Yazı Boyutu:
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları AnabilimDalı Alerji ve İmmünoloji Bilim Dalı ÖğretimÜyeleri Prof.Dr. Okan Gülbahar ve Prof.Dr. Nihal Mete Gökmen Dünya HerediterAnjioödem Günü dolayısıyla Ege Ajansa açıklamalarda bulundu.
Prof.Dr. Okan Gülbahar, Herediter Anjioödem(HA) deri ve mukozalarda veya iç organlarda, tekrarlayan anjioödem adı verilengeçici şişlik atakları ile seyreden, nadir rastlanan kalıtsal bir hastalıktır.Anjioödem atakları sıklıkla kol ve bacaklarda, yüz ve ağızda, barsaklarda, cinsel organlarda ve üst solunum yollarında kendini gösterir. Barsakduvarındaki şişlikler çok şiddetli karın ağrısına neden olur ve bazen hastanıngereksiz yere ameliyat edilmesine neden olabilir. Üst hava yollarındaki şişliközellikle larinks ödemi ise ölüme yol açabilir. Tanı almamış hastaların yüzde 25i larinks ödemi nedeniylehayatlarını kaybetme riskiyle karşı karşıyadır dedi.
Türkiyede en az 1500 HA hastası olduğudüşünülmektedir; ancak tanı konulabilmiş hasta sayısı 420 civarındadır diyen Prof.Dr. Okan Gülbahar, Anlaşıldığıüzere Türkiyede HA hastalarının büyük çoğunluğu tanı almayı beklemektedirler.Anjioödem atakları sıklıkla ″alerjik hastalıklarla² karışabilir ve sanki bir alerjiymiş gibitedavi edilemeye çalışılabilir. Halbuki alerji tedavisinde kullanılan ilaçlarbu hastalığın tedavisinde etkili değildir. Karın ağrısı atakları ile seyredenhastaların 5te 1i ise Türkiyede çok yaygın bir hastalık olan Ailevi AkdenizAteşi (FMF) yanlış tanısı ile izlenmektedirler diye konuştu.
Hastalığın önde gelen belirtisinin en çok el, kol, yüz, genital bölgede görülentekrarlayan şişlik atakları olduğunu söyleyen Prof.Dr. Nihal Mete Gökmen Buataklar sıklıkla geçici de olsa o bölgede işlev kaybına neden olabilir. Diğerönemli bir belirti tekrarlayan karın ağrısı, bulantı, kusma ataklarıdırdiyekonuştu.
ÖLÜMORANI YÜZDE 25
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Alerji veİmmünoloji laboratuvarında hastalığın tanısının başarıyla gerçekleştirildiğini belirten Prof.Dr. Nihal Mete Gökmen, Buhastalık hastaları son derece olumsuz yönde etkilemektedir.Bir kısmınınakrabaları asifiksiden ölmüştür. Üst solunum yollarını etkileyen ataklarda ölümoranı yüzde 25in üzerindedir; bu nedenle hastalar sürekli ölümcül olabilenlarinks ödemi tehdidi ile yaşamaktadır. Hastaların hemen tümü bu hastalığınokul veya işte daha başarılı olmalarını engellediğini düşünmekte vebelirsizliğin getirdiği ciddi psikolojik yük ile yaşamak zorunda kalmaktadır.Her türlü travma, stres, enfeksiyonlar atağı başlatabilirler. Özellikle ağız vedişlere/diş etlerine yapılan müdahaleler ve cerrahi girişimler gibi işlemlerlarinks ödemine neden olabilir. Hastalık sıklıkla çocukluk çağlarında başlar.Genellikle ergenlikle birlikte atak sıklığı ve şiddeti artma eğilimindedir. Birkez başladıktan sonra ömür boyu sürer. Hastaların önemli bir kısmı her 7-14günde bir atak yaşarlar. Genellikle erken başlayanlarda daha şiddetli birklinik tablo olabilir. Yaş ilerledikçe atakları seyrekleşen olgular olmaklabirlikte bu her hasta için bu şekilde olmamaktadır dedi
Prof.Dr. Nihal Mete Gökmen Buhastalıkla ilgili belki de en önemli şey tanı almamış hastaların tanıalmalarını sağlamaktır. Çünkü tanı almamış hastaların ölüm riski tanıalmışlardan yaklaşık 30 kat daha fazladır. Tanı oldukça basittir; buradaki enbüyük sorunun hastalığın akla gelmemsi olduğunu tekrar vurgulamak gerekir. Tanıalmış hastalarda gerek koruyucu tedavi açısından gerekse atak geliştiğindekullanımak üzere çeşitli tedavi imkanları bulunmaktadır. Bu amaçla Kasım 2009daTürkiye Ulusal Allerji ve Klinik İmmünoloji Derneği çatısı altında HerediterAnjioödem Çalışma Grubunu kurduk. Bu hastalığın tanınmasında, ilaçlara dahahızlı ve kolay ulaşma konusunda hasta ve hasta yakınlarına da önemli görevlerdüştüğüne inanıyoruz. Özellikle faal çalışan bir hasta organizasyonu buhastalıkta yaşanan sorunların aşılmasında çok önemli katkılar sağlayacaktır diyekonuştu.
İZMİR(Ege Ajans)
Prof.Dr. Nihal Mete Gökmen Buhastalıkla ilgili belki de en önemli şey tanı almamış hastaların tanıalmalarını sağlamaktır. Çünkü tanı almamış hastaların ölüm riski tanıalmışlardan yaklaşık 30 kat daha fazladır. Tanı oldukça basittir; buradaki enbüyük sorunun hastalığın akla gelmemsi olduğunu tekrar vurgulamak gerekir. Tanıalmış hastalarda gerek koruyucu tedavi açısından gerekse atak geliştiğindekullanımak üzere çeşitli tedavi imkanları bulunmaktadır. Bu amaçla Kasım 2009daTürkiye Ulusal Allerji ve Klinik İmmünoloji Derneği çatısı altında HerediterAnjioödem Çalışma Grubunu kurduk. Bu hastalığın tanınmasında, ilaçlara dahahızlı ve kolay ulaşma konusunda hasta ve hasta yakınlarına da önemli görevlerdüştüğüne inanıyoruz. Özellikle faal çalışan bir hasta organizasyonu buhastalıkta yaşanan sorunların aşılmasında çok önemli katkılar sağlayacaktır diyekonuştu.
İZMİR(Ege Ajans)