Hint Tanrıları dediğimizde en bilinen, sevimli mi sevimli, koca göbekli, Hindistan'a gidenlerin attıkları her adımda birer heykelini ya da resmini gördükleri fil başlı, insan vücutlu Tanrı Ganesha, Hint mitolojisinde en itibarlı tanrılardan biri.
 
Mitolojik hikayesine geçmeden önce günümüze bu tanrıyı nasıl uyarladıklarını  ve neden bu kadar yüceltip yol üstlerinde, çalışma masalarında, taxilerde, yemek masasının yanında, seyyar pilavcının tezgahında  heykellerini resimlerini kullandıklarını yazmak isterim. Böylece sadece günümüzdeki önemini merak edenler yazının ikinci kısmını okumayabilirler. 
 
En çok resmi ve ikonası yapılan bu Hint Tanrısı ve vücudunun her ayrıntısı hayata dair bir öğüt sunuyor: 
 
Normalden büyük kafası büyük düşünmeyi, 
İri kulakları çok dinlemeyi,
Küçük ağzı az konuşmayı,
Küçük gözleri odaklanmayı ve yoğunlaşmanın önemini anlatıyor. 
Sizce de genç nesile ve çocuklara tüm bu erdemleri anlatmanın çok sevimli bir yolu değil mi bu? 
 
Fil, Hint inanışına göre hafızanın simgesidir. Bu tanrıyı zekanın simgesi olarak görmek istedikleri için fil başlı olduğunu düşünmüşlerdir.
Ganesh'in tek dişi vardır: "iyiyi sakla, kötüyü at gitsin" anlamına gelir bu. Yani Hindu inancındaki minimalist öğretiyi simgeler. 
Elinde bir balta vardır. Hinduizm; kişiye, hayata dair bütün bağlarından kurtulmasını öğütler. Balta, bağları koparmak içindir.
Diğer elinde bir ip vardır. İp, insanı, en yüksek hedeflere ulaştırabilecek aracın simgesidir.
 
Şans getirmesi için dokundukları O sevimli koca göbeğin ne anlama geldiğini bir başka yazımda anlatmalıyım sanırım.  
 
 
Gelelim mitolojik hikayesine: 
Tanrı Shiva ile Tanrı Parvati'nin oğludur. Doğurganlık tabii ki her kültürde ve doğa gereği dişiye mahsustur. Ganesh'i de annesi Parvati yaratmıştır. Kocası Shiva işe hiç karışmamıştır; bu da ölümsüz olduğu için oğul sahibi olmaya ihtiyaç duymaması ile açıklanır. Ve tabii ki diğer bazı dinlere de örnek olmuştur diyebiliriz. 
 
Birbirini çok seven Shiva ve Parvati, Shiva'nın işlerinin yoğunluğundan dolayı sık sık ayrı kalmaktaymış. Parvati yalnızlıktan çok sıkılıyormuş ve kendisine bir arkadaş bir yoldaş istiyormuş. Yıkanmak üzere banyoya girdiği birgün, kendisini banyodayken koruyacak bir muhafızın bile olmadığını düşünüp banyoda hamurdan bir çocuk figürü yapmış, (ki bence bu hamur; sabundan başka birşey olamaz.) 
Parvati'nin de yıkıcı yaratıcı Tanrı Shiva ile evli olan bir Tanrıça olmasından mütevellit, bu bebeğe bir de hayat vermiş, bu Ganesh'in ilk doğumu olmuş.
 
Parvati, Ganesh'e banyo kapısında beklemesini ve  kimsenin içeriye girmesine izin vermemesini emretmiş, o da annesinin emirlerine harfi harfine uymuş.
Tam da bu sırada uzun bir görevden sonra (18 yıl olduğu rivayet edilir) , Shiva ormandan dönmüş ve eve girmek istemiş ama Ganesh annesinin emri üzerine izin vermemiş. Doğal olarak Shiva öfkeden köpürmüş. Sonra aralarında şu konuşma geçmiş.
 
- Ben Parvati'nin kocasıyım, O'nun evi benim evimdir.
 
+Burası bizim evimiz ve buraya annem kimi isterse o girebilir. Bana senin girebileceğini söylemedi. 
 
Bunun üzerine sabrını yitiren Shiva, Ganesh'le vahşice dövüşmeye başlamış ve üç dişli yabasıyla rakibinin kafasını kesmiş. Parvati banyosunu tamamlayıp çıktığında Ganesh'in cansız bedenini görünce, attığı ıstırap dolu çığlıklar kısa zamanda öfkeli ulumalara dönüşmüş ve Shiva'ya oğlu Ganesh'i hemen canlandırmasını emretmiş. Ama Ganesh'in kafasını uçuran darbe o kadar şiddetliymiş ki kafa çok uzağa fırlamış ve ne kadar aramışlarsa da bulamamışlar. Son çare olarak Shiva Brahma'dan yardım istemiş. Brahma; Ganesh'in kafasının yerine, yolda bulduğu ilk canlının kafasını yerleştirmesini söylemiş. Bunun üzerine Şiva, ordusundan rastladıkları ilk canlının başını kesip getirmelerini istemiş. Ordu, yol ustunde uyuyan ve ölmek üzere olan bir file rastlamış ve ölümünden sonra filin kafasını kesmişler. Shiva ve Parvati'nin olduğu yere dönerek filin kafasını vermişler. Onlar da fil kafasını Ganesh'in bedenine yerleştirerek onu bir kez daha dünyaya getirmişler. 
Yaşayıp da öldükten sonra ikinci kez tekrar hayat bulan Ganesh böylece şansın ve yenilenmenin tanrısı olmuş. 
 
Bu sebepledir her yeni başlangıçta, yeni günde, yani her yeni adımda Ganesh'e dua eder Hindular ve hatta tüm Hinduların bildiği bir Ganesh şarkısı çocukluklarından beri sıksık dillerindedir. Ne yazık ki bizim ülkemizde de sonradan olma yoga eğitmenleri bu çocuk şarkısını yerli yersiz kullanırlar. 
 
Tüm bunların yanında Hinduların  Ganesh icin heryıl yaptıkları GANESH CHATURTİ isimli bir festivali vardır ki dillere destan ve çok eğlencelidir. 11 gün süren şenlik boyunca, heryere Ganesh heykelleri konur,  gece gündüz araliksiz dualar okunur. Caddelerde devasa Ganesh heykelleriyle yürünür, şarkılar söylenir, dans edilip, müzik yapılır. Ve son gün geldiğinde kilden yapılan bu heykeller göle, denize atılır. Bu eylemdeki mana yeniden doğumun, şansın simgesi olan Ganesh'i bir dahaki sene icin uğurlamaktir. Ganesh heykellerinin suya atıldığı gün, çoluk çocuk herkes sokaklara dökülür, yollarin ortasinda davul zurna, herkes danseder, komiktir, eğlencelidir, sizin de onlara katılmanız tavsiye edilir. 
Birçok dine evsahipliği yapan Hindistan bir festivaller cennetidir aslında.. gidiniz, görünüz, yaşayınız... 2019’da gideceğim 5 turun tarihini şimdiden sorunuz (0232 464 0432)

Bu yıl mart ayının başında Bır de HOLI Renk festıvali var ve ben 23 subatta tekrar gıdıyorum caaanım Hindıstan’a bu festival için.
Peki o zaman nerden çıktı şimdi bu GANESH Festivali diyenlere;
Geçtiğimiz hafta ben ilk defa teyze oldum. Benim için bir ilk.. Yepyeni bir hayat, oğlumdan sonra yeni bir can, anne yarısı olmak üzere ödüllendirildim bu sefer de yaratan tarafından. Yukarıda bahsettiğim erdemleri oğluma olduğu kadar daha şimdiden dokununca bile bana huzur veren AREN’e anlatabileceğim bir yazı kalsın istedim tarihte, umarım keyif almışsınızdır okurken ve bir o kadar keyif dilersiniz Arenime..