Hırsıza Mektup!

  • 0
  • 487
Yazı Boyutu:



Ey, hırsız!

Vicdan değilse bile…

İçinde biraz vefadan, tarihe saygıdan kırıntı varsa ve çaldıklarını oraya-buraya saçmadıysan onları bir yere bırak ve yerini bildir.

Kurtarabildiklerimizi toparlayalım, sonsuz üzüntü içinde kıvranan İzmir’in vefa adamı Sancar Maruflu’yu mutlu kılalım.

Canı kadar değer verdiği manevi varlığını teslim edelim, önüne yeniden koyalım.

Eğer…

İnsanlıktan kalan bir parça duygu varsa…

Lütfen, bu iyiliğini sergile.



                 ***


İzmir’de tanımayan yoktur.

Şehrin son 50 yılının her güzel olayında, töreninde düğününde Sancar Maruflu’nun imzası vardır.

Köklü ailesinden gelen çevresi, kent-toplum sevgisiyle fakir-fukaranın yardımına koşar…

İzmir’e hizmet koyan her insanın adını yaşatmaya çalışır…

Ölümlerinin unutulmamasını sağlar.


          ***

Maruflu, rahmetli dede-baba yadigârı ve ailesinin ismini taşıyan üç katlı binayı yıktırıp, yenisini yaptırmak için boşaltır.

Geçici başka bir adrese taşınır.

Kendine özel, çoğu tarihi değerdeki eşyalarını kolilere yerleştirir, almak üzere boş evde bırakır.


         ***

Hırsız veya hırsızlar…

Karşıyaka 1688 sokaktaki eve girer, pencere doğramasından, balkon korkuluğuna kadar söker, tabii hazır kolileri de götürür.

Neler yoktur ki o kutularda?

Tarihi hazinedir.

Büyükbabasından kalan madalyalar…

Padişahlık döneminden saklanan antikalar…

El yazması kitaplar ve yaşamı boyunca biriktirdiği, gözü gibi sakladığı plaketler, belgeler.

Türk siyasi tarihine damgasını vurmuş Fahri Korutürk, Bülent Ecevit, Süleyman Demirel, Erdal İnönü’nün özel yazıları ve imzalı resimleri.

Saymakla bitmez.

Bir gecede hepsini yitirilmiştir.


            ***


O manevi hazine…

Kim bilir, kimlerin eline geçmiş belki bitpazarında satılmış veya bir hurdacının deposundadır.

Aranır, taranır, izine rastlanmaz.

Vefa adamı Sancar Maruflu, tarifsiz acılara gömülmüştür.


            ***

Yazının sesi…

Satırların her köşeye ulaşma imkânı yok.

Umutsuz, nafile çaba da olsa…

Hırsız/hırsızlara ricamdır.

İsminizi, cisminizi bilmeyiz.

Diyelim ki, sizi öğrendik yine varlığınız mezar sırrımızdır.

Götürdükleriniz sizi zengin etmez, belki cep harçlığı.

Ancak Sancar Maruflu’ya dünyaları kazandırır.


         ***

Ey, hırsız!

Biliyoruz, polis seni enselemezse çalınan mal geri gelmez.

Belki, cılız ihtimal…

Değiştirir misin bu fikri, mahcup eder misin bizi?

YORUM YAZ
Arşiv