Yazı Boyutu:
Yazılışı veya söylenişi
İkisi de aynı çatıyı işaret ediyor:
Adalet ve Kalkınma Partisi.
Kurulduğu ilk yıllarda herkes AKP derdi.
Sonraki yıllarda Ak kelimesi özellikle telaffuz ettirildi.
Ve hatta
Partiyi AKP olarak seslendiren öteki, AK Parti diyenler bizimki oldu.
Dolayısıyla
AKP diyenler kaybetti.
AK Parti diyenler kazandı.
Bahtları, önleri açıldı.
Hala kazanmaya da devam ediyorlar.
Akıllı işadamı, öğretim üyesi, müdürler, memurlar hep AK parti diye üstüne basa basa vurguluyor.
AKP diyenler nedense bir azizlik yaşıyor.
Tayini çıkıyor, emekliliği isteniyor.
Velhasıl keyfi kayboluyor.
***
Sokaktaki biri AKP diyorsa
Biliniz ki, hükümet, saray, başbakan, cumhurbaşkanı karşıtıdır.
Ağzını yayarak AKP (A Ke Pe) diye konuşanın rengi, tavrı bellidir.
Seçimde attığı oy da.
Bir AK partili, AKP diyenden hoşlanmaz, muhabbetinde bulunmaz.
Mahalledeki bakkal, berber, manav, kasap
AKP kısaltılmışını kullanıyorsa, mutlak muhalefettendir.
Oyunu CHP, MHP, HDP veya diğer bir partiye vermiştir.
***
Bir AK Partili göremezsiniz ki
AKP diye dili sürçsün.
Ne espride kullanır, nede karşısındaki tahrik eyleminde.
***
Milli Eğitim eski Bakanı Nimet Baş (eski soyadı Çubukçu), AKP- AK partili çizgisini gayet net şöyle açıkladı:
AK partililer siyasetçi, AKPlilerin kumaşında gram siyaset yok.
AKPliler çözüm üretmez.
AKPliler çatışma dili kullanır.
Parti içinde ön plana çıkan, siyaset dışında bazı isimler var, onlar AKPli.
Değerlendirmeleri yanlış, gerçekçi değil.
AKPliler, Türkiyenin koalisyona ihtiyacı olduğunu görmüyorlar.
AK partililer daha sağlıklı değerlendiriyorlar
***
Milli Eğitim eski bakanından anlıyoruz ki
Partide her kim ki, ortak hükümet kurulmasını istemiyor, o AKPli.
Gönlü ortaklıktan yana, o AK partili.
***
Kayıtlı üyeler karar versin.
Kim AKPli.
Kim AK Partili!