Siyaset kelleyi koltuğa almadan olmaz

  • 0
  • 1.668
Yazı Boyutu:

 Özelleştirme İdaresi tarafından satılan Bornova Ağaçlı Yol’daki Karayolları2. Bölge Müdürlüğü’ne ait alan nedeniyle düzenlenen yürüyüşe katılarak destekveren İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu burada kent gündemineilişkin çarpıcı açıklamalar yaptı. Başkan Aziz Kocaoğlu’nun açıklamasındansatır başları şöyle:“Ankara ziyaretim yanlış algılandı”

Ankara’ya yaptığı ziyaretin yanlış algılandığınıifade eden Başkan Kocaoğlu, “Yanlış algılandı, yahut basında yanlış algılandı.Siyaset giderek hızlandığı için sanıyorum. Esas olarak ben Çevre ve ŞehircilikBakanlığı’nın fuar alanında bir ÇED talebi vardı, ÇED süreci başlasınisteniyordu. Onu müsteşar beyle, Ercan Tıraş beyle görüştüm. Bir de körfezdeDevlet Demiryolları ile yürüttüğümüz projede bir sınır tahsisi vardı. Onu dayine Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müsteşarı Ercan Tıraş beyle görüştüm.Onlarda konuyu değerlendirdiler. İkisinin de bugün yarın hallolması lazım. İşingeciktiği ve bizim önerdiğimiz sistemin doğru olduğunu onlar da kabul ettiler.Böylece o iki problemi hallettik. Ankara’ya çok seyrek gidiyorum. Ankara’yagitmişken görüşmek üzere Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’ndan randevualmıştım. İzmir’i konuştuk. Tamamen genel çerçevede bir değerlendirme oldu. Birde iktisat kongresi var biliyorsunuz. Arkasından bizim Engelsizmir Kongresivar. Onları konuştuk. Neler yaptıklarımızı konuştuk. Adaylık konusunda açıkçasöyleyeyim bir şey konuşmadık. Adaylık konusunda benim tutumumu biliyorsunuz.Süreci izliyoruz. Süreç devam ediyor. Ama ben dün de sayın genel başkanımızagerekli bilgileri, yani İzmir ile ilgili bilebildiğim değerlendirmeleri yaptım”diye konuştu.

“Hemşehrilerimden sabırlı olmalarını bekliyorum”
Başkan Koacoğlu, kamuoyunda adaylık yönünde birbeklenti olduğu yönündeki soruya ise şöyle yanıt verdi:
“Böyle bir beklenti var, ben de buna hak veriyorum. Ama şöyle birdüşündüğünüzde nerenin belediye başkanı belli? Hiçbir yerin belediye başkanıbelli değil. Süreci izlemekte bizim en doğal hakkımız. Daha da çok süre var. Busüreyi görmek istiyoruz. Bunu da hem genel merkezin, genel başkanın hem debenim belediye başkanı olarak en doğal hakkım olarak değerlendiriyorum. Süreçiçersinde bu kararı vermenin doğru olacağını, İzmir için, ülkemiz için vepartimiz için doğru olacağına inanıyoruz. Böyle bir strateji yürütüyoruz. Bunuda bütün İzmirli hemşehrilerimizin ve basınımızın anlayışla karşılamasınıistirham ediyorum. Durum bundan ibaret. Yoksa herhangi bir problemimiz yok.Herhangi bir problemimiz olması için İzmir kamuoyundan farklı sinyallerin,farklı taleplerin gelmesi gerekir. Biz de kimsenin önünü kapatmıyoruz, herkesçalışmasını yapıyor. Farklı bir değerlendirme olursa ona da açığız. Biz buradasüreci kentimiz için, ülkemiz için ve partimiz için yararlı olacak şekildegötürüyoruz”

“Herkes haddini bilsin”
Basında yer alan İzmir Büyükşehir Belediyesi’ninkentsel dönüşüm ile ilgili gerekli adımları atmadığı yönündeki açıklamalara dacevap Başkan Kocaoğlu şöyle devam etti:
 “Sayın Kentsel Dönüşüm İl Müdürü beyefendi devlet memurudur. 657 yasayatabidir. Mevcut personel sistemine göre başka türlü il müdürü olamaz. Bu ilmüdürü zatı muhterem İzmir’e geldiğinden itibaren herkese akıl öğretmekte,herkesle konuşmakta, İzmir’in sağına soluna belli isim, belli yaftalar takarakİzmir’deki insanların kafasını karıştırmaktadır. Biz gecikmesine rağmen 7-8yerde onay aldık, 7-8 yerde birden çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bizimuyguladığımız yasa, 5393 sayılısı yasanın 73.maddesi. İnsana, insan haklarına,demokrasiye, orada yaşayan insanların hakkına, gayrimenkul ve mülkiyet hakkınasaygılı olan tamamen uzlaşmacı bir yöntemle çözülecek olan sistemden yanayız vebunu uyguluyoruz. Bunun için de biz Bayraklı’da, Uzundere’de uzlaşma görüşmelerindebelirli bir noktaya geldik. Aktepe - Ermez’de tespit çalışmalarınısürdürüyoruz. Ege Mahallesi’nde planlama ve proje çalışmaları bitti, mutabıkkaldık. Ballıkuyu ve Örnekköy’de yine aynı şekilde. Bütün bölgelerdeçalışmaları yapıyoruz. Onların uyguladıkları yeni çıkan yasa, 6306 sayılı yasa.Bunu uygulayana, müteahhitse müteahhitin vatandaşın gayrimenkulünü istediğigibi sahiplenmesini getiriyor. Belediyeyse belediyenin, Bakanlıksabakanlığın.  Orada vatandaşın aleyhine kullanılabilecek bir çok maddelervar, dayatmacı bir yasa, ‘ben dedim oldu’ mantığına dayanıyor. Ve bu sayınmuhterem İl Müdürü, bu yasayla kentte dönüşümü yapıyor. Bizim uygulamadığımız,aykırı bulduğumuz yasayla kent dönüşümü yapıyor. Eğer elinde bir meziyet varsa,eğer bir işbilirliği varsa, kendisi o ceberut yasayla kent dönüşümü yapsın.Bize söz söylemenin Türkiye Cumhuriyeti’nde kimsenin hakkı yoktur. BizKadifekale’de heyelan bölgesinde, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden 250 milyonlira para çıkararak, TOKİ’ye çıktığımız yolda daireleri biz vereceğizdemelerine rağmen sonra vazgeçtiler, 75 milyon liraya bir kısım dairelerialarak, Uzundere’deki konutları alarak, sadece İzmirli Kadifekale’dekivatandaşlara verdiğimiz sözümüzü, taahhüdümüzü yerine getirmek için kentdönüşümünü yaptık, gerçekleştirdik. Bize bu konuda ve bugün uyguladığımız kentdönüşümü konusunda hiçbir cepheden hiçbir Allah’ın kulu, değil siyasetçi birşey söyleyemez. Bu İl Müdürü’ne gelince; bu İl Müdürü eğer siyasete çokhevesliyse, devletin bürokratı değil, hükümetin bürokratıysa, hatta Bakan’ınbürokratıysa, hatta herhangi bir siyasi milletvekilinin siyasetçininbürokratıysa, ona tavsiyem onurlu olan, etik olan şudur: İstifa eder,siyasetini yapar. Biz devlet memurluğundan siyasete geçmedik. İstifasını yapar,aday olur, seçim kazanır siyaset yapar. Bir bürokratın, 1 milyon 120 bin oyla,yüzde 56.7 oyla seçilmiş büyükşehir belediye başkanını eleştirmeye, ona akılöğretmeye, ona kent dönüşümü öğretmeye, ona yol yöntem öğretmeye ne haddivardır, ne hakkı vardır. Herkes haddini bilmek zorundadır. Artık bürokrasiler,artık bürokratlar, hükümeti de bırakın iktidar partisinin milletvekillerinin,milletvekilinin bürokratı, bu milletvekilinin bürokratı noktasına gelmiştir.Onun ekibi, bunun ekibi noktasına gelmiştir. Siz bunları basın mensubu olarakyazarsanız, minnettar kalırım, yazamazsınız da tabi yazamazsınız o da ayrımesele. Ama bürokratların, kaymakamlar, Valiler, devletin Valisidir.”

“Bıçak kemiğe dayanırsa ne söyleyeceğimi iyi biliyorum”
Başkan Kocağlu şöyle devam etti:
“Basmane çukurundaki konuyu biliyorsunuz. Basmane çukurunda herkes konuşuyor,konuşuyor. O Basmane çukurunu, o hale getiren geçmiş belediye başkanımız süttençıkmış ak kaşık gibi hala konuşuyor. Ben geçmiş belediye başkanlarının hiçbirine bu güne kadar söz söylemedim. Söylemedim. Yine de söylemeyeceğim. Amabıçak kemiğe dayanırsa, bakın bıçak kemiğe dayanırsa kime ne söyleyeceğimiçok  iyi biliyorum. Bunu da böyle bilin. Orada biz gerekli ilaçlamalarıyapıyoruz. Orada bu hukuki  sorun var.  Vali Beyin  ‘BüyükşehirBelediyesinin’ görevi demesine gerek yok. Büyükşehir Belediyesi görevinibiliyor. Aynı  Vali Beyin ‘Sümerbank arazisinde yasayıuygulayacağım.  Ben kanunları uygularım’ diyerek müze olacak  diyekendi sadece tek başına   hüküm vermesi bu kentin  geleneğindeyok. Bu kentin yönetiminde yok. İl Genel Meclisinin, İl Özel İdaresinin mallarıyerel sermayedir, servettir. Bunu lise mezunu çocuk bilir. Devlette bürokratolmaya da gerek yoktur.  Buna rağmen burada,  buranın müze olmasına, Ege Medeniyetleri  müzesi olmasına karşı çıkan kimse yoktur.  Oradapaylaşılmak istenen müze bunun örtüsüdür. Bunu Vali Bey de çok iyi bilmektedir. Orada tam yapılmak istenen  40 bin metrekare inşaat alanıolan Turizm imar planı olan  arsanın satılmasıdır. Elden çıkartılmasıdır.Bir yandaşa havale edilmesidir.  Oradaki problem budur. Vali Beyin bunugizlemeye saklamaya işbirliği etmeye hakkı yoktur.  Vali Beydevletin  Valisi olmak durumundadır. İzmir’de yerelde yatırımcı en büyükkuruluş İzmir Büyükşehir Belediyesi  ve  bağlı belediyelerdir. ValiBeyin görevi devlet adına, devlet kurumları adına İzmir Büyükşehir Belediyesiile buradaki yerel kurum ve kuruluşlarla,  devletle, devletkurumlarıyla  koordinasyonu sağlamaktır. Yani bizim  hakkımızı bizimönümüze çıkan bürokratik engelleri Ankara’da savunmaktır. Vali Bey bu göreviyapmak durumundadır ve zorundadır. Görevi budur. Ama Vali Bey de İl Müdürünedediğim gibi siyaset yapacaksa  bütün çıkışlarından bütün beyanatlarındansiyaset yapmak istediğini ve hükümetin  hatta hükümetin belli birkanadının temsilcisi gibi İzmir’i yönetmek istediğini, bunca yıllık 66yaşındaki tecrübeme rağmen görüyorum.  Geçen kendisine gittim. Bunlarınhepsini tek tek anlattım. ‘Bunları biz diyalog içersinde sürdürebiliriz. Basından beyanat verilmekle bunlar olmaz’  dedim. Salı günü kendisiylemakamında ziyaret ederek söyledim. Sanki ben tam tersini söylemişim gibi iki gündür basın üzerinden İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bombardıman yapıyor.Sayın Valimizin böyle bir hakkı yoktur. Yerel seçimlerde başka bir amaçlaburaya geldiyse bunu da yapmaya hakkı yoktur. İzmir, İzmirli 4 milyon insan,geçmişte bir çok insana verdiği gibi,  Sayın Valimiz de eğer bu doğrultudagiderse ‘kanunu kullanıyorum’ diyerek hakkaniyet içersinde davranmadığı müddetçeİzmir Büyükşehir Belediyesini ve İzmir halkını bulacaktır. Ben buradan SayınValime İzmir Büyükşehir Belediyesinin seçilmiş belediye başkanı olarak yabenimle belli bir kurum  içersinde belli bir hiyararşi içersinde beraberçalışırız, yahutta çalışamayız. Çalışamamak benim problemim değildir. Çünkübeni getiren kararname değildir. Beni getiren 4 milyon İzmirlidir. Beni 4milyon İzmirli getirdiği müddetçe buranın bir numaralı seçilmiş kişisi olarakve bütçesi en büyük kurum olarak ve hükümetle on senedir yaptığı yatırımlardadaha fazla yatırım yapan İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak bu kentinkalkınması bu kenti kalkındırmaktan sorumluyum. İzmirli hemşerilerimiz bizeyetki verdiği müddetçe kimseyi dinlemeyiz. Biz hesabımızı 397 yılla zatenveriyoruz. Bunu herkes bilsin ki ölmüş eşek kurttan korkmaz. Biz öyle laflasözle söylemle değil. Cumhuriyetten bu tarafa siyasetten gelen bir aileninferdi olarak, siyasetin kelleyi koltuğa almadan yapılmayacağını bilir, kelleyikoltuğa alır, siyaseti yaparız. Ben bugüne kadar konuşmadım, aman Hükümet’esaygı, aman Vali’ye saygı, aman şuna saygı, aman buna saygı. Yok kardeşim.Anlaşılmıyorsa anlatırız. Daha bildiğimiz çok şey var. Zamanı gelince bunlarıanlatırız. Burası Türkiye’nin en huzurlu kenti. Devlet eliyle, bürokrasi eliylebu kentin huzurunu bozmaya kimsenin hakkı yoktur, kimsenin bozmaya da gücüyetmeyecektir.” 
 

YORUM YAZ
Diğer Haberler

Audi Vosmer farkıyla Bornova’da

Gaziemir’de temizlik devrimi

Geleneği bozun, oy verin

Dönüşümü yerinde yapacağız

Sertel’den Bakan’a destek

Kapı kapı akşam mesaisi

Arşiv