Asırlardır bu toprakların hafızası olan, Anadolu’nun her köşesine kök salan Türk Halk Müziği, var olduğu günden beri; Aşık Seyrani, Aşık Sümmani, Aşık Mahzuni Şerif, Aşık Veysel, Muharrem Ertaş, Neşet Ertaş gibi ozanların yetişmesini, her birinin bizde farklı izler bırakmasını sağladı. Artık aramızda olmayan bu büyük ustaların yerini alan, onların bıraktığı boşluğu kendi sesleriyle dolduran Türk Halk Müziği sanatçılarından bazılarını sizler için derledik.
ARİF SAĞ
Erzurum'un Aşkale ilçesi Dallı köyünde 1945 yılında dünyaya geldi. Küçük yaşlarından itibaren saz çalmaya başlayan Arif Sağ, İstanbul'a geldi ve Aksaray Musiki Cemiyeti'nde Nida Tüfekçi'nin öğrencisi oldu. Müzikal altyapısını kısa zamanda oluşturmayı başardı. 1960 ve 70'li yıllar Arif Sağ için müzikte arayış yılları oldu. Arif Sağ, bu dönemin toplumsal hareketlerinin müzikle bağdaşan yanlarından çok, piyasadaki ve resmi kurumlardaki müzik uygulamalarına ağırlık verdi. 60'lı yılların sonunda TRT İstanbul Radyosu'na bağlama sanatçısı olarak başladığı yıllarda piyasadaki faaliyetlerine de devam etti. 2 Temmuz 1993'te Sivas Katliamı'ndan sağ kurtuldu. Bir dönem TBMM’de görev yaptı.
Müziğe 4 yaşından itibaren keman, bağlama, flüt ve cümbüş çalarak başladı. Gitar çalışında Jimi Hendrix'in bazı etkileri oldu. 1976'da perdesiz gitarı icat etti. Liseyi Ankara'da tamamladı. Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Fizik Bölümü ile başladığı üniversite hayatına Münih Üniversitesi Fizik Mühendisliği'nde okuyarak devam etti. Müzisyen olmaya karar verdikten sonra eğitim görmek için Türkiye'ye döndü. İstanbul Devlet Konservatuarı Müzik Teorisi bölümünden mezun oldu. Çalışmalarında ağırlıklı olarak kopuz ya da dede bağlama, ud, perdesiz gitar, klasik gitar, elektrogitarı ve sesini kullandı. Türk müziğine icracı ve yorumcu olarak devasa katkılar yaptı. Perdesiz gitar ve perdesiz bağlamayı geliştiren kişi olarak dünya müzik literatüründe yerini aldı.
MUSA EROĞLU
Musa Eroğlu, 1946 yılında İçel'in Mut İlçesinde doğdu. Ortaöğrenimini Mut'ta tamamladı. Ortaokul seviyesine kadar öğrenimine devam etti. Ama ortaokulu bitiremeden eğitim hayatı son buldu. 1966 yılında İstanbul'da 2 adet plak çıkardı. 70'li yılların sonlarına doğru müzik yönetmenliği yaptı. Kendisini Karacaoğlan'a yakın hissettiğini söyler. Türkü çevrelerinde 'Çağdaş Karacaoğlan' diye de anılan sanatçı Karacaoğlan'ın şiirlerini besteledi. Kendi adını taşıyan müzik okulunda 1982'den bu yana 5 bin'den fazla öğrenci eğitim aldı. 1998 yılında Kültür Bakanlığı'nca verilen Devlet Sanatçısı unvanını alan Musa Eroğlu, müzik çalışmalarına devam ediyor. Kültür Bakanlığı'nda Halk Kültürleri ve Oyunları konusunda uzman ve araştırmacı olarak görev yapıyor.
ERDAL ERZİNCAN
Küçük yaşlardan itibaren yaşadığı bölgenin folklorunu gözlemlemeye başladı ve bağlamayla o yaşlarda tanıştı. 1981 yılında İstanbul'a yerleşti ve 1985 yılında Arif Sağ Müzik Kursu'nda dersler almaya başladı. 1989 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Müziği Devlet Konservatuarı Temel Bilimler Bölümü'ne girdi ve aynı süreçte; Tezenesiz Bağlama Çalma Tekniği (Şelpe) ile ilgili araştırmalar yaptı. Üniversitedeki tezini ise; Parmak Vurma Tekniğinin Bağlamadaki Uygulanışı ve Notasyonu konu başlığıyla sundu. 2004 yılı sonbaharında İranlı kemençe sanatçısı Kayhan Kalhor'la birlikte konserler verdi ve enstrümantal bir albüm hazırladı. Öğrencilerinden oluşan yirmi beş kişilik "Bağlama Orkestrası"nı kurdu. On yılı aşkın bir süredir, kendi adını taşıyan müzik kursunda eğitim vermekte olup halen bilgi ve birikimlerini öğrencileriyle paylaşmaya devam ediyor.( İZMİR(Ege Ajans/ Mehmet Kaya/Murathan Sunak/Batuhan Aşıktoprak)
.jpg)
