Yanlış tedavi uygulamalarının yalnızca yüzde 10’unda hekimler hatalı

  • 0
  • 651
Yazı Boyutu:

Türkiye’nin ilk Sağlık Hukuku Yüksek Lisans Programı’nıhayata geçiren İzmir Üniversitesi’nin 14 Mart Tıp Bayramı etkinliklerikapsamında düzenlediği “1. Sağlık Hukuku Sempozyumu” hukuk ve tıp alanındakiuzmanları bir araya getirdi.  

Türkiye’de ilk kez Sağlık Hukuku alanında Yüksek Lisanseğitimi vermeye başlayan İzmir Üniversitesi, 14 Mart Tıp Bayramı kapsamındahukuk ve tıp alanında uzman isimleri “1. Sağlık Hukuku Sempozyumu”nda bir arayagetirdi. İzmir Üniversitesi Hukuk Fakültesi ve İzmir Tabip Odası işbirliğindedüzenlenen sempozyumda konuşma yapan hukuk ve tıp alanındaki uzmanlarınoturumları katılımcılar tarafından büyük bir ilgiyle izlendi. Açılışkonuşmaları İzmir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı ve Rektör YardımcısıProf. Dr. Merdan Hekimoğlu ile İzmir Tabip Odası Başkanı Uzm. Dr. Suat Kaptanertarafından yapılan Sempozyumda, “Sağlık Hukuku Açısından Yaşam Hakkı”, “HastaMahremiyeti ve Kişisel Verilerin Korunması” ile “Hastane Yöneticilerinin Hukuki ve İdari Sorumluluğu” oturumlardatartışılan önemli konular arasında yer aldı. 

Hekim önünde körükörüne itaat kalmadı
Bireyselleşme, eğitim,kentlileşme, iletişimin ve ulaşımın gelişmesi gibi dinamikler ile hekim ilehasta arasında artık hiyerarşiye dayalı dikey bir ilişki yerine, yatay birilişkiye doğru insanlığın evrildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Merdan Hekimoğlu,“Araştıran, sorgulayan, akılcı modern hasta artık hekim karşısında körü körüneitaat etmiyor. Hekimi yanılmaz, hata yapmaz bir Tanrı gibi görmüyor. Her geçengün giderek daha fazla oranda yargıya intikal eden uyuşmazlıkların yaşandığısağlık sektöründe hekimlerin daha bilinçli olması, sağlık çalışanlarının hukukisorumluluklarına daha fazla vakıf olması gerekiyor” dedi. 

Sağlık hakları ana başlık olmalı
“Sağlığın, bedensel, ruhsal,sosyal ve siyasal bir iyilik hali” olarak tanımlandığını hatırlatan Uzm. Dr.Suat Kaptaner ise “Hekim ve hasta hakları karşıtlık içermemektedir. Hatta hastahakları kavramını gündeme getiren hekimlerdir. Hasta haklarının güvence altındaolduğu bir ortamda hekim daha sağlıklı bir hizmet sunabileceği gibi, hekimhakları da bu ölçüde güvence altına alınmış olacaktır. Her iki hakkın da sağlıkhakları başlığı altında toplanması gerekmektedir. Bu nedenle Sağlık HukukuYüksek Lisans Programı gibi eğitimler özellikle hekimler için büyük önemtaşımaktadır” dedi. 

Organizasyon kusuru hekim hatası değildir
“Hastane Yöneticilerinin HukukiSorumluluğu” başlıklı bir konuşma yapan Prof. Dr. Hakan Hakeri, malpraktisvakaların (yanlış tedavi) pek çoğunda hekimlerin değil hastaneorganizasyonlarının sorumluluğunun olduğuna dikkat çekti ve “Türkiye’de 14malpraktis davasından hasta ve hasta yakını ancak birini kazanıyor. Türkiye’deyaklaşık 120 bin hekim olduğu kabul edildiğinde, 2013 yılında hasta ölümünedeni ile adli tıbba intikal eden 1060 dosya bulunuyor; yani ölüm nedeni ileşikâyet edilen ve hakkında dava açılan hekim oranı yüzde 1’in altında. Yineadli tıbbın verilerine göre, 1060 dosyada hakkında kusur bulunan hekim sayısı100, yani yüzde 10. Dolayısıyla Türkiye’de 120 bin hekimin 1000’i hakkında “hastamıöldürdü” diye dava açıyorsunuz, sadece 100’ü hakkında kusur kararı çıkıyor.Bunun en önemli nedenlerinden biri de, ölüm nedeni ile hekimlerin suçlanmasınakarşın, olayın aslında bir organizasyon kusuru olması” dedi. 

Öne çıkan başlıklar
“İnsan Hakları Boyutu ile YaşamHakkı”nı değerlendiren Prof. Dr. Merdan Hekimoğlu, “Türkiye’de sağlık hakkıyla ileilgili pek çok dava Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşındı ve Türkiye,kişinin yaşam hakkını korumak için gerekli sistemi oluşturamadığı gerekçesi ilemahkûm oldu. Türkiye’nin 2013 verilerine göre mahkûm olduğu toplam dava sayısı2639’a yükselmiştir. Ne yazık ki ülkemiz hakkında en çok ihlal kararı verilenülke durumundadır. Artık akut ve kronik hale gelen insan hakları sorunuylaTürkiye bir an önce yüzleşmeli ve ayrım yapmaksızın insanı esas alan, insanodaklı bir sistem oluşturmayı başarmalıdır” dedi. 

“Tanısal Girişimlerde HastaMahremiyeti ve Kişisel Verilerin Korunması” başlıklı bir konuşma yapan Prof.Dr. Erdener Özer ise özellikle kişisel verilerin arşivlenmesi hususundasıkıntıların olduğunu ve hukuki mevzuatın yeterince bilinmediğini söyledi. Aynıkonuda görüş bildiren Yrd. Doç. Dr. Elif Küzeci ise Avrupa Birliği ülkelerinin,özellikle hassas verilerin mutlak korunması noktasında Türkiye’ye güvenmediğinive kendi yurttaşlarının kişisel verilerini mevzuatları gereği Türkiye’yegöndermediğini ifade etti. Uzm. Dr. Suat Kaptaner ise Sosyal Güvenlik Kurumu Yasasıgereğince kişisel verilerin satılabileceğine ve bunun sakıncalarına dikkatçekti.
 

YORUM YAZ
Diğer Haberler

5 yıl sonra, kalbinin normal atışını duydu

Medical Point, çocuk sesleriyle şenlendi!

Rakiplerini geride bıraktı!

Araç tercihi çevreden yana

Eşrefpaşa Hastanesi’ne ek hizmet binası

Karın ağrısıyla gitti, yumurtalığında tümör ortaya çıktı

Arşiv