Aktörün yeteneğinin eğitimle yönlendirilmesi gerekiyor

  • 0
  • 688
Yazı Boyutu:


İlköğrencilerine 2013-2014 akademik yılında eğitim vermeye başlayacak olan İzmirÜniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, Türkiye’nin en çok sevilen dizilerinden“Çocukları Duymasın”ın oyuncuları Tamer Karadağlı, Volkan Severcan ve FurkanKızılay’ı “Artiz mi, Aktör mü?” başlıklı söyleşide ağırladı.
 
ÖğrencilerineSinema Televizyon ve Görsel İletişim Tasarımı bölümlerinde eğitim vermeyehazırlanan İzmir Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, ilk etkinliğindeTürkiye’nin en çok sevilen ve izlenen dizilerinden “Çocukları Duymasın”ınoyuncuları Tamer Karadağlı, Volkan Severcan ve Furkan Kızılay’ı ağırladı. “Taş fırınerkeği” Tamer Karadağlı, “Tuna” Volkan Severcan ve “Havuç” Furkan Kızılay’lı“Artiz mi, Aktör mü?” başlıklı söyleşiye ilgi yoğun olurken, tiyatro oyuncularıöğrencilerin sorularını yanıtladı, “Sanatçı alaylı mı, okullu mu olmalı?”sorusunu masaya yatırdı. Esprilerin izleyenleri kahkaha boğduğu söyleşide GüzelSanatlar Fakültesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Ulufer Teker ve Yrd. Doç. GünseliPişkin ise konuya akademik açıdan katkıda bulundu. İzmir Üniversitesi MütevelliHeyeti Başkanı Ali Rıza Doğanata, üniversite yönetimi, akademisyenler veöğrencilerin katıldığı söyleşi, Rektör Prof. Dr. Kayhan Erciyeş’in konuşmasıile başladı. Erciyeş, söyleşi sonunda konuklara teşekkür plaketi takdim etti. 

Amaç, bilim dünyasıkadar sanata da katkıda bulunabilmek

İzmirÜniversitesi kurucusu merhum Necdet Doğanata’nın sanata büyük önem verdiğinibelirterek sözlerine başlayan Rektör Erciyeş, “Güzel Sanatlar Fakültemiz ile Görsel İletişim Tasarımı veSinema-Televizyon bölümlerimizin 2013-2014 akademik yılından itibaren eğitimvereceğini sizlere duyurmanın mutluluğunu yaşıyoruz. 120 öğrencisi ile eğitimebaşlayacak fakültemiz ile İzmir Üniversitesi’nin bilim dünyasına olduğu kadarsanat dünyasına da değerli katkılar sağlaması en büyük dileğimiz” dedi. 

Bu ülkenin en büyükihtiyacı sanattır

SöyleşininModeratörlüğünü üstlenen Volkan Severcan, ne kadar yetenekli olunursa olunsun,yeteneğin doğru şekilde yönlendirilebilmesi için eğitimin gerekli olduğunu, bunoktada da İzmir Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nin açılışının büyük birönem taşıdığını vurgulayarak sözlerine başladı. Gelecek yıllarda Tiyatrobölümünün açılması dileğinde de bulunan Severcan, “Sanat bu ülkenin en çokihtiyacı olan şeydir. Sanat güzeli arar, güzeli yaratmanın peşinden gider.Güzeli arayan ağaç kesmez. Ortaya çıkan sanat eserini beğenmeyebilirsiniz,ucube olarak değerlendirebilirsiniz ancak takdir etmek ve saygı göstermekzorundasınız” dedi.  

“Yayında mıyız?”
Konuşmasına“Yayında mıyız?” diyerek başlayan Tamer Karadağlı salonda kahkaha tufanınaneden olurken, kendisinin “sanatçı” olarak değerlendirmesine henüz hazırolmadığını söyledi. “Oynadığımız roller nedeni ile popüler oluyoruz. Ancakönemli olan başarılı olmaktır. Sanat bölümünde eğitim alanların hedefi popülerolmak değil, sanatları ile başarılı olmaktır” dedi ve kendisinin televizyonperformansını  sadece oyunculuk olarakdeğerlendirdiğini, ancak er meydanı olarak nitelendirdiği tiyatro sahnesiüzerindeki aktörlüğünün sanatçılık unvanına gelecek yıllar içinde layıkolabileceğini söyledi. Gerek konservatuar gerek sahne sanatları bölümlerindealınan eğitim ile olsun gerekse de usta-çıkar ilişkisi içinde alınan eğitim ileolsun, bir aktörün mutlaka ve mutlaka eğitim alması gerektiğini savunanKaradağlı, “Atatürk’ün (Hepiniz milletvekili olabilirsiniz... Bakanolabilirsiniz... Hatta cumhurbaşkanı olabilirsiniz... Fakat sanatçıolamazsınız) sözleri çok doğru bir noktayı vurgulamaktadır” diye konuştu. 

Babamasesleniyorum, araba istiyorum!

9yaşından beri setlerde olduğunu, 11 yıl içinde gerek ailesi, gerekse “settekiailem” dediği Çocuklar Duymasın ekibi tarafından özveri ile yetiştirildiğinibelirten Furkan Kızılay, Türkiye’de dizi setlerinde çalışma saatlerinin çokuzun olduğunu söyledi. 14 yaşındayken teniste Türkiye 3’üncüsü olduğunubelirten Havuç, “Babam, (Senden oyuncu olmaz) demişti, hep sporcu olmamıistedi. Ben sette kendimi oynadım, hala da oynuyorum. Düz duvara tırmanırdım,telefonum oldu sonunda ama şimdi de babama sesleniyorum, araba istiyorum”dedi.  Türkiye’desanat konusuna akademik bakış açısı ile yaklaşan Yrd. Doç. Günseli Pişkin,“Sanat, bir insan aracılığı ile duyguyu aktarabilmektir. Bunu yapabilmek içinbedeni ve sesi nasıl kullanmak gerektiğini öğreten de eğitimdir” dedi. Tasarımdanher türlü görselliğe, teknolojiyi kullanabilen herkesin piyasada iş yapabildiğigünlerin yaşandığını hatırlatan Prof. Dr. Ulufer Teker ise eğitim ileyönlendirilmeyen yeteneğin başarıya ulaşamayacağını söyledi.
 

YORUM YAZ
Diğer Haberler

Orhun Değişim Programı: Azerbaycan Deneyimi

Egeli genç gazeteciler kariyer etkinliğinde

Eğitim’de Alternatif Yolculuğa Devam

Buca'dan üreticiye fidan desteği

Vefatının 23. Yıldönümünde anlamlı tören

Vali Elban’dan İzmir Ekonomi’ye ziyaret

Arşiv