Yazı Boyutu:
KALDER Mükemmelliği Arayış Sempozyumu Yönetici Psikolojisi Oturumunda konuşan Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Başkan Yardımcısı İbrahim Gökçüoğlu, Bir yönetici eşit değil adil olmalı. Çünkü her çalışan aynı performansı göstermez dedi.
KALDER Mükemmelliği Arayış Sempozyumunun ikinci gün konuğu aynı yıl içinde önce Ege Bölgesi Mükemmellik Büyük Ödülünü ardından Türkiye Mükemmellik Ödülünü alan Ege Bölgesi Sanayi Odası oldu. EBSO Başkan Yardımcısı İbrahim Gökçüoğlu, moderatörlüğünü CNN Türk Editörü Ahu Özyurtun gerçekleştirdiği ve Vestel Müşteri Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Yıldıray Başkurtun da katıldığı Yönetici Psikolojisi Oturumunda bir konferans verdi. Bir yöneticinin güvenilir, adil, vizyoner olması gerektiğini kaydeden Gökçüoğlu, Bir yönetici eşit değil adil olmalı. Çünkü her çalışan aynı performansı göstermez dedi. 40 yıllık bir işletme olarak 1970li yılların teknik eğitimi sayesinde dünyanın gelişmiş ülkelerine makine dizaynı yaparak makine ihraç ettiklerini belirten Gökçüoğlu, 40 yıllık yolculuğumuzda 39 yılını, 35 yılını bizimle geçiren, ilk sigorta girişini bizimle yapan ve firmamızdan emekli olan çalışanlarımız var diye konuştu.
Yöneticiliğin püf noktaları
Bu süreçte geçmiş deneyim ve birikimlerini her ortamda paylaştığını ifade eden Gökçüoğlu, Yönetici çalışanın istemediği kararı alabilir, çalışana karşı mesafe koymak zorunda kalabilir. Bunu yaparken yöneticilin bir gereğini yerine getiriyordur. Bu durumda çalışan yöneticisini sevmeyebilir ve bu nedenle yönetici bir baskı altında kalabilir. İyi yönetici bu baskıyı iyi yönetebilendir. Sağlam bir ilişki yönetimine sahipseniz, yani çalışana karşı empati kurabiliyor ve onları dinleyebiliyorsanız daha kolay yol alırsınız dedi.
Kuşaklar arası iletişim
Çalışana dokunmanın bir yöneticide bulunması gereken önemli özellikler arasında yer aldığını ifade eden Gökçüoğlu, çalışanın işyerine aidiyet duygusu taşıması gerektiğine dikkat çekti. Gökçüoğlu, Özellikle de Y kuşağı olarak tanımlanan bugünün gençliğin iş yapış şekilleri, beklentileri bizlerden çok farklı. O sinerjiyi sağlamak, kurallarımızı yeniden gözden geçirmek zorundayız. Yarının Z kuşağı ise bugün evlerinde ipadleri ile sosyalleşiyor. Bu demek ki, yarının yöneticisi de Z kuşağının beklentilerine uyum sağlayacak bir yapıda olmalıdır. Yani değişen dünya düzeni ile birlikte her gün yeni şeyler söylemek, yeni şeyler yapmak zorundayız. Yani değişimi doğru yönetebilmeliyiz dedi. Bir işyerinde dışarıdan gelen yöneticinin tercih edilmesi ya da yeni açılımlar geliştirilmesi konusunda yaşanan engeller konusuna değinen Gökçüoğlu, Ya ikna olacağız ya ikna edeceğiz. İstemek ve almak. Yönetici bunları değerlendirecek. Dışarıdan getirilen yöneticinin kıymeti konusunda ise söyleyeceğim tek şey, yetki verilmez alınır. Ben iş hayatım ve 40 yılın tecrübesi ile bu nu bu kadar net söylüyorum dedi.
Patron değil, işverenim
Mustafa Kemal Atatürkün Türkiye Cumhuriyetini gençlere emanet ettiğini vurgulayan Gökçüoğlu, Y ve Z kuşağı olarak adlandırılan 1980- 2000 doğumlu gençlerin bu bilince sahip olması için eğitim sistemine önemli görev düştüğünü söyledi. Gökçüoğlu, kamuoyunda çok tartışılan patron ve işveren tanımına da farklı bir bakış getirerek şunları söyledi, Patron demek teknesine atlayıp yıl 12 ay dünyayı gezen, Maldivlerdeki yazlığında vakit geçiren adamdır. İşveren ise saati değişiklik göstermekle birlikte her gün işine giden, işinin akışını takip eden kimsedir. Ben patron değilim, işverenim. Saat 08.00de işyerime gider, çalışanlarımla merhabalaşır ardından günlük programıma devam ederim. Sanayi olmadan hiçbir şey olmaz. Aslolan üretimdir. Son yıllarda işverenlerin üzerindeki onca yükü ve çektiklerini dikkate alarak ve toplumun empati yapması dileğimle Allah herkesi işveren yapsın diyorum.
KALDER Mükemmelliği Arayış Sempozyumunun ikinci gün konuğu aynı yıl içinde önce Ege Bölgesi Mükemmellik Büyük Ödülünü ardından Türkiye Mükemmellik Ödülünü alan Ege Bölgesi Sanayi Odası oldu. EBSO Başkan Yardımcısı İbrahim Gökçüoğlu, moderatörlüğünü CNN Türk Editörü Ahu Özyurtun gerçekleştirdiği ve Vestel Müşteri Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Yıldıray Başkurtun da katıldığı Yönetici Psikolojisi Oturumunda bir konferans verdi. Bir yöneticinin güvenilir, adil, vizyoner olması gerektiğini kaydeden Gökçüoğlu, Bir yönetici eşit değil adil olmalı. Çünkü her çalışan aynı performansı göstermez dedi. 40 yıllık bir işletme olarak 1970li yılların teknik eğitimi sayesinde dünyanın gelişmiş ülkelerine makine dizaynı yaparak makine ihraç ettiklerini belirten Gökçüoğlu, 40 yıllık yolculuğumuzda 39 yılını, 35 yılını bizimle geçiren, ilk sigorta girişini bizimle yapan ve firmamızdan emekli olan çalışanlarımız var diye konuştu.
Yöneticiliğin püf noktaları
Bu süreçte geçmiş deneyim ve birikimlerini her ortamda paylaştığını ifade eden Gökçüoğlu, Yönetici çalışanın istemediği kararı alabilir, çalışana karşı mesafe koymak zorunda kalabilir. Bunu yaparken yöneticilin bir gereğini yerine getiriyordur. Bu durumda çalışan yöneticisini sevmeyebilir ve bu nedenle yönetici bir baskı altında kalabilir. İyi yönetici bu baskıyı iyi yönetebilendir. Sağlam bir ilişki yönetimine sahipseniz, yani çalışana karşı empati kurabiliyor ve onları dinleyebiliyorsanız daha kolay yol alırsınız dedi.
Kuşaklar arası iletişim
Çalışana dokunmanın bir yöneticide bulunması gereken önemli özellikler arasında yer aldığını ifade eden Gökçüoğlu, çalışanın işyerine aidiyet duygusu taşıması gerektiğine dikkat çekti. Gökçüoğlu, Özellikle de Y kuşağı olarak tanımlanan bugünün gençliğin iş yapış şekilleri, beklentileri bizlerden çok farklı. O sinerjiyi sağlamak, kurallarımızı yeniden gözden geçirmek zorundayız. Yarının Z kuşağı ise bugün evlerinde ipadleri ile sosyalleşiyor. Bu demek ki, yarının yöneticisi de Z kuşağının beklentilerine uyum sağlayacak bir yapıda olmalıdır. Yani değişen dünya düzeni ile birlikte her gün yeni şeyler söylemek, yeni şeyler yapmak zorundayız. Yani değişimi doğru yönetebilmeliyiz dedi. Bir işyerinde dışarıdan gelen yöneticinin tercih edilmesi ya da yeni açılımlar geliştirilmesi konusunda yaşanan engeller konusuna değinen Gökçüoğlu, Ya ikna olacağız ya ikna edeceğiz. İstemek ve almak. Yönetici bunları değerlendirecek. Dışarıdan getirilen yöneticinin kıymeti konusunda ise söyleyeceğim tek şey, yetki verilmez alınır. Ben iş hayatım ve 40 yılın tecrübesi ile bu nu bu kadar net söylüyorum dedi.
Patron değil, işverenim
Mustafa Kemal Atatürkün Türkiye Cumhuriyetini gençlere emanet ettiğini vurgulayan Gökçüoğlu, Y ve Z kuşağı olarak adlandırılan 1980- 2000 doğumlu gençlerin bu bilince sahip olması için eğitim sistemine önemli görev düştüğünü söyledi. Gökçüoğlu, kamuoyunda çok tartışılan patron ve işveren tanımına da farklı bir bakış getirerek şunları söyledi, Patron demek teknesine atlayıp yıl 12 ay dünyayı gezen, Maldivlerdeki yazlığında vakit geçiren adamdır. İşveren ise saati değişiklik göstermekle birlikte her gün işine giden, işinin akışını takip eden kimsedir. Ben patron değilim, işverenim. Saat 08.00de işyerime gider, çalışanlarımla merhabalaşır ardından günlük programıma devam ederim. Sanayi olmadan hiçbir şey olmaz. Aslolan üretimdir. Son yıllarda işverenlerin üzerindeki onca yükü ve çektiklerini dikkate alarak ve toplumun empati yapması dileğimle Allah herkesi işveren yapsın diyorum.