Anayasa çalışması kuvvetler ayrılığını ortadan kaldırır

Menemen’de konuşan İzmir Barosu Başkanı Av. Aydın Özcan Mevcut Anayasanın ilk dört maddesinde ifadesini bulan kurucu ilkelerin korunması, kuvvetler ayrılığı, hukuk devleti ve parlamenter sistem esasına dayalı bir Anayasa değişikliği hedefiyle çalışmaların yürütülmesi gerektiğine vurgu yaptı.

  • 0
  • 712
Anayasa çalışması kuvvetler ayrılığını ortadan kaldırır
© bizimizmir.net
Yazı Boyutu:

Menemen’de konuşan İzmir Barosu Başkanı Av. Aydın Özcan Mevcut Anayasanın ilk dört maddesinde ifadesini bulan kurucu ilkelerin korunması, kuvvetler ayrılığı, hukuk devleti ve parlamenter sistem esasına dayalı bir Anayasa değişikliği hedefiyle çalışmaların yürütülmesi gerektiğine vurgu yaptı.
  
İzmir Barosu Başkanı Av. Aydın Özcan, 86 yıl önce Menemen’de gericiler tarafından şehit edilen Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay, Bekçi Hasan ve Bekçi Şevki anısına, Menemen Atatürkçü Düşünce Derneği tarafından düzenlenen ve Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı Tansel Çölaşan’ın da katıldığı “Karanlığa Geçit Yok Yaşasın Cumhuriyet” başlıklı panele konuşmacı olarak katıldı.
 
BU BİR REJİM DEĞİŞİKLİĞİDİR 
İzmir Barosu Başkanı Av. Aydın Özcan panelde yapmış olduğu konuşmada son günlerde gündemde olan Anayasa değişikliği teklifine değinerek, “mevcut Anayasa değişiklik teklifinin ülke şartlarına uyum sağlayıp sağlamayacağı incelenip, tartışılmadan bir dayatma ile Türkiye yeni ve büyük bir siyasi krizle karşı karşıya bırakılmıştır” dedi. Getirilmek istenenin Cumhurbaşkanlığı sistemi olduğunu belirten Av. Aydın Özcan, “bunun adı demokrasi dışı otoriter rejimdir” dedi. Av. Aydın Özcan, iktidarın, bunun sadece hükümet değişikliği olduğunu söylemesine karşın bunun bir rejim değişikliği, demokratik sistemden otoriter sisteme geçiş olduğunu dile getirerek,  “Anayasa çalışması öncelikle Türkiye’de kuvvetler ayrılığı sistemini hedeflemelidir. Amerika'daki başkanlık sistemini incelediğinizde kuvvetler ayrılığının en keskin şekilde belirlendiğini görürsünüz. Başkan hem senato hem de yargı tarafından çok ciddi bir şekilde denetime tabidir. Mevcut anayasamızın ilk dört maddesinde ifadesini bulan kurucu ilkelerin korunması, kuvvetler ayrılığı, hukuk devleti ve parlamenter sistem esasına dayalı bir Anayasa değişikliği hedefiyle çalışmaların yürütülmesi temel kural olmalıdır” dedi.
 
Anayasa çalışmasının; Toplumun tüm katmanlarında kabul görmeyen  bir talep doğrultusunda şekillenmiş, kamuoyuna yapılan açıklamalara göre bütün kuvvetleri tek elde toplamayı amaçlayan, hukuk devleti ilkesiyle hiçbir koşulda bağdaşmayan, Türkiye Büyük Millet Meclisi ve milletvekilliğini itibarsızlaştıran başkanlık sistemi önerilerinin gölgesinde kalmasına asla izin verilmemesi gerektiğini belirten Av. Aydın Özcan, bu konuda İzmir Barosu’nun duyarlılığı ve kararlılığını her platformda paylaştıklarını söyledi.
 
BU SİSTEMDE FEDERASYONA GEÇİŞ MÜMKÜN OLACAKTIR
Kararname çıkarma yetkisi ile yürütmeye ilişkin her konuda kanun etkisinde kararnameler çıkarılabileceğini ifade eden Av. Aydın Özcan, bu kararnamelerin merkezi idare kapsamında bölgesel yönetim birimleri, bölgesel yapılar oluşturma imkânı verdiğinden federasyona geçişe imkan tanıyacağını söyledi.
 
ANAYASA YAPIMINA KATKI KOYMAYA HAZIRIZ 
Av. Aydın Özcan, “mevcut Anayasamızın kurucu ilkeleri temelinde, hukuk devleti, yargı bağımsızlığı ve kuvvetler ayrılığını esas alan, parlamenter sisteme dayalı bir Anayasa yapımına tüm bilgi birikimimiz ve kalbimizle katkı verebileceğimizi ifade etmek isterim. Geleceğimiz olan çocuklarımız ve gençlerimiz ancak çoğulcu, katılımcı, denetlenebilir, hukuk karşısında adil olan, kamu hizmetini eşit dağıtabilen, Atatürk İlkelerini bu yurdun vazgeçilmezi sayabilen, bilim ve aydınlanma ile yolunu bulmaya çalışan bir devlet yönetimiyle kendilerini güvende hissedebilirler” dedi. Av. Aydın Özcan, “ayrıca emperyalist güçler bu güzel coğrafyada her türlü oyunu gerçekleştiriyorlar, biz de seyrediyoruz. Artık kendimize gelmenin zamanı gelmiştir” diyerek konuşmasına son verdi.
 
Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı Tansel Çölaşan ise, Cumhuriyetin ilelebet yaşatılması için mücadeleden vazgeçilmemesi gerektiğini söyleyerek; “Tarih nehirdir akar, o nehrin içinde ders alınacak duraksamalar vardır ama nehir hep akar. Cumhuriyet pek çok badire atlamıştır, keşke atlatmasaydı. Ama 93. yılında yine Cumhuriyetin başında yaşadığımız ve Cumhuriyetin maharetle yok ettiği ilk 15 yılda yapabildiği, başarabildiği bir noktaya ve getirdiği o noktadan tekrar geriye ilk başladığımız noktalara doğru bizi tarih getirdi. Bizler nehrin akışını hızlandırarak zaman kaybetmeden Cumhuriyeti ilelebet yaşatacak bir yapıya da bir an önce kavuşturmalıyız. Bu mücadelenin içinde sonuç alana kadar da olmalıyız” dedi.
 

YORUM YAZ
Diğer Haberler

Vicdanım rahat, kafayı yastığa koyduğumda huzurla uyuyacağım

İGC halkın haber alma hakkının teminatı

Kardeşlik köprüsü, ‘Hatay Basın Merkezi' ile yaşayacak

İzmir’e bir onur daha…

Folkart'dan ilk Sürdürülebilirlik Raporu

İzmir’e 4 yeni fabrika, 4 yeni Cumhuriyet kalesi kazandırdık

Arşiv