Grip yayılıyor…

  • 0
  • 727
Yazı Boyutu:

EgeÜniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik MikrobiyolojiAnabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. A. Çağrı Büke son dönemde yaygın olangrip enfeksiyonunu değerlendirdi. Prof. Dr. Büke, “Soğuk algınlığına yol açanbazı virüslerin de gribe benzer ağır ve ciddi hastalığa yol açabildikleriakıldan çıkartılmamalı” dedi.2013’ün aralık ayında vaka sayısı üç katınayükseldi.         

Sonbahar vekış ayları, Kuzey yarımkürede, başta grip (influenza) virüsleri olmak üzere soğukalgınlığına neden olan virüslerin de hastalık yapma mevsimleri olduğunubelirten Prof. Dr. Büke, “Bu dönemlerde toplumlarda en yaygın olarak üstsolunum yolları enfeksiyonlarına rastlanmakta. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’nünverileri bunu doğrular biçimde. Kuzey yarımkürede bulunan ülkelerde mevsimselgrip vakalarında 44. haftadan, yani Kasım 2013’den beri artışın görüldüğü vebunun giderek arttığı belirtilmekte” diye konuştu.  

HER VİRÜS GRİP VİRÜSÜ DEĞİLDİR

Ancak Sonbaharve kış aylarında influenza virüslerinden farklı pek çok virüsün bir başka üstsolunum yolu enfeksiyonu hastalığı olan soğuk algınlığına neden olduğunusöyleyen Prof. Dr. Büke; “Bu durum yanlış olarak grip diye tanımlanabilmekte.DSÖ verileri incelendiğinde Türkiye’de 2013 yılının son haftasında üst solunumyolu enfeksiyonu nedeniyle sağlık kurumlarına başvuran olguların sadece%50’sinde influenza virüsleri saptandı. Bunun diğer anlamı %50’sinin influenzadışı diğer mikroorganizmalar ile üst solunum yolu enfeksiyonunun geliştiğinigösterir”  dedi.        

Soğukalgınlığına yol açan bazı virüslerin de gribe benzer ağır ve ciddi hastalığayol açabildiklerini  vurgulayan Prof. Dr.Büke; “Bunun en çarpıcı örneği 2012 yılında ilk defa Suudi Arabistan’dasaptanan soğuk algınlığı etkeni yeni bir coronavirus enfeksiyonudur. BugünKatar, Tunus, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri, Umman, Fransa, Almanya, İtalyave İngiltere gibi ülkelerde de olmak üzere olgu sayısı 170’e ulaşmış vebunların 72’si pnömoni nedeniyle kaybedildi” diye ifade etti. 

RİSK GRUPLARI DAHA DİKKATLİ OLMALI
 
Mevsimselgripte risk gruplarının daha çok dikkat etmesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr.Büke; “Risk grubu olarak adlandırılmalarının en önemli sebebi bu kişilerdegribin seyri sırasında pnömoni (yani zatürre) gelişme riski ve sonuçta ölümolasılığı var. Günümüzde risk grubu olarak kabul edilen kişiler, kronikakciğer, kronik kalp, kronik böbrek, kronik karaciğer hastalığı olan olgular,şeker hastaları, nörolojik hastalığı olan kişiler, kanser hastalığı olan ya datedavisini alan kişiler, bağışıklık sistemini baskılayan diğer başka türdenhastalığı olan ya da buna sebep olabilen ilaçları kullanan olgular, organ nakliyapılmış olgular ve hamileler dikkat etmeli. Hiçbir hastalığı olmamasına karşın65 yaşın üzerindeki tüm kişiler, küçük çocuklar ve aşırı kilolu olanlar da riskgrubunda yer almakta” dedi.   

“RİSK GRUPLARINA GRİP AŞISINI ÖNERİYORUZ”
Riskgrubundaki kişilere hastalığa yakalanmadan önce grip aşısı yaptırmayı önerenProf. Dr. Büke;  “Virüsler      deki  değişiklikler bir önceki grip mevsiminde gripgeçirip iyileşen kişilerin ya da aşı ile hastalığa karşı korunan riskgrubundaki kişilerin bir sonraki dönemde de virüs bulaştığında gribin gelişmesiile sonuçlanacak. Buna karşı alınması gereken önlemler kişisel tedbirlerden geçmekte.Kısaca hasta kişilerin solunum sekresyonlarının buruna ve göze temas etmesindenkaçınmak, elin herhangi bir kişinin eli ile ya da çevredeki eşyalar ile temasısonrası yıkayıncaya kadar asla buruna ve göze değdirmemek olarak sıralanabilir”diye konuştu.

“ATEŞ YÜKSEKLİĞİ ANTİBİYOTİK KULLANIMI İÇİN ASLA BİRGEREKÇE DEĞİL”
Gripte en sık karşılaşılan yakınmalar boğaz ağrısı, kuru öksürük veberaberinde kas ve eklem ağrısı, baş ağrısı ve ateş yüksekliği olduğunusöyleyen Prof. Dr. Büke; “Gripte karın ağrısı ve ishalin de görülebildiği 2009yılındaki İnfluenza A H1N1 salgını sırasında görüldü. Ateş yüksekliğiantibiyotik kullanımı için asla bir gerekçe değil. Yine zorunlu olmadıkça ateşidüşürmek (çocuk, yaşlı, hamile, kronik kalp, akciğer hastalığı, nörolojikhastalığı olanlar hariç) her zaman doğru bir uygulama olmayabilir. Antibiyotikve antipretik kullanımı konusunda hekime danışılmalı. Yatak istirahati veyeterli sıvı alımı ve beslenme hastalıktan iyileşmeyi hızlandırmakta. Özellikleateş yüksekliği 5-7 günden daha uzun sürerse, kuru öksürük balgamla birlikteöksürüğe dönüşürse pnömoni (zatürre) akla getirilmeli ve hekime başvurulmalı”dedi.
İZMİR(Ege Ajans)

YORUM YAZ
Diğer Haberler

Yeni Teknolojiler Hayat Kurtarıyor

5 yıl sonra, kalbinin normal atışını duydu

Medical Point, çocuk sesleriyle şenlendi!

Rakiplerini geride bıraktı!

Araç tercihi çevreden yana

Eşrefpaşa Hastanesi’ne ek hizmet binası

Arşiv