Yazı Boyutu:
CHPli Güler yaptığı yazılı açıklamada, Türkiyede, Irakta, Suriyede halkların kanlarından kimlik hakkı talep edenler Bak çok fena olur diyerek üstümüze çullanmışken, bu saldırıyı barıştır, çözümdür, kabul et diye CHPyi yönetme hevesine kapılmak nasıl bir kendini bilmezliktir dedi.
CHP İzmir Milletvekili ve Parti Meclisi üyesi Birgül Ayman Güler; BDP eşbaşkanı Gülten Kışanakın geçtiğimiz Salı günü partisinin Meclis grup toplantısında; CHPnin barışa, çözüme katılması gerekir. CHP tutumu değiştirmeli, gelsin biz yardımcı olalım. Yoksa Kürdistandan gelen yöre dernekleri bize söylediler CHPye oy vermeyecekler sözlerine yazılı bir açıklama ile yanıt verdi.
Köşe yazarlarıyla TVcilerden sonra başka partilerin başkanlarını da CHPyi yönetme hevesi sardığını ifade eden Güler, TBMM'de oturan ve TBMM çatısı altındaki kürsüden konuşan bir partinin başkanı, bu meclisin egemenlik alanı olan ülkenin bir bölümünü başka bir ülkeymiş gibi adlandırıyor dedi.
BDP eşbaşkanının Barış sürecine çözüm sürecine karşı olan bu tutumu kabul etmiyoruz. CHP bu işe girecek sözlerine şaka gibi diyen Güler, Siyasal nezaket yitip gitmiş, eşbaşkan öbür eşbaşkana değil, CHP'nin genel başkanına parmak sallıyor dedi.
Eğer bu bir barış süreci ise, kim kimle barış yapıyor?
Açılamasında Eğer bu bir barış süreci ise, kim kimle barış yapıyor? diye soran Güler; Barış, en az iki savaşan düşman taraf arasında yapılır. Bu süreçte barış için bir yanda AKP Hükümeti öbür yanda PKK-Öcalan ile BDP milletvekilleri var. PKK BDPye göre taraflar belli:Kürtler ile Türkler. Ya AKPye göre taraflar kimler? Burası karışık. Çünkü AKP kendi ağzından bir taraf tayini yapmıyor. Kendisi hükümet! Bu konumu nedeniyle bu taraf da hükümet devlet, yani TC imiş gibi görünüyor. İki taraf bile tarafların kimler olduğu konusunu netleştirememişler iken biz, ortada iki devlet olmadığını, bu yüzden de barış sözünün yanlış olduğunu düşünüyoruz! Ülke içinde barış değil, huzur aranır dedi.
Eğer bu bir çözüm süreci ise, ne çözülüyor?
Eğer bu bir çözüm süreci ise, ne çözülüyor?
Çözülen sorun, en az dört farklı adlandırmaya sahip diyen Güler: Terör sorunu, Kürt sorunu, Türk sorunu, Güneydoğu sorunu
Soruna ne ad verirseniz verin demek olmaz. Çünkü ad, sorunun özünü ve türünü gösterir; çözüm de ada göre billurlaşır. PKK-BDP konuyu Kürt Türk sorununa bağlamış durumda. Peki diğer taraf? AKP, kah terör, kah Kürt, kah Türk sorunu diyor; içlerinden bazılarının Güneydoğu sorunu dediklerine de tanık olunuyor. Ne adı; ne tarafları; ne de sorunun tanımı üzerinde açıklık olan tuhaf bir süreç dedi.
Birgül Ayman Güler yaşanan bu kargaşa içinde yapılmak istenenin çözüm adı altında Anayasanın anayasal vatandaşlık ilkesine göre değiştirilmek istendiğini ve etnik kimlik üzerine kurulan bir anayasa hedeflendiğini söyledi. Güler; Biz ise, yurttaşların eşitliğine inanıyoruz; büyük huzur yurttaşların eşitliğindedir. Etnik kimliklerin eşitliği denen şey ise milliyetler mezbahasının kapılarını ardına kadar açmaktır dedi.
Bizce bu süreç terör şantajıyla anayasayı değiştirme sürecidir.
Bizce bu süreç terör şantajıyla anayasayı değiştirme sürecidir.
Açıklamasını silah bırakmaya niyet eden yok, süreç terör şantajıyla anayasayı değiştirme sürecidir sözleriyle sürdüren Güler, akil adam Baskın Oranın İzmir Urlada yaptığı konuşmaya da değinerek Bak, PKK terörü yine başlar; siz AVMlere bile gidemezsiniz, internetten alışveriş yaparsınız; üstümüze ceset parçaları yağar demiyor mu? Ve aynı kişi bunu derken eyalet sistemi çözümdür demiyor mu dedi.
Eyalet sisteminin getirileceği tek araç var, o da anayasa diyen Güler; AK(P)KK, anayasadan Türk vatandaşlığını sileceğiz diye anlaşmadılar mı? Öcalan Tayyip Beyin başkanlığına destek vereceğiz derken, BDP anayasa önerisine eyalet sistemi koymuyor mu? diye sordu.
Güler açıklamasını; bizim, bizleri kah oy ile; kah üstümüze ceset parçaları yağdırmak ile tehdit edenlerle birlikte atacak tek bir adımımız bile yok sözleri ile bitirdi.