Yazı Boyutu:
Doğru balık tüketimi, çiftlik balığı üretimi ve çiftlik balığı ihracı konularında açıklamalarda bulunan Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Yetiştiricilik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. M. Ali Canyurt; balığı yaşamın her evresinde tüketilmesi gerektiğini vurguladı.
İnsanların bebeklikten gelişim çağına, yetişkinlik dönemine kadar her evrede balığı tüketmeleri gerektiğinin zeka gelişimi açısından önemli olduğunu dile getiren Prof. Dr. Canyurt, Balık hazmedilmesi en kolay protein kaynağıdır. Balığın içerisindeki aminoasitler ve yağlar diğer besin kaynaklarından farklıdır. Omega3, omega6 ve yağ asitleri sadece balık etinde bulunan asitlerdir ve başka besin maddeleri tarafından alınamaz diye konuştu.
Prof. Dr. Canyurt, Balık tüketimi bir çok hastalığı önlemede önemli rol oynamaktadır. Kalp ve damar hastalıkları, cilt hastalıkları, kanser, şeker hastalığı, romatizma, sindirim sistemi hastalıkları gibi bir çok sağlık sorunlarına iyi gelmektedir dedi.
Doğada ki balık verimliliği sınırlı olduğundan balık çiftliklerinin kurulması ve üretime geçilmesinin bir çok konuda Türkiye ekonomisine fayda sağladığını belirten Prof. Dr. Canyurt, Doğadaki değerlendirilemeyen su kaynaklarının yetiştiricilik ile desteklenmesi, balık üretimini son kırk yılda 50 bin tondan, 250 bin ton civarına ulaştırdı. Üretim verimliliğinin yanı sıra yem fabrikaları, pazarlama alanları, soğuk dondurma ve muhafaza tesislerinin kurulması ile birlikte yeni iş alanlarının doğmasına katkı sağladı. Yetiştiricilik ile birlikte Türkiye Avrupaya balık ihraç eden ülkelerin başında geliyor diye konuştu.
İnsanlarda çiftlik balığı yenmez izleniminin tamamen yanlış olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Canyurt, Çiftlik balıkları oldukça temiz, içme suyu kalitesinde ki sularda yetiştirilmektedir. Suyun sıcaklık oranı yaz aylarında bile kontrollü olarak 15-20 derecenin üzerine çıkarılmamaktadır dedi.
Balık çiftliklerinde yetiştirilen balıklar ile avcılıkla elde edilen balıklar arasında bir fark olmadığını ifade eden Prof. Dr. Canyurt, çiftlik balıkları üretimi olmaması durumunda çipura ve levrek gibi balıkları pazarda 100 liranın altında bulmanın mümkün olmayacağını söyledi. Ayrıca çiftlik balıklarının üretime sağladığı katkı her gelir düzeyinden vatandaşın balık tüketebilmesini kolaylaştırdığını belirtti.
Balık yağı tüketimi konusuna da değinen Prof. Dr. Canyurt, balık yağı yerine balık ve diğer su ürünlerinin tüketilmesini önerdi. Balığın tüketim şekli konusunda ise balıkların kızartma değil buğulama, haşlama, ızgara veya kendi suyunda fırında pişirilerek tüketilmesinin daha sağlıklı olduğunun altını önemle çizdi.
Gündoğdu Su Ürünler Kooperatifi Sahibi İsmail Kandemirde, balık türlerinin geçmişte daha çok olduğunu ancak günümüzde yasak avcılıklar, düzensiz avlamalar ve deniz kirlilikleriyle birlikte bu sayının azaldığını belirtti. Kandemir, Deniz balıklarının fiyatları gün geçtikçe yükselmektedir. Bu durumun sebebi ise ihracatın olmaması ve de denizdeki balık türlerinin sayısının az olmasıdır. Çiftlik balıklarının yetiştirilmesiyle birlikte bu fark kapatılmaktadır. Tüketiciler ise çiftlik balıklarının fiyatlarından dolayı bu balıklara yönelmektedirler dedi.
İnsanların bebeklikten gelişim çağına, yetişkinlik dönemine kadar her evrede balığı tüketmeleri gerektiğinin zeka gelişimi açısından önemli olduğunu dile getiren Prof. Dr. Canyurt, Balık hazmedilmesi en kolay protein kaynağıdır. Balığın içerisindeki aminoasitler ve yağlar diğer besin kaynaklarından farklıdır. Omega3, omega6 ve yağ asitleri sadece balık etinde bulunan asitlerdir ve başka besin maddeleri tarafından alınamaz diye konuştu.
Prof. Dr. Canyurt, Balık tüketimi bir çok hastalığı önlemede önemli rol oynamaktadır. Kalp ve damar hastalıkları, cilt hastalıkları, kanser, şeker hastalığı, romatizma, sindirim sistemi hastalıkları gibi bir çok sağlık sorunlarına iyi gelmektedir dedi.
Doğada ki balık verimliliği sınırlı olduğundan balık çiftliklerinin kurulması ve üretime geçilmesinin bir çok konuda Türkiye ekonomisine fayda sağladığını belirten Prof. Dr. Canyurt, Doğadaki değerlendirilemeyen su kaynaklarının yetiştiricilik ile desteklenmesi, balık üretimini son kırk yılda 50 bin tondan, 250 bin ton civarına ulaştırdı. Üretim verimliliğinin yanı sıra yem fabrikaları, pazarlama alanları, soğuk dondurma ve muhafaza tesislerinin kurulması ile birlikte yeni iş alanlarının doğmasına katkı sağladı. Yetiştiricilik ile birlikte Türkiye Avrupaya balık ihraç eden ülkelerin başında geliyor diye konuştu.
İnsanlarda çiftlik balığı yenmez izleniminin tamamen yanlış olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Canyurt, Çiftlik balıkları oldukça temiz, içme suyu kalitesinde ki sularda yetiştirilmektedir. Suyun sıcaklık oranı yaz aylarında bile kontrollü olarak 15-20 derecenin üzerine çıkarılmamaktadır dedi.
Balık çiftliklerinde yetiştirilen balıklar ile avcılıkla elde edilen balıklar arasında bir fark olmadığını ifade eden Prof. Dr. Canyurt, çiftlik balıkları üretimi olmaması durumunda çipura ve levrek gibi balıkları pazarda 100 liranın altında bulmanın mümkün olmayacağını söyledi. Ayrıca çiftlik balıklarının üretime sağladığı katkı her gelir düzeyinden vatandaşın balık tüketebilmesini kolaylaştırdığını belirtti.
Balık yağı tüketimi konusuna da değinen Prof. Dr. Canyurt, balık yağı yerine balık ve diğer su ürünlerinin tüketilmesini önerdi. Balığın tüketim şekli konusunda ise balıkların kızartma değil buğulama, haşlama, ızgara veya kendi suyunda fırında pişirilerek tüketilmesinin daha sağlıklı olduğunun altını önemle çizdi.
Gündoğdu Su Ürünler Kooperatifi Sahibi İsmail Kandemirde, balık türlerinin geçmişte daha çok olduğunu ancak günümüzde yasak avcılıklar, düzensiz avlamalar ve deniz kirlilikleriyle birlikte bu sayının azaldığını belirtti. Kandemir, Deniz balıklarının fiyatları gün geçtikçe yükselmektedir. Bu durumun sebebi ise ihracatın olmaması ve de denizdeki balık türlerinin sayısının az olmasıdır. Çiftlik balıklarının yetiştirilmesiyle birlikte bu fark kapatılmaktadır. Tüketiciler ise çiftlik balıklarının fiyatlarından dolayı bu balıklara yönelmektedirler dedi.
