Yazı Boyutu:
Tirenin tarihi ve kültürel zenginliğini gelecek kuşaklara aktarmak için İzmir Üniversitesi tarafından başlatılan çalışmalar tur şirketi temsilcilerinin Tireyi ziyareti ile yeni bir boyuta taşındı.
Tirenin tarihi ve kültürel mirasının gelecek kuşaklara aktarılabilmesi amacı ile 2011 yılında İzmir Üniversitesi tarafından başlatılan, İzmir Valiliği, yerel yönetimler, kurum ve kuruluşlar ile İzmirde eğitim veren diğer üniversiteler tarafından desteklenen çalışmalar tur şirketi temsilcilerinin Tireyi ziyaretinin ardından yeni bir boyuta taşındı. Başta Tirenin el sanatlarını öğrenmek isteyen Amerikalı öğretmen ve öğrencilere özel kültür ve inanç turları olmak üzere Foça ve Kuşadasına gelecek kruvaziyer gemileri için de en az birer günlük Tire turlarının düzenlenmesi planlanıyor. Tirenin artık sadece Salı günleri düzenlenen pazarı ile değil tarihi ve turistik değerleri ile de tur şirketlerinin ilgi alanında yer alacağını dile getiren İzmir Üniversitesi Tiredeki Tarihi Eserleri Koruma Komisyonu Başkanı Yrd. Doç. Dr. Meltem Öztürk, Tarihi eserleri koruyup gelecek kuşaklara aktarmanın yanı sıra çalışmalarımızın Tirenin ekonomisine de katkıda bulunmasını hedefliyoruz diye konuştu.
Dinlerin buluştuğu yer
Tur şirketi temsilcilerinin Tireyi ziyaretinde, özellikle inanç turizmini tercih eden yabancı turistler için zengin programlar yapılabileceği konusunun gündeme geldiğini aktaran Yrd. Doç. Dr. Öztürk, En çok dikkat çeken yerler, 5inci yüzyıldan kalma Ayazma ve onun üzerine 15inci yüzyılda inşa edilen Şemsi Mescidi ve Ortodoks Rumlarının ibadet için Ekinhisarı camisine bitişik olarak yaptırdığı Agia Kiryaki şapeli oldu. Tirede 1441 yılında yapılan ve Mevlevihane olarak kullanılan Yahşi Bey camisi ve Yalınayak camisi de Yahudiliğin simgesi olan Davut Yıldızı taşımaları nedeniyle dikkat çekti. İspanyadan sürgün edilen Sefarad Yahudilerine kucak açan Tire onlar için çok özel bir yer. İstanbulda Yahudi kültür turları yapan bir turizm şirketinin yetkilileri de önümüzdeki günlerde Tireyi tanımaya gelecek dedi.
Meryem Ananın mezarı Tirede mi?
Tur şirketlerinin ilgisini çeken bir başka konunun da Meryem Ananın Efese gitmeden önce iki yıl Tirede konakladığı ve mezarının bir mağarada olduğu iddiası olduğunu söyleyen Meltem Öztürk, Meryem Anaya atfedilen ayazmanın bulunduğu bölgenin Yukarı Meryem Ana Mahallesi olarak bilinmesi, Bazı Bizans kayıtlarında adının Azize Meryem Mahallesi olarak geçmesi bu iddiayı desteklemekte dedi.
Her köşeden tarih fışkırıyor
Tirede devşirme taşlarla inşa edilen külliyeler, Bedesten, Arasta gibi Bizans çarşılarının da çok ilgi çeken yerler arasında olduğunu kaydeden Öztürk, Tirenin yabancı turistler kadar yerli turistlerin de ilgisini çekecek bir kasaba olduğunu sözlerine ekledi. İnsanların tarihi eser kadar tarihi kişi ve kişiliklerin hikâyelerini de merak ettiği bilgisinin tur şirketi temsilcileri tarafından paylaşıldığını hatırlatan Öztürk, Tirede çok sayıda Mevlevihane ve Bektaşi tekkesi mevcut. Tire bir zamanlar evliyalar şehriydi. Hemen her köşede bir evliya türbesi görebilirsiniz. Bunların hepsinin de ilginç hikâyeleri var dedi.
Tirenin tarihi ve kültürel mirasının gelecek kuşaklara aktarılabilmesi amacı ile 2011 yılında İzmir Üniversitesi tarafından başlatılan, İzmir Valiliği, yerel yönetimler, kurum ve kuruluşlar ile İzmirde eğitim veren diğer üniversiteler tarafından desteklenen çalışmalar tur şirketi temsilcilerinin Tireyi ziyaretinin ardından yeni bir boyuta taşındı. Başta Tirenin el sanatlarını öğrenmek isteyen Amerikalı öğretmen ve öğrencilere özel kültür ve inanç turları olmak üzere Foça ve Kuşadasına gelecek kruvaziyer gemileri için de en az birer günlük Tire turlarının düzenlenmesi planlanıyor. Tirenin artık sadece Salı günleri düzenlenen pazarı ile değil tarihi ve turistik değerleri ile de tur şirketlerinin ilgi alanında yer alacağını dile getiren İzmir Üniversitesi Tiredeki Tarihi Eserleri Koruma Komisyonu Başkanı Yrd. Doç. Dr. Meltem Öztürk, Tarihi eserleri koruyup gelecek kuşaklara aktarmanın yanı sıra çalışmalarımızın Tirenin ekonomisine de katkıda bulunmasını hedefliyoruz diye konuştu.
Dinlerin buluştuğu yer
Tur şirketi temsilcilerinin Tireyi ziyaretinde, özellikle inanç turizmini tercih eden yabancı turistler için zengin programlar yapılabileceği konusunun gündeme geldiğini aktaran Yrd. Doç. Dr. Öztürk, En çok dikkat çeken yerler, 5inci yüzyıldan kalma Ayazma ve onun üzerine 15inci yüzyılda inşa edilen Şemsi Mescidi ve Ortodoks Rumlarının ibadet için Ekinhisarı camisine bitişik olarak yaptırdığı Agia Kiryaki şapeli oldu. Tirede 1441 yılında yapılan ve Mevlevihane olarak kullanılan Yahşi Bey camisi ve Yalınayak camisi de Yahudiliğin simgesi olan Davut Yıldızı taşımaları nedeniyle dikkat çekti. İspanyadan sürgün edilen Sefarad Yahudilerine kucak açan Tire onlar için çok özel bir yer. İstanbulda Yahudi kültür turları yapan bir turizm şirketinin yetkilileri de önümüzdeki günlerde Tireyi tanımaya gelecek dedi.
Meryem Ananın mezarı Tirede mi?
Tur şirketlerinin ilgisini çeken bir başka konunun da Meryem Ananın Efese gitmeden önce iki yıl Tirede konakladığı ve mezarının bir mağarada olduğu iddiası olduğunu söyleyen Meltem Öztürk, Meryem Anaya atfedilen ayazmanın bulunduğu bölgenin Yukarı Meryem Ana Mahallesi olarak bilinmesi, Bazı Bizans kayıtlarında adının Azize Meryem Mahallesi olarak geçmesi bu iddiayı desteklemekte dedi.
Her köşeden tarih fışkırıyor
Tirede devşirme taşlarla inşa edilen külliyeler, Bedesten, Arasta gibi Bizans çarşılarının da çok ilgi çeken yerler arasında olduğunu kaydeden Öztürk, Tirenin yabancı turistler kadar yerli turistlerin de ilgisini çekecek bir kasaba olduğunu sözlerine ekledi. İnsanların tarihi eser kadar tarihi kişi ve kişiliklerin hikâyelerini de merak ettiği bilgisinin tur şirketi temsilcileri tarafından paylaşıldığını hatırlatan Öztürk, Tirede çok sayıda Mevlevihane ve Bektaşi tekkesi mevcut. Tire bir zamanlar evliyalar şehriydi. Hemen her köşede bir evliya türbesi görebilirsiniz. Bunların hepsinin de ilginç hikâyeleri var dedi.