The Bipolar Book: History, Neurobiology, and Treatment

  • 0
  • 1.111
The Bipolar Book: History, Neurobiology, and Treatment
© bizimizmir.net
Yazı Boyutu:

2000 yıl önce Anadolu topraklarında tanımlanan Bipolar Bozukluk’a dair bir başyapıt olarak tanımlanan ‘The Bipolar Book’, Türk Bilim İnsanı Prof. Dr. Ayşegül Yıldız’ın liderliğinde kaleme alındı.
Duygudurum Vakfı - DUVAK Kurucu Başkanı da olan Prof. Dr. Ayşegül Yıldız, halen Dokuz Eylül Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı’nda ve Harvard Üniversitesi Uluslararası Bipolar Konsorsiyum’unda Profesör olarak çalışmalarını sürdürmektedir.


Oxford University Press – USA, geçtiğimiz haftalarda bir Türk otörün liderliğinde yazılan ve tüm dünyada Bipolar Bozukluk ile uğraşan hekimlerin ve bilim adamlarının başucu kitabı olarak bulundurması gereken çok önemli bir eser yayınladı.

Newyork’aki North Shore Üniversitesi’nden Psikiyatri ve Moleküler Tıp Profesörü Christoph U. Correll’in bu eser ile ilgili yorumları şöyle:

“Ayşegül Yıldız, Pedro Ruiz, ve Charles Nemeroff editörlüğünde hazırlanan “The Bipolar Book: History, Neurobiology, and Treatment” bir başyapıttır. İçeriği, dünyanın en önde gelen üstatları tarafından bipolar bozukluğun karmaşık ve kritik yönlerini ele alacak şekilde kapsamlı ve güncel bilgilerle donatılmış ve akıcı bir anlatım diliyle okuyucuya aktarılmıştır. Kırk beş bölümden oluşan ‘The Bipolar Book’; ilim, irfan, bilgelik ile zenginleştirilmiş, klinik uygunluk ve bütünlük ile tamamlanmış bir bilim şaheseridir.  Bu kitabı okuyan profesyoneller, bipolar bozukluktan etkilenmiş bireyleri anlamak ve onlara tıbbi yardım sağlamak hususunda kendilerini çok daha donanımlı ve zenginleşmiş hissedeceklerdir.”

Oxford University Press ise, The Bipolar Book’un kendisini emsal yayınlardan ayıran en önemli özelliklerini şöyle sıralamış:
•    Bipolar bozukluğun tanı ve tedavisini çocukluk, yaşlılık, hamilelik ve emzirme gibi özel durumları da kapsayacak şekilde ustalıkla anlatır.
•    Bipolar bozukluğun altında yatan moleküler ve hücresel mekanizmaları ele alır ve bunların bu hastalığın beyinde nasıl oluştuğunun anlaşılması ve dolayısıyla da tedavisi için önemini vurgular.
•    Bipolar bozukluktaki alternatif tedavileri ve bu hastalığa dair yeni ilaçların bulunması için yapılan klinik çalışmaları ele alır.
•    Bipolar bozukluğun tarihte, geçmişten bugüne gelişini ele alır.

Eserin bir başka önemi ise; yine bir Türk oluşumu olan Duygudurum Vakfı-DUVAK tarafından Ekim 2012 de Kapadokya’da gerçekleştirilen Bipolar Bozukluk Liderler Zirvesi’nde üretiminin planlanmış olmasıdır.

Aynı zamanda DUVAK Kurucu Başkanı da olan ve halen Dokuz Eylül Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı’nda ve Harvard Üniversitesi Uluslararası Bipolar Konsorsiyum’unda Profesör olarak çalışmalarını sürdürmekte olan Prof. Dr. Ayşegül Yıldız’dan Bipolar Bozukluk Liderler Zirvesi için Kapadokya’nın seçilmesinin de tesadüf olmadığını öğrendik.

 “Bipolar Bozukluk dünyada ilk olarak bundan 2000 yıl önce M.S. 1. yüzyılda Kapadokya’da Aretaeus isimli bir tıp hekimi tarafından tanımlanmıştır. Ondan önce de M.Ö. 5. yüzyılda Hipokrat, Anadolu’nun bir başka köşesinde Kos (İstanköy) adasında mani ve melankoli’yi ayrı ayrı durumlar olarak farklı insanlarda tanımlamıştır. Oysa gerek alanın fikir liderleri, gerekse bu hastalıktan etkilenen bireyler manik depresif bozukluğun, Alman Hükûmeti tarafından farklı davranışları olan bireyleri incelemek üzere görevlendirilmiş Emil Kreapelin tarafından 1900’lü yıllarda tanımlandığı düşüncesindedir. Zira Bipolar Bozukluk, Emil Kreapelin tarafından 1907’de yazılan “Manik Depresif Insanity” isimli bir kitaba konu olmuştur. Dünya bu hastalığı yaygın olarak tanıyıp anlamaya bu kitap ile başlamıştır. Dolayısıyla bu özel hastalığa ait ülkemiz topraklarında bulunan 2000 yıllık tarih yaygın olarak bilinmemektedir. İlk tanımlandığı topraklarda 2000 yıl sonra üretimi planlanan ‘The Bipolar Book’, bu hastalığın ülkemiz topraklarında başlayan tarihçesini de kapsamlı olarak anlatmaktadır.”

‘The Bipolar Book’ bu hastalık ile ilgili buluşlarıyla dünyanın önde liderleri olarak kabul edilen otörleri buluşturmayı hedeflemiş ve bu hedefine de her biri alanın en üst düzeyde üstadı olan aşağıdaki otörlerleri bu başyapıtta buluşturarak ulaşmıştır:

Ana Cristina Andreazza (University of Toronto, Canada), Jean-Michel Azorin (Ste Marguerite Hospital, France), Christopher Bailey (New York University, USA), Ross Baldessarini (International Consortium for Bipolar Disorder Research, McLean Hospital, Harvard Medical School, USA), Richard Balon (Wayne State University, USA), Michael Bauer (University Hospital Carl Gustav Carus, Technische Universität Dresden, Germany), Joseph Calabrese (Case Western Reserve University, USA), Kiki Chang (Stanford University, USA), Elizabeth Crocco (University of Miami, USA), Melissa DelBello (University of Cincinnati, USA), Colin Depp (University of California, USA), Konstantinos Fountoulakis (Aristotle University of Thessaloniki, Greece), Keming Gao (Case Western Reserve University, USA), Allison Greene (New York University, USA), Heinz Grunze (Newcastle University, United Kingdom), Gabriel Fries (Universidade Federal do Rio Grande do Sul, Brazil), Philip Harvey (University of Miami, USA), Robert Hirschfeld (University of Texas, USA), Julie Hyman (Ohio State University, USA), Richard Jope (University of Miami, USA), Flávio Kapczinski (Universidade Federal do Rio Grande do Sul, Brazil), Paul Keck (University of Cincinnati, USA), Charles Kellner (Icahn School of Medicine, USA), Levente Kriston (University Medical Center Hamburg-Eppendorf, Germany), Rodrigo Machado-Vieira (University of Sao Paulo, Brazil), Susan McElroy (University of Cincinnati, USA), Roger S. McIntyre (University of Toronto, Canada), Kathleen R. Merikangas (National Institute of Mental Health, USA), Charles Nemeroff (University of Miami, USA), Alexander Neumeister (New York University, USA), D. Jeffrey Newport (The Ohio State University, USA), Dost Öngür (McLean Hospital, Harvard University, USA), Carmine Pariante (King’s College London, United Kingdom), Roy Perlis (Massachusetts General Hospital, Harvard University, USA), Jesus Pérez (International Consortium for Bipolar Disorder Research, McLean Hospital, Harvard University, USA), Giampaolo Perna (University of Miami, USA), Giulio Perugi (University of Pisa, Italy), Dina Popovic (University of Barcelona, Spain), Robert Post (Bipolar Collaborative Network, USA), Michelle Primeau (Stanford University, USA), Pedro Ruiz (University of Miami, USA), Ihsan Salloum (University of Miami, USA), Paola Salvatore (International Consortium for Bipolar Disorder Research, McLean Hospital, Harvard University, USA), Marsal Sanches (University of Texas, USA), Noreen Reilly-Harrington (Massachusetts General Hospital, Harvard University, USA), Jan Scott (Newcastle University, United Kingdom), Emanuel Severus (University Hospital Carl Gustav Carus, Germany), Jair Soares (University of Texas, USA), Trisha Suppes (Stanford University, USA), Bret Rutherford (Columbia University, USA), Janusz Rybakowski (Poznan University of Medical Sciences, Poland), Giacomo Salvadore (Janssen Research & Development, USA), Thomas Schlaepfer (University Hospital Bonn, Germany; Johns Hopkins University, USA), Stephen Strakowski (University of Cincinnati, USA), Leonardo Tondo (International Consortium for Bipolar and Psychotic Disorders Research, McLean Hospital, Harvard University, USA; Lucio Bini Mood Disorder Centers Cagliari and Rome, Italy), Juan Undurraga (University of Barcelona, Spain; Universidad del Desarrollo, Chile), Gustavo Vázquez (International Consortium for Bipolar and Psychotic Disorders Research, McLean Hospital, Harvard University, USA; Palermo University, Argentina), Eduard Vieta (University of Barcelona, Spain), Janet Wozniak (Massachusetts General Hospital, Harvard University, USA), Ayşegül Yıldız (Dokuz Eylül University, Turkey; International Consortium for Bipolar and Psychotic Disorders Research, McLean Hospital, Harvard University, USA), Allan H. Young (King's College London, United Kingdom), Eric A. Youngstrom (University of North, USA).

Toplam 114 otörün katılımıyla oluşan ‘The Bipolar Book’; moleküler hücresel mekanizmalardan beyin görüntülemeye, klinik araştırmalar ve hedefe yönelik tedavi stratejilerinden genetik mekanizmalara, gebelik ve lohusalıktan çocukluk ergenlik ve yaşlılığa, alternatif tedavilerden elektriksel ve cerrahi yöntemlere kadar bipolar bozuklukla ilgili tüm alanlarda bilimsel verileri kliniğe taşıyan bir anlatımla ele almaktadır. North Shore Üniversitesi’nden Prof. Dr. Christoph U. Correll’in belirttiği üzere, bu hastalık için dünyaya rehberlik edecek bir başyapıt olarak kabul edilmektedir. Kitabın yazım dili İngilizce olup, Oxford University Press’in Amerika Ofisi’nde baskıya hazırlanmış ve Amerika Birleşik Devletleri’nden dünyaya dağıtıma girmiştir.


Bipolar bozukluk ya da diğer adıyla manik depresif bozukluk nedir?

Bu durum kişinin dönem dönem çökkün ve karamsar hissettiği, dönem dönem ise aşırı hareketli, enerjik ve coşkulu hissettiği, aralarda ise kendi normalini yaşadığı bir duygudurum halidir. ‘Duygudurum’ kavramı ile kastedilen ise, kişinin hayatının belli bir döneminde kendi normaline kıyasla duyduğu özgüven, severek yaptığı aktivitelerden keyif alma becerisi, enerjisi, üretkenliği, uykusu, iştahı, yaşama sevinci, düşünme ve konuşma hızı, aktivite düzeyi, risk değerlendirebilme ve karar verebilme kabiliyeti gibi hayati ve çok boyutlu bir davranışsal öğeler kümesidir. Depresyon olarak bilinen çökkün, karamsar ruh hali, her beş kişiden birini yaşamları boyunca herhangi bir zamanda etkileyebilmektedir. Bipolar bozukluğun yaşam boyu görülme sıklığı ise yüzde 4 olup, bu iki farklı duygudurum hali birlikte düşünüldüğünde dünya istatistiklerine göre her beş kişiden birini yaşamları boyunca bir dönem etkileme potansiyeline sahiptirler.

İnsan beyninin aşırı hızlı ve yoğun çalıştığı manik ya da hipomanik dönemler ile seyreden bipolar bozukluk, ayrıca tarihe iz bırakmış pek çok başarılı insanı da etkilemiştir. Van Gogh, Elizabeth Taylor, Cary Grant, Sylvia Plath, Marilyn Monroe, Michelangelo Buonarroti, Florence Nightingale, Peter Tchaikovsky, Wolfgang Amadeus Mozart, Robert Schuman, Ludvig Von Beethoven, George Frederick Handel, Syd Barret, Kurt Cobain, Virginia Woolf, Isaac Newton, Napolyon Bonaparte, Abraham Lincoln, Ernest Hemingway, Victor Hugo, Nikolayeviç Tolstoy , Emily Elizabeth Dickinson, Winston Churchill, Martin Luther ve Theodore Roosevelt ilk akla gelenler olup, tarihte ve bugün sıra dışı bir yeteneği olan pek çok insanın kendilerinde ya da yakın akrabalarında bu durumun gelişme ihtimali genel topluma göre daha yüksek olarak saptanmıştır.

Kalıtsal yatkınlık, bu durumun oluşmasında etkenler arasında sayılmaktadır. Örneğin, Hollandalı Ardizlenimci Ressam Van Gogh’un diğer kardeşlerinde de şizofreni, depresyon ve intihar girişimi gözlenmiştir. Van Gogh, uykusuzluğunu gidermek ve duygusal dalgalanmalarını kontrol altına almak için o zaman popüler bir içki olan absinthe kullanıyordu. ‘I fight this insomnia with a very very strong dose of  champor in my pillow and mattress and if ever you can’t sleep I recommend this to you.’ Absinthe thujone ve yüzde 75 alkol içeren worwood bitkisinden yapılan halüsinojen bir içkidir. Van Gogh, yoğun absinthe kullanımı sonrasında geçirdiği krizlerden birinde yine turpetine içeren kendi yağlı boya tablolalarını yemeye kalkmıştı. Bir başka psikotik özellikli atağında ise sol kulağını kesip genelevdeki sevgilisine armağan etmişti. Her akşam içki içtiği ‘Cafe Teras’, Absinthe drinker’ bilinen tabloları arasındadır. Van Gogh, yaşamının son on yılı boyunca yaklaşık 900 suluboya/yağlı boya resim ve 1100 karakalem çalışma üretmiştir. En meşhur eserlerini ise ömrünün son iki yılında yapmıştır. Yaşarken yalnızca bir tablosu satılmıştı. 1890 yılında bir gün yolda hızlı adımlarla yürürken kendi kendine mırıldanıyordu…‘Bu imkansız… Bu imkansız…’ ve o günün sonunda kendini göğsünden vurarak intihar etti.

Bir başka örnek yine muhtemel tanısı manik depresif bozukluk olan 1881 – 1973 yılları arasında yaşamış olan, İspanyol Ressam, Heykeltraş Pablo Picasso’dur. Picasso bilinen en üretken sanatçılar arasında yer almaktadır. Guiness rekorlar kitabına göre 13 bin 500 resmi; 100 bin baskısı; 34 bin kitap resmi; 300 seramik heykeli olmak üzere ömrüne sığdırdığı toplam 150 bin 500 eseri mevcuttur. ‘Her şeyi söylemem, ama her şeyin resmini yaparım…’ Pablo Picasso’nun ünlü bir ifadesidir. Pablo Picasso 1937’de Almanların saldırısıyla Guernica Kasabası bombalandığında, insanların yaşadığı felaketi yalnızca bir gecede yaptığı ‘Guernica’ adını verdiği tablosuna yansıttı. Bir gün sergisini gezen Alman Generalin ‘Bu resmi siz mi yaptınız?’ sorusuna ‘Hayır siz yaptınız!’ diye yanıt vermişti.

Bir başka ünlü duygudurum hastası ise, Pulitzer ve Nobel Ödüllü Gazeteci Yazar Ernest Hemingway’dir. Son hastane yatışının hemen arkasından kendisini av tüfeği ile vurarak intihar eden Hemingway’in babası, kız kardeşi, erkek kardeşi ve torunu da intihar ederek ölmüşlerdir.

1005 ünlü insanın biyografisini incelediği çalışmasında Ludwig (Ludwig AM. American Journal of Psychotherapy 1992) yaratıcı insanlarda mani sıklığını yüzde 8.2 olarak bildirmiştir. 1994’te Ludwig (Ludwig AM. Am J Psychiatry. 1994) 59 kadın yazarı yaş ve eğitimsel olarak eşleştirilmiş kontrol grubu ile karşılaştırmış ve yazarlarda depresyonu yüzde 59, manik atağı ise yüzde 19 sıklıkla kontrollerden anlamlı derecede daha sık gözlemlemiştir.

 

YORUM YAZ
Diğer Haberler

Koltuğunu çocuklara devretti

Çocuk başkanı park ve barınak istedi!

Minik başkanlar projelerini açıkladı

Yarımada Kadar Güzel Bayram!

Foça'da 23 Nisan coşkusu

Başkan Tugay Ege Ordusu Komutanı Yeni’yi ziyaret etti

Arşiv