Umut dolu 2021’e merhaba…

İzmirli diyetisyen hülya Özel, yeni yıla ve gecesi ne hazırlanmanın çocukluğumuzda dini bayramlar kadar heyecan veren olaylardan birisi olduğunu hatırlatarak, bunun sadece çocuklara özgü bir duygu olmadığını ve eğer bu heyecan olmasa, umutlar olmasaydı insanoğlunun ayakta kalamayacağını söyledi. Diyetisyen olarak bir takım tavsiyelerde bulundu.

  • 0
  • 758
Umut dolu 2021’e merhaba…
© bizimizmir.net
Yazı Boyutu:

İzmirli diyetisyen hülya Özel, yeni yıla ve gecesi ne hazırlanmanın çocukluğumuzda dini bayramlar kadar heyecan veren olaylardan birisi olduğunu hatırlatarak, bunun sadece çocuklara özgü bir duygu olmadığını ve eğer bu heyecan olmasa, umutlar olmasaydı insanoğlunun ayakta kalamayacağını söyledi.  

Gözlerini kapatıp düşündüğünde en iyi hatırladığının sa yeni yıl heyecanı uzaktaki arkadaşlara yollanan üstü pullarla kaplı yılbaşı kartları olduğunu ifade etti.

Tabii postacının da getireceği içi ışıltılı kartlarla dolu zarfların da mazide kaldığı belirterek, “Haftalar öncesinden kırtasiyecilerde en az iki yada üç askıda yerleştirilen rengarenk tebrik kartlarını  almak için yarışırdık. Pullu kar manzaraları, çam ağaçları, noel baba resimleri, çanlar, kızaklar ve üzerlerinde kutlama sözcükleri olan kartlar ya da bulunduğunuz yerin fotoğrafları. Komik yılbaşı şapkaları dışında çocukluğumuzda şimdiki gibi alışveriş merkezlerin de satılan bu kadar hazır yılbaşı süsleri ve çam ağaçları da yoktu. Kestane, patlamış mısır, kuruyemişler, meyveler ve nefis yemekler… Hele birde o gece misafirlerimiz varsa yine annelerimize iş düşer üç dört gün önceden koşuşturmaya başlardılar.  Türklerin tek tanrılı dinlere girmesinden önce inançlarına göre yerin göbeği sayılan yeryüzünün tam ortasında bir akçam ağacı bulunuyor. Bu ağacın tepesi de gökyüzünde oturan tanrı Ülgen’in sarayına kadar uzuyor ve bunada  ‘hayat ağacı‘ diyorlar. Ülgen insanların koruyucusu, sarayında oturuyor ve geceyi gündüzü, güneşi yönetiyor. Türkler’de güneş çok önemli. İnançlarına göre gecelerin kısalıp gündüzlerin uzama ya başladığı 22 aralıkta gece gündüzle savaşıyor. Savaş sonunda gündüz geceyi yenerek zafer kazanıyor. Bu güneşin yeniden doğuşu; yeni doğum olarak algılanıyor Türkler arasında.’’Nardugan’’ Nar: güneş, tugan : doğan anlamında geceler kısalmaya günler uzamaya başlıyor. Bu güneşin zaferini ve yeniden doğuşunu Türkler büyük şenliklerle akçam ağacı altında kutluyorlar. Güneşi geri verdi diye Ülgen’e dualar ediyorlar, duaları tanrıya gitsin diye ağacın altına hediyeler koyuyorlar, dilekler tutuyorlar. Bu bayram için evler temizleniyor ve en güzel giysiler giyiliyor, ağacın etrafında şarkılar söyleyip oyunlar oynanıyor. Yaşlılar, büyük babalar ve nineler ziyaret ediliyor. Bayram aile ve dostların buluşmalarıyla kutlanırsa  ömrün uzayacağına ve uğur geleceğine inanıyorlar. O yüzden bu olay Türklerden Hıristiyanlara geçmiştir. Buradaki doğum olayı  İsa’nın doğumu değil oda güneşin yeniden doğuşu…  İmparator Konstantin İznik’te toplanan konsülde 22 aralık olan güneşin doğumu için yapılan bu pagan bayramını, İsa’nın doğumu olarak 24 aralığa alıyor ve bu gün buna Noel Bayramı deniliyor. Görüldüğü gibi yeni yılın yılbaşı kutlanmasının asıl hikayesi böyle oluşu yor.” dedi.

Yeni seneyi, yeni bir yılı karşılarken eğlenmek ve bir şeyler yemek artık gelenekselleşmiş olduğunu anlatan Özel, yılbaşı gecesi ölçüyü kaçıranlara yönelik tavsiyelerini de unutmadı: “her senemiz hep böyle eğlenceli geçsin inancı çok anlamlı. Fakat bugün ve geceyi rahat geçirmek istiyorsak ki kısa bir süre içinde farkında olmadan çok yemek durumunda kalıyoruz. Bu yüzden ne miktarlarda , nasıl yememiz gerektiğini bilmemiz gerekiyor. Yılın son günü çok hafif bir kahvaltı ile güne başlamalıyız. Hatta karbonhidrat içermeden yani ekmek, gevrek, boğaca içermeyen klasik bir kahvaltı… Gün ortası öğle yemeği olarak (asla geç saatlere bırakılmamalı) salata ve çorba veya yoğurt ve salatadan oluşan çok hafif bir mik tar ile günü geçiştirmek yerinde bir karar olacaktır. Hatta yapabiliyorsanız  sadece bir sütlü kahve ile öğle öğününüzü  geçiştirebilir siniz . Gece boyunca mide kapasitesi zorlanmayacak şekilde azar azar ve yavaş yavaş yemek yememiz gerektiği unutulmamalı  ağır, yağlı, çok şekerli yemekler ve yüklü miktarda alkol alın mamalıdır. Bu tip beslenmek kalp, tansiyon ve şeker hastaları için çok risklidir. Ayrıca ara ara bol oksijen almak her zaman sindirimi ve kişiyi rahatlatır. Ertesi günde mide ve bağırsak yükü düşünülerek  gün boyu  bol su ile salata ve  sebze içerikli hafif bir şeyler yemek, yorucu olmayan yürüyüşler yapmak  günü rahat ge çirmemiz açısından önemlidir.

En içten duygularımla tüm insanlığa bir arada yaşayabileceği sağlık, mutluluk ve barış  dolu bir  yıl temenni ediyorum.

Hoşçakal 2020 …”

YORUM YAZ
Diğer Haberler

Mutluluğu Çekiyorum

Gaziemir’de şenlik zamanı

Anadolu bitkilerini koruyan kısa film yarışması

Anne Baba Çocuk Merkezi'nde mezuniyet heyacanı

Köy Enstitüleri’nin ruhu yıl dönümünde yaşatılacak

Köy Enstitüleri Mezunlarıyla Buluştu

Arşiv