Walter Benjamin, modern sanattaki çoğaltma ve kopyalama kavramları ile sanatı anlamlandırmaya çalışmıştır. Fotoğrafçılık ve değişen özgünlük kavramları üzerinden araştırmalarını sürdüren Benjamin’in, modern dünyada sanatın bu kadar çok sosyal medya aracılığıyla paylaşıldığını görmesini çok isterdim.
Türk Dil Kurumu Sözlüğü’ne göre gerçeklik “gerçek olan, var olan şeylerin tümü; gerçek, asıl, hakikat, hakikilik, sahihlik, şeniyet, realite, reellik” olarak ifade ediliyor. Fotoğraf sanatının tarihe tanıklık etme özelliği ile gerçekliği yansıttığı söylenebilir. Ancak kopyalanma ile çoğaltılabilen bir sanat dalı olması sebebiyle de Benjamin’in farklı görüşleri bulunuyor bu konuyla ilgili. Benjamin; fotoğraf sanatının eleştirel yönü, propaganda özelliği, biriciklik ve özgünlük yönleri üzerinde çalışarak bugün farklı bakış açıları geliştirmemizi sağlıyor.
Teknik imkanların gelişmesi ve sanat eserlerinin çoğaltılması ile geleneksel ve modern dünya arasındaki bağlantıyı açıklayan Benjamin’in düşünceleri sanatın tarihi ve teknik gibi konular üzerinden ifade edilmektedir. Fotoğraf sanatının tarihi içermesinin yanı sıra, teknik imkanlar ile çoğaltılabilmesi kültür ve sanat için yeni şartlar oluşturmaktadır. Günümüzde de sosyal medya ile çoğaltılma mümkündür ve kitlelerin sanat algısı da değişmeye devam etmektedir.
Sanatın fotoğraf ile çoğaltılması Benjamin’in çalışma konusuyken; benim de doktora tez konum sanatın sosyal medya ile çoğaltılması ile ilgilidir. Tekniğin olanaklarının gelişmesi, sanatçı ve izleyici arasındaki ilişkinin rol değişimini içermektedir. Bu konunun gerçeklik algısının değiştirdiği yön ise farklı bir konu olsa da izleyicinin algısını değiştiren bir konunun gerçekliği de etkileyeceğini düşünmekteyim.
Benjamin, sanat eserinin izleyici tarafından “kült değeri” ve “sergileme değeri” olarak yorumlandığını belirtmiştir. “Kült” değeri sanat eserlerinin ilk olarak; belirli mekan, amaç ve bireyler doğrultusunda oluşturulmasını ifade etmektedir. Yeniden-üretim ile “sergilenme değeri” ortaya çıkan sanat eserleri, törensel anlamından sıyrılmakta ve yapıtın nitel değişimler geçirmesine sebep olmaktadır. “Kült değeri” içinde yer alan büyüsel durum, günümüz sanat eserlerinde yerini “sergilenme değeri”ne bırakmaktadır.
Teknik imkanların en çok kullanıldığı fotoğraf ve sinema sanatlarında “sergileme değeri”nin ön planda olduğu söylenebilir. Ancak; portre fotoğrafçılığı ve insan yüzü “kült değeri” devam ettiren kavramlar olabilir. Çünkü Benjamin’in sanat eseri için kullandığı kavramlarından olan “aura”; eski portre fotoğraflarda varlığını sürdürmektedir. Yirminci yüzyıllarda yaşamış fotoğrafçı Eugène Atget, insan figürünün yer almadığı Paris sokak fotoğrafları çekerek; o dönemde “sergilenme değeri”ni ön plana çıkarmıştır.
Fotoğraf sanatı teknik imkanlarla çoğaltılabildiği için farklı bir bakış açısına sahip olan Benjamin’e göre Atget usta bir fotoğrafçıydı. Atget fotoğrafı sanat değil, belge olarak ifade etse de; Benjamin onun fotoğraflarının izleyiciyi sadece gördüğünü değil, daha fazlasını aramaya yönlendirdiğini düşünmekteydi.
Şu an sosyal medyada paylaşılan insan veya portre görmediğimiz birçok fotoğraf var. Bu yeni nesil fotoğrafçılıkta bir anlam aranmasa bile fotoğraf sanatının yönünü değiştirdiği görülüyor. Sosyal medya kullanımı bu kadar popüler değilken yemek fotoğrafları, tatilde çekilen ayak fotoğrafları anlamsız geliyorken; şu an bunları olağan karşılıyoruz. Hatta direkt kameraya bakılıp poz verilen turistik fotoğrafları “eski moda” bulabiliyoruz. Atget’in yaşadığı dönemde fotoğraftan insanı çıkararak oluşturduğu etkiyi bugün sosyal medya yaratıyor olabilir. Dijital platformlarda fotoğraf paylaşılması, Benjamin’in “tekniğin olanaklarıyla sanat eserinin yeniden üretimine” örnek olarak gösterilebilir. Sanat her dönemin getirdiği şartlara ve olanaklara açık olarak değişmektedir.
Benjamin ve Fotoğraf: Atget ve Sosyal Medya
25 Ağustos 2024- 0
- 507