COVİD-19 Hurafelerine Dikkat!

Doktor Gökalp Müstecaplıoğlu, pandemi döneminde sağlıklı beslenme, Covid-19 aşısı ve aşı karşıtlığı üzerine önemli açıklamalarda bulundu. ‘Korona virüsüne karşı bağışıklığımızı nasıl güçlendirebiliriz?’, ‘Moderna, AstraZeneca, CoronaVac, Sputnik V, Pfizer... Covid-19 aşıları ne kadar etkili?’, ‘Mevsim değişikliği salgınının yayılmasına neden olur mu?’ gibi merak edilen sorulara açıklık getiren Müstecaplıoğlu, maske-mesafe-hijyen kuralına uyulmasının önemine dikkat çekti.

  • 0
  • 2.599
COVİD-19 Hurafelerine Dikkat!
© bizimizmir.net
Yazı Boyutu:

Doktor Gökalp Müstecaplıoğlu, pandemi döneminde sağlıklı beslenme, Covid-19 aşısı ve aşı karşıtlığı üzerine önemli açıklamalarda bulundu. ‘Korona virüsüne karşı bağışıklığımızı nasıl güçlendirebiliriz?’, ‘Moderna, AstraZeneca, CoronaVac, Sputnik V, Pfizer... Covid-19 aşıları ne kadar etkili?’, ‘Mevsim değişikliği salgınının yayılmasına neden olur mu?’ gibi merak edilen sorulara açıklık getiren Müstecaplıoğlu, maske-mesafe-hijyen kuralına uyulmasının önemine dikkat çekti.

COVİD-19 Hurafelerine Dikkat!
Sağlıklı beslenmenin salgın sürecinde daha da önem kazandığını söyleyen Müstecaplıoğlu, bağışıklık sistemini güçlendirmek adına sofralardan eksik edilmemesi gereken besin öğelerini anlattı. Korona virüsüne karşı bol bol sıvı tüketilmesi gerektiğinin altını çizen Müstecaplıoğlu, “Sihirli ve korona virüsüne özgü diye tarif edilen, hurafe içeren özellikle işlenmiş kabul edilebilecek hiçbir gıdaya rağbet edilmemelidir” açıklamasında bulundu.

En büyük ilacımız…
Karşıyaka Aksoy Mahallesi Cemal Gürsel Cad. No:428/2 adresindeki yeni yerinde  hizmet vermeye başlayan Dr. Gökalp Müstecaplıoğlu, beslenme önerilerini şöyle aktardı: “Koronavirüs ve benzerleri bütün virüs ve bakteri salgınlarında, en önemli durum, bağışıklık gücümüzdür. Bağışıklık gücümüz yeterli değilse, bütün bu salgınlardan, herkesten önce etkilenme veya hastalıkları daha ağır geçirmek gibi sıkıntılar bizi bekler. Bağışıklığımızı güçlendirmek ve korumanın yolu ise, doğru beslenmedir. Besinlere geçmeden önce, en büyük ilacımız olan bol su tüketmeyi, alışkanlık edinmeliyiz. Besinlere değinecek
olursak, özellikle korona virüs dönemi başta olmak üzere tüm salgınlarda en önemli besin proteindir. Protein alımı ise, günde 3 öğün ve yeterli miktarda olursa fayda sağlar. Ayrıca bağışıklık hücrelerimizi besleyen gıdalar vardır. Bunlar sülfür bileşikleri içeren, bağışıklıkta önemli rol oynayan tiol havuzlarımızı destekleyen gıdalardır. Başta beyaz lahana, brokoli, pancar veya pancar turşusu ve sarımsak bu gıdaların başında gelir. Özetle 3 öğün et, balık, tavuk, peynir, yoğurt, yumurta, kurubaklagil gibi proteinleri dönüşümlü tüketmeli ve bu proteinlerin yanında, beyaz lahana, brokoli, pancar ve sarımsak ağırlıklı sebzelerimizi birlikte tüketmeliyiz. Vitamin deposu, özellikle C vitamini içeren meyvelere de bu süreçte önem verilmelidir. Sihirli ve korona virüse özgü diye tarif edilen, hurafe içeren özellikle işlenmiş kabul edilebilecek hiçbir gıdaya rağbet edilmemelidir.”

“Aşı karşıtlığı hakkında görüş beyan edebiliyorlarsa…”
Dr. Gökalp Müstecaplıoğlu; ‘Aşı karşıtlığı konusunu nasıl değerlendiriyorsunuz?’ sorusuna şöyle yanıt verdi: “Bugün aşı karşıtlarının yaşıyor olup, bu konularda fikir beyan etmeleri bile, onların çocukluklarında onlara yaptığımız, aşılar sayesindedir. Aşılar sayesinde, insanoğlu yaşamını uzatmış ve sağlıklı bir yaşam kurma şansını yakalamıştır. Aşılar olmasaydı, bu gün daha yeni doğanlar başta olmak üzere milyonlarca insan yaşamını kaybedecekti. Bu yüzden, tartışmasız bir şekilde mutlaka aşı
olmalıyız ve en yakınlarımızın yaşam şansı adına, onları aşıya ikna etmeliyiz. Sağlık Bakanlığının aşı uygulama takvimi ve bilgilendiren süreçlerini yakından takip etmeliyiz. Randevu sıramız geldiğinde gecikmeden randevu alıp, aşımızı olmalıyız.”

Çin aşısı güvenli mi?
Pekin merkezli Sinovac şirketi tarafından geliştirilen ve Türkiye'de kullanılan Çin aşısı CoronaVac hakkındaki görüş ve önerilerini açıklayan Dr. Gökalp Müstecaplıoğlu, şunları söyledi: “Çin aşısı denen aşı, inaktif aşı denen cins aşı olup, bizlerin küçüklükten beri tanıdığımız ve önceden yaptırdığımız aşılar gibi bir aşıdır. Aşı ile ilk karşılaştığımız zaman, vakit geçirmeden yaptırmalıyız. Etkileri konusunda, diğer aşılar ile karşılaştırmalar yapılmakta, tam kesinlik taşımayan bir dizi bilgi ile kafalar 
karıştırılmaktadır. Çin aşısı da etkili bir aşıdır. Ancak bu aşıların gerçek etkinlikleri yani koruma güçleri, 2 kez yapılması durumunda gerçek değerlerine ulaşır. Vakit geldiğinde, 2nci uygulama da yaptırılmalıdır.”

Covid-19 aşısı uygulananlarda olası yan etkiler
Bazı insanların “Diğer aşılar daha etkin deniyor, onu mu beklemeliyiz!” yaklaşımına değinen Dr. Gökalp Müstecaplıoğlu, şu değerlendirmeyi yaptı: “Bu ve buna benzer yaklaşımlara şöyle cevap verebiliriz; boğazımıza kadar bir bataklığa gömüldüğümüzü düşünelim, burada oyalanmak hayatımızı kaybetmemize sebep olacak. Tam bu sırada biri bize, bizi bataklıktan kurtaracak bir halat atıyor…

Biz derhal halata tutunmak yerine, halatın rengini veya cinsini beğenmedik diye, tutalım mı tutmayalım mı tartışması yapıyoruz. Durum budur. Eğer bir an önce aşıya kavuşur ve 2’ncisini de yaptırırsak, yeterince korunma gücünü istisnalar hariç yakalamış oluruz. Yan etkileri, bütün aşıların ender kabul edilecek şekilde vardır. Bu genellikle, aşı yapılan bölgede ağrı, sızı ve biraz ateş yükselmesi şeklinde görülür. Ancak, alerjisi olanlar için bu aşı ve bütün aşılar risk teşkil eder. Özellikle yumurta alerjisi olanlar bu alerjik tepkimesine en yakın adaylardır. Bu yüzden, aşı merkezlerinde aşı yapımı sonrası yarım saat gözlem altında tutulma sebebi budur. Aşı yaptırma konusunda, korna virüs, yani Covid-19 hastalığını geçirmiş olup, antikor düzeyi yeterli olanlar bu aşıyı yaptırmayabilirler”

Mevsim değişikliği etkilemez!
Covid-19 pandemisinin mevsim değişikliğiyle hiçbir ilgisi olmadığının altını çizen Müstecaplıoğlu, konuya açıklık getirdi: “Damlacık enfeksiyonu dediğimiz bir usulde buluşan bu hastalık, bulaşma gücünü mevsime göre değiştirmez. Bu yüzden mevsim, genetik, kuzey kutbu, güney kutbu gibi değerlere önem vermeden, maske-mesafe- hijyen 3’lüsüne göre yaşamayı içimize sindirmek zorundayız.”

“Komplo” diyenler için önemli öneri
“Ben korona hastalığına inanmıyorum bu bir komplo” diyenler için de dikkat çekici bir öneride bulunan Dr. Gökalp  Müstecaplıoğlu, şu ifadeleri kullandı: “Komplo diyenleri maskesiz olmak kaydı ile 1 gün için bu hastalıktan yaşam savaşı veren yoğun bakım hastalarının yanında tutmak, hem acılarına ve çektikleri sıkıntılara tanık olmasını sağlamak soruna yeterli cevap olur. Olası rahatlama, toplumun çoğunluğunda antikor bağışıklığı elde edilene kadar, yani toplumun yüzde 60 aşılanmış olduğu sürece gelene kadar olmayacaktır. Bu yüzden, biz aşı olmuş olsak bile, bu toplumsal bağışıklık düzeyimiz oluşana kadar, maske-mesafe-hijyen şartları geçerliliğini koruyacaktır. Mutasyona uğramış olan virüsün ülkemize de gelmiş olması, risklerimizi arttırmıştır. İlkbahara kadar, hızlı bir aşılama gerçekleşir ve 2ncileri de yapılırsa görece bir rahatlama ve bazı yasakların gevşemesi söz konusu olabilir. Ama maske-mesafe ve hijyen gerekliliği daha da devam edecektir”

Kalp krizini tetikliyor mu?
Dr. Gökalp Müstecaplıoğlu, “Covid-19 virüsünün kalp hastalarında ağır seyrettiği söyleniyor. Kalp krizini tetikliyor mu? Ritim bozukluğu oluyor mu? Hastalık bittikten sonra nasıl bir egzersiz programı yapılmalı?” sorusuna da şöyle yanıt verdi: “Covid-19 hastalığı, damlacık yönetimi ile bulaşan ve önce akciğerlere yerleşip, solunum sıkıntılarına neden olmasının yanı sıra, sebep olduğu ölümlerde, capiller damar tıkanıklıklarının da rol oynadığını biliyoruz. Bu yüzden aynı zamanda bir dolaşım problemine de neden olmaktadır. O yüzden kalp hastalarının daha ağır seyretmesi beklediğimiz bir sonuç. Evet dolaşım problemi ve micro pıhtılaşmaların, aynı zamanda, kalp rahatsızlıkları ve kalp krizini tetikliyor olması da beklenen bir durum. Hastalığı geçirdikten sonra birinci planda yapılması gereken, bağışıklığın güçlendirilmesidir. Bunun nasıl olacağına da kısaca, daha önce değinmiştik.

Bağışıklık gücü arttırıldığı sırada, ağır olmamak kaydı ile eksersiz yapılması uygun olur. Biz buna aerop faz eksersiz diyoruz. Bunun en basiti, oksijenli ortamda, çarpıntı olmayacak şekilde ve en önemlisi nefes nefese kalmamak kaydı ile yapılacak 30-40 dakikalık bir yürüyüş, bisiklet, yüzme ve veya plates gibi etkinliklerdir. Bağışıklık güçlendirilirken, anti oksidan gıda ve içeceklere de yer vermek uygun olur. Bunların başında, ciddi kalp sorunu olanlar dışında günde 1 fincanı geçmeyecek yeşil çay
tüketilmesidir. Doğru gıda, doğru miktarda ve doğru ritim ile tüketilmelidir. Ara öğünlerden uzak durulmalıdır. Zeytinyağıdan başka yağa rağbet etmemeli, sanayi işlemden geçmiş, paketli her türlü gıdadan uzak durulmalıdır. Bütün virüs ve bakteri enfeksiyonlarında en etkili ilaç bol su tüketilmesidir.

YORUM YAZ
Diğer Haberler

Hayat Projesi ile hedefe tam isabet

Alfa kuşağının teknoloji alışkanları değişti

Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı Akredite Edildi

Gürcü hasta robotik cerrahi teknolojisiyle şifa buldu

Şehir Hastanesi’nde Tüp Bebek Tedavisi

Eşrefpaşa’nın hidroterapi havuzlu sağlık hamlesi

Arşiv