Başarılı yaşlanmanın anahtarı “Kişisel kontrol”

  • 0
  • 908
Yazı Boyutu:

Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Geriatri BilimDalı’nın ev sahipliğinde, 1 Ekim Dünya Yaşlılar Haftası nedeniyle düzenlenen“Geriatri Günleri”, Kurucu Öğretim Üyeleri Konferans Salonu’nda yapılan panellebaşladı. İki gün sürecek etkinliğe, DEÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Füzün, TıpFakültesi Dekanı Prof. Dr. Tülay Canda, DEÜ Hastanesi Başhekimi ve GeriatriBilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Refik Mas, Türk Geriatri Vakfı BaşkanVekili Prof. Dr. Rüvide Bayraktar, çeşitli üniversiteler ve sağlıkkuruluşlarının temsilcileri ile akademisyenler ve öğrenciler katılırken, dünyaüzerinde giderek artan yaşlı nüfusun sorunlarına dikkat çekildi 

 

Rektör Prof. Dr. Füzün açılış konuşmasında, yakın bir zamanakadar genç nüfusu ile övünen Türkiye’nin, Batı ülkeleri gibi yaşlanma sürecinegirdiğini, geriatri bilim dalı ve geriatristlere çok ihtiyaç olacağınıbelirterek, “Üniversitemizde biraz geç kalmış olan Geriatri Bilim Dalı’nı, birtakım zorlukları da aşarak kurduk ve bugün bir Geriatri Sempozyumu yapabilirduruma geldik, bundan büyük memnuniyet duyuyorum. Ben tüm katılımcılaraemeklerinden, desteklerinden dolayı çok teşekkür ediyorum” dedi. 

Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tülay Canda da toplumdansoyutlanmamış, verimli süreçte yer alan yaşlıların her zaman genç nüfusa örnekolacağını ifade ederek, “Geriatri Bilim Dalı’nın fakültemizde kurulmasını çokdestekledim ve bundan mutluluk duyuyorum. Bilim dalları kuruldukça bu bölümlergelişecek ve multidisipliner anlayışla sorunlar ortaya konulup çözümleribulunacaktır. Katılımcılar arasında palyatif ve evde bakım ünitesi ekiplerininbulunması da bunu göstermekte. Yaşlı nüfus bir çok ülkede arttı. Türkiye’de de70’li yaşları dinamik yaşlar diye görüyoruz. Bu süreci ne kadar verimligeçirirsek ülkemiz için de o kadar iyi olacaktır. Genç nüfusa örnek olacakkişiler bunlardır. Fakültemize böyle bir bilim dalının kurulmasına öncülük edenSayın Rektörümüze ve Dokuz Eylül Üniversitesi’ne gelerek bu bölümün açılmasınavesile olan Sayın Başhekimimiz Prof. Dr. Mehmet Refik Mas’a ve çalışmaarkadaşlarına çok teşekkür ediyorum” diye konuştu.

Sempozyuma ev sahipliği yapan DEÜ Hastanesi Başhekimi ve TıpFakültesi Geriatri Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Refik Mas, 2040 yılındaülkemizde yaşlı nüfusumuzun yüzde 12 olacağını ifade ederek şu bilgileri verdi:“Türkiye’de de geriatri çok yeni alanlardan birisi. Üniversitemiz GeriatriBilim Dalı da yeni kurulmuş bir bilim dalı. Hiç unutmamamız gereken rakamsalbir özellik var, şu anda 65 yaş üzerindeki nüfusumuzun popülasyondaki oranıyüzde 7.2’dir. 2040 yılında bu oran 12 olacak. Bu şu anlama geliyor; GeriatriBilim Dalı Türkiye’de de dünyada da gittikçe önem kazanacak bir bilim dalı.Dokuz Eylül Üniversitesi olarak, Birleşmiş Milletler tarafından belirlenen 1Ekim Dünya Yaşlılar Günü’nün önemini de vurgulayacak şekilde böyle biretkinliğe öncülük ettik. Sayın Rektörümüze büyük destekleri için teşekkürediyoruz.”

Açılışın ardındanGeriatri Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Turan Işık’ın moderatörlüğünüyaptığı panelde, Türk Geriatri Vakfı Başkan Vekili Prof. Dr. Rüvide Bayraktar,“Yaşlılık ceza mı, mükafat mı” konulu sunumu ile çarpıcı noktaları dilegetirdi. Bayraktar, özellikle ABD ve Batı ülkelerinde görülen “Yaşlıayrımcılığı”nın çok olumsuz tablo yarattığını belirtti, başarılı yaşlanmanınkriterlerini şöyle özetledi: “Zaman içinde ömür süresi uzarken, yaşlı nüfus ilene yapacağını bilemeyen toplumda, yaşlılık olumsuz özelliklerleilişkilendirilmeye başlandı.’İhtiyar, moruk, azgın teke, bunak’ gibi bir takımaşağılayıcı hitaplar kullanıldı… Ve yaşlılar sosyal insiyatiften yoksun, ihmaledilmiş ve üretken dünya için bir ayak bağı gibi algılanmaya başlandı. Yaşlıpopülasyon ne yazık ki gerçeği yansıtmayan bu imajın kurbanı oldu. Yaşlıayrımcılığının ortaya çıkmasında ‘Ölüm korkusu’ da önemli bir etken oldu veözellikle Batı dünyasında ölümle yaşlılık eş anlamda kavramsallaştırıldı. Yaşlıayrımcılığı, gençler ve orta yaştakilerin, bağımlılık, işe yaramamak, hastalıkve ölümle ilgili korkularının bir çeşit dışa vurumu oldu. Bir diğer etken de,yine ABD ve Batı dünyasında çok yaygın olan, medyada gençliğe, fiziksel çekiciliğeve güzelliğe önem verilmesi. Fiziksel görünüşleri kimliklerinin bir parçasıolanlar için yaşlanmak bireyin özgüvenini azaltmakta ve yaşlılığa karşı olumsuztutumlar sergilemelerine neden olmakta. Başarılı yaşlanma, yaşanan günlerinsayısı değil, zevkli bir yaşam sürme kapasitesidir. Araştırmalara görebireylerin fiziksel sağlığı, işlevi, bilişsel yani zihinsel durumu ile sosyalalanlar çok önemli. Bu üç alan arasında devamlı bir etkileşim var.Araştırmalar, başarılı yaşlanmada en önemli kriterlerin başında ‘kişiselkontrol’ün geldiğini gösteriyor. Yapılan pek çok çalışma sonucu, kaderimizinbüyük ölçüde kendi kontrolümüz altında olduğu öne sürülüyor. Kontrol, yaşabağlı olanakların etkin biçimde kullanılması ve aynı anda yaşa bağlısınırlamaların dikkate alınması ile mümkün olur. Bir başka deyişle kaliteliyaşam için bireyin etkin başa çıkma stratejileri ile yaşanan kayıplarıkabullenmesi gerekiyor ve aynı zamanda bunları telafi etmesi çok önemli. Busözünü ettiğimiz kontrol ise yaşlılığa geldiğimiz gün kazanılmıyor. Kontrolüçok küçükten, bebeklikten itibaren kazanmak gerekiyor.” 


YORUM YAZ
Diğer Haberler

Medical Point, çocuk sesleriyle şenlendi!

Rakiplerini geride bıraktı!

Araç tercihi çevreden yana

Eşrefpaşa Hastanesi’ne ek hizmet binası

Karın ağrısıyla gitti, yumurtalığında tümör ortaya çıktı

Geçmeyen alerjiye endoskopik çözüm

Arşiv