Tarih Yazarının İsyanı…

  • 0
  • 448
Yazı Boyutu:

Orhan Beşikçi, tarih araştırmacısı ve yazardır.

İzmir sevdalısıdır, kent gözlemcisidir.

En eski semt Basmane’nin her taşını bilir.

Her evin öyküsüne sahiptir.

Çevresine gönül gözüyle bakar.

                *

Kitaplarında; İzmir’in coğrafyasını, değişimini, kültürleri, toplumsal yaşamı, doğal güzellikleri, kaybolan değerleri…

Kısacası şehrin bin bir türlü özelliği yazılıdır.

Dün, bugün değil; 8 bin 500 yıl öncesine dayanan geçmişi sıralar.

               *

Gözlemleri sağlamdır.

Tartışma kaldırmaz.

Kent müfettişliği belgelere dayanır.

Önemli iki noktaya değinmiş.

Sizlerle paylaşmak istedim.

Direkt yazmaya kalksam, 41 türlü dedikodu yaparlar.

Yetkilisi inşallah ilgi duyar…

             *

“Erdal Bey merhaba…

İzmir’de “Kent kimliği” hızla değişirken, eski şehir dokusunda envanteri dahi çıkarılmamış varlıklarımız, amaç dışı kullanımlar yüzünden birer birer yok olup, arsaları otoparka çeviriyorlar…

Kültür varlıklarımızı ilgili yasalar, yönetmelikler, uluslar arası anlaşmalar olmasına rağmen koruyamıyoruz.

Konak Belediye Başkanlığı yaptığınız dönemde Basmane Oteller Sokağı projenize, 2007 yılında çöküntü alanı niteliği taşıyan tarihi bölgenin turizme katılması, pek çok tescilli ve tescilsiz yapının yenilenmesi nedeniyle “Kentsel dönüşüm” ödülü verilmişti.

Evliyazade Camii bitişiğindeki arkeolojik kazı alanının yanına özel bir hastanenin inşa ettiği katlı otoparktan sonra Basmane girişindeki iki bina daha “Koruma kurulundan alınan tehlike arz ediyor” izniyle yıkıldı ve yeri otoparka hazırlandı.

İkinci bir örneği olmayan tarihi sokaktaki eski yapılan böylesine rahat kararla yıkılabildiğine göre demek ki birçok yapı onarılmadan yıkılıp yok olacak.

Eski sinagogların bulunduğu 926 sokakta yaptığınız iyileştirme çalışmalarını da yakından takip etmiştim. Orada yapılan imalatların çoğu kırılıp, tahrip edildi.

Tarihi camii ve mescitlerin önüne tenekeden minare kondurup, duvarlarını günümüz renklerine boyayıp ismini değiştirmek, yatır yerinin kapısına merdiven inşa edip, sur duvarına kapı açmak gibi izinsiz ve bilinçsiz müdahaleler nedense kentin gündeminde yer almıyor.

Hisar Camii önündeki 1876-1873 yapımı iki şadırvanın külahları kaldırılıp, mermer fuarından getirilen fıskiyelerle açık havuz haline getirilmesi ayrı bir facia”

                     *

İzmir sevdalısının içi yanık, derdi fazla.

Daha çok anlattıkları var.

Ne yazık ki yer yok.

Duyarlısı var veya yaşıyorsa, bu kadarı da yeter.

            *

Zaten lafın fazlası bilmem neye anlatılır!

YORUM YAZ
Arşiv