Yazı Boyutu:
İZMİR Gücü Spor Vakfı (İZVAK) Başkanı Tuğrul Yemişçi, 25 Martta yapılacak olağan genel kurul öncesinde yaptığı açıklamada, 3 yıl önce güçlü bir ekiple yola çıkıp, başarılı bir dönem geçirdiklerini söyledi.
Aralarında Seyit Mehmet Özkan, Levent Ürkmez, Deniz Barçın ve Salih Esen gibi İzmirin önemli iş adamlarının da bulunduğu yönetim kurulunun görevini yerine getirdiğini vurgulayan Yemişçi, İZVAKta bir bayrak değişimi ile göreve geldik. Ve şimdi bu bayrağı yeni isimlere teslim etmenin zamanı geldi. Ekip olarak, 25 Marttaki genel kurulda aday olmama kararı aldık dedi.
Üç yıllık görev süresi boyunca disiplinli ve iyi niyetle çalışan yönetim kurulunun önemli projeler geliştirip, uyguladığını kaydeden Yemişçi, İZVAK, her ne kadar İzmir kulüplerine ekonomik kaynak yaratmak için kurulmuş bir vakıf olsa da, 8-10 kişinin bir araya gelip bunu başarması mümkün değil. Çok net bildiğimiz bu konuyu, 3 yılda yaşayarak da öğrendik. Her şeye rağmen 1.5 milyon TLnin üzerinde bir kaynak yaratıp, kulüplerimizin biraz olsun nefes almasını sağladık. Yarattığımız diğer kaynaklar ve attığımız önemli adımlarla vakfın devamında önemli rol oynadık. Ancak İzmirde futbol sektöründe yılda dönen paranın cari giderlerle birlikte 50 milyon TL olduğunu düşünürseniz, İZVAKın böyle bir yükün altından tek başına kalkmasının imkansız olduğunu da net olarak görebilirsiniz saptamasında bulundu.
İZVAKın gücünü kulüplerin oluşturduğunu da sözlerine ekleyen Yemişçi, Güçlü kulüpler, güçlü bir vakfın da temelini oluşturur. Bu nedenle görev süremiz boyunca kulüplerimizin ortak hedefler de birleşmesi, lobisini güçlendirmesi, yerel ve genel yönetimlerle ilişkilerinin sağlıklı bir yapıya kavuşması, taraftar projeleri , TSYD Turnuvasının yapılması gibi çok önemli konularda ciddi yol kat ettik. İzmirdeki stat sorununun çözümüne yönelik çalışmalarımız, statlar inşa edildiği anda bana göre 3 yıldaki en önemli ve kalıcı eserimiz olacaktır yorumu yaptı.
Avea ve TTNet gibi ülkemizin güçlü şirketleriyle yapılan iş birliklerinin de önemine değinen Yemişçi, Kulüplerimizin yaptıkları hat anlaşmaları, bir İZVAK projesi olarak tarihteki yerini almıştır. Kulüplerimizin her yıl katlanarak artan kalıcı gelirlere kavuşmasını sağladık. Yine önemli toplantılar organize ederek, Barcelona ile Alman futbolunun önemli isimlerini konuk ettik. İzmir futbolundaki bakışların alt yapıya yönelmesine öncülük yaptık. Ancak sürekli değişikliğe uğrayan kulüp yapılarında bu bakış açısını sabit tutmak ne yazık ki mümkün olamıyor. Keşke 3 yılda 30 ayrı kulüp başkanıyla değil de hep aynı isimlerle masa etrafında buluşabilseydik diye konuştu.
İzmir futbolunu kurtuluşa götürecek tek gerçeğin alt yapı olduğunun altını ısrarla çizen Yemişçi, İzmir kulüplerinin toplam borcu 100 milyon TL barajına dayanmış durumda. Böyle bir bütçeyi kimse finanse edemez. Sorun, ülkemizin diğer illerinde de farklı değil. Bu şemsiyeyi tersine çevirmenin tek yolu topyekün altyapı planlamasından geçiyor. Altınordu, 2,5 yıldaki adımlarıyla ciddi yol kat etti. Böyle bir kimliğe sahip olmayan Altınordunun 2,5 yılda yaptıklarını hedefe giden yol olarak görüyorum. Herkesin yürüdüğü yoldan giderseniz, herkesin vardığı yere varırsınız. İzmirin artık başka yoldan yürümesinin zamanı geldi. 2002-2003 sezonunda bu yana Altay, Karşıyaka, Göztepe ve Bucasporun Süper Lig uğruna harcadı paraların toplamı 500 milyon TLyi geçti. Ancak ortada kalıcı hiçbir başarı yok. Oysa, bu kaynadığı sadece 20de 1i bile bir alt yapı projesinin 10 yıllık bütçesine yeterdi. Umarım bizden sonra görevi devralacaklar da bu sorumlulukla hareket ederek, İzmir futbolu için kalıcı çözümler üretecek planlamalar üzerine gider dedi.
Aralarında Seyit Mehmet Özkan, Levent Ürkmez, Deniz Barçın ve Salih Esen gibi İzmirin önemli iş adamlarının da bulunduğu yönetim kurulunun görevini yerine getirdiğini vurgulayan Yemişçi, İZVAKta bir bayrak değişimi ile göreve geldik. Ve şimdi bu bayrağı yeni isimlere teslim etmenin zamanı geldi. Ekip olarak, 25 Marttaki genel kurulda aday olmama kararı aldık dedi.
Üç yıllık görev süresi boyunca disiplinli ve iyi niyetle çalışan yönetim kurulunun önemli projeler geliştirip, uyguladığını kaydeden Yemişçi, İZVAK, her ne kadar İzmir kulüplerine ekonomik kaynak yaratmak için kurulmuş bir vakıf olsa da, 8-10 kişinin bir araya gelip bunu başarması mümkün değil. Çok net bildiğimiz bu konuyu, 3 yılda yaşayarak da öğrendik. Her şeye rağmen 1.5 milyon TLnin üzerinde bir kaynak yaratıp, kulüplerimizin biraz olsun nefes almasını sağladık. Yarattığımız diğer kaynaklar ve attığımız önemli adımlarla vakfın devamında önemli rol oynadık. Ancak İzmirde futbol sektöründe yılda dönen paranın cari giderlerle birlikte 50 milyon TL olduğunu düşünürseniz, İZVAKın böyle bir yükün altından tek başına kalkmasının imkansız olduğunu da net olarak görebilirsiniz saptamasında bulundu.
İZVAKın gücünü kulüplerin oluşturduğunu da sözlerine ekleyen Yemişçi, Güçlü kulüpler, güçlü bir vakfın da temelini oluşturur. Bu nedenle görev süremiz boyunca kulüplerimizin ortak hedefler de birleşmesi, lobisini güçlendirmesi, yerel ve genel yönetimlerle ilişkilerinin sağlıklı bir yapıya kavuşması, taraftar projeleri , TSYD Turnuvasının yapılması gibi çok önemli konularda ciddi yol kat ettik. İzmirdeki stat sorununun çözümüne yönelik çalışmalarımız, statlar inşa edildiği anda bana göre 3 yıldaki en önemli ve kalıcı eserimiz olacaktır yorumu yaptı.
Avea ve TTNet gibi ülkemizin güçlü şirketleriyle yapılan iş birliklerinin de önemine değinen Yemişçi, Kulüplerimizin yaptıkları hat anlaşmaları, bir İZVAK projesi olarak tarihteki yerini almıştır. Kulüplerimizin her yıl katlanarak artan kalıcı gelirlere kavuşmasını sağladık. Yine önemli toplantılar organize ederek, Barcelona ile Alman futbolunun önemli isimlerini konuk ettik. İzmir futbolundaki bakışların alt yapıya yönelmesine öncülük yaptık. Ancak sürekli değişikliğe uğrayan kulüp yapılarında bu bakış açısını sabit tutmak ne yazık ki mümkün olamıyor. Keşke 3 yılda 30 ayrı kulüp başkanıyla değil de hep aynı isimlerle masa etrafında buluşabilseydik diye konuştu.
İzmir futbolunu kurtuluşa götürecek tek gerçeğin alt yapı olduğunun altını ısrarla çizen Yemişçi, İzmir kulüplerinin toplam borcu 100 milyon TL barajına dayanmış durumda. Böyle bir bütçeyi kimse finanse edemez. Sorun, ülkemizin diğer illerinde de farklı değil. Bu şemsiyeyi tersine çevirmenin tek yolu topyekün altyapı planlamasından geçiyor. Altınordu, 2,5 yıldaki adımlarıyla ciddi yol kat etti. Böyle bir kimliğe sahip olmayan Altınordunun 2,5 yılda yaptıklarını hedefe giden yol olarak görüyorum. Herkesin yürüdüğü yoldan giderseniz, herkesin vardığı yere varırsınız. İzmirin artık başka yoldan yürümesinin zamanı geldi. 2002-2003 sezonunda bu yana Altay, Karşıyaka, Göztepe ve Bucasporun Süper Lig uğruna harcadı paraların toplamı 500 milyon TLyi geçti. Ancak ortada kalıcı hiçbir başarı yok. Oysa, bu kaynadığı sadece 20de 1i bile bir alt yapı projesinin 10 yıllık bütçesine yeterdi. Umarım bizden sonra görevi devralacaklar da bu sorumlulukla hareket ederek, İzmir futbolu için kalıcı çözümler üretecek planlamalar üzerine gider dedi.