi kentimizde başta kültür varlıkları olmak üzere her konuda yaptığımız hareketleri, İzmir merkezli bir bölge bütünlüğü içinde uyumla yürümeliyiz. Her koyun kendi bacağından asılır mantığıyla değil, el ele tutuşmalıyız ve birlikte horon tepmeliyiz.
Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün, Tarihi Kentler Birliğinin kurulmasıyla, kültürel ve tarihi alanda adeta yeni bir Kurtuluş Savaşı başladığını belirtti. Birliğin o günden bu yana çok ciddi bir yol aldığını kaydeden Gürün sözlerini şöyle sürdürdü:
Belediye Başkanları, kurullardan çıkarken kendini talan ve yıkıma giden bir kişi gibi hissediyor. Finans konusunda, sıkıntımız var. O zamanki Kültür ve Turizm Bakanı tarafından emlak vergilerinden yüzde 10 koyarak yaratılan finans, yeni Bütünşehir yasayla elimizden alınmak üzere. Bunun önüne geçmek gerekiyor. Bu hesap, Valilik ve Hükümet tarafından denetlenir. Ama bu para, mutlaka Büyükşehir bünyesine verilmelidir. Merkeze giderse, biz el pençe divan bu parayı dilenmeye devam ederiz. Demokrasiye inanıyorsak, yerel yönetimlere mutlaka güvenmeli ve kıskanılmadan, bonkörce yetki ve kaynaklarını arttırmalıyız. Kendi kentimizde başta kültür varlıkları olmak üzere her konuda yaptığımız hareketleri, İzmir merkezli bir bölge bütünlüğü içinde uyumla yürümeliyiz. Her koyun kendi bacağından asılır mantığıyla değil, el ele tutuşmalıyız ve birlikte horon tepmeliyiz.