Yazı Boyutu:
Azra Erhat ve Sabahattin Eyüboğlu tarafından çevrilen, Aristophanes in ölümsez eseri Kuşlar, Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne Sanatları Bölümü Deneme Topluluğu öğrencileri tarafından sergilendi.
Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Özdemir Nutku Sahnesinde sahnelenen oyunu Özdemir Nutku başta Fakülte yönetimi, akademisyenler ve öğrenciler tarafından ilgi ve beğeniyle izlendi. Uzmar Kerim Dündar tarafından yönetilen, dramaturjisinin Yasemin Sevim oyunda 50 öğrenci görev aldı.
İlk kez M.Ö. 414 yılında sahnelenen Kuşlarda; yaşadıkları ülkenin koşullarından memnun olmayan iki maceraperestin kuşların diyarına yolculuğu anlatılıyor. Gittikleri yerde kurmak istedikleri düzen, ayrıldıkları ülkeninkinden çok farklı olsa da sonuçta insan olduklarını unutup, insana has değerlerle kuşlar diyarını yönetmeye kalkarlar ve hem kendilerinin hem de kuşların başına açılmadık iş bırakmazlar. Kuşlar arasında yarattıkları savaştan, tanrılara başkaldırıdan ve yaratılan yeni ülkenin bir tiranlıktan başka bir şey olmamasından kaçmayı başaramazlar. Sadece Güvendost ve Umutlugil ikilisinin değil, aynı zamanda yeni bir ülke kurmanın heyecanı içindeki diğer kuşların da serüveninin anlatıldığı oyun, ütopik bir fikirle ortaya çıkan fakat distopik bir sonuç elde eden ikilinin trajik ama gülünç durumunu gözler önüne serer.
Yeryüzündeki yaşamımızdan bize kalan hiçbir şeyin silinemeyeceği, ulaşmaya çalıştığımız her şeyde insani yönümüzün ortaya çıkacağı unutularak girişilen bu cüretkâr hareketin sonuçları yıkıcı olsa da neyse ki bir başka arayışla son bulur.
Topluluk halinde yaşayan her canlının memnun olmadığı sistemi terk etme hakkına veya yeterliliğine sahip olduğu fakat sonuçlarının eski düzeninden izler taşıdığı hatırlatılır ve insana umut etmenin, yeni ve eski arasındaki bağlantıyı iyi incelemeyi gerektiğini söylerken, yeninin, eğer eskisi gibi olacaksa hiç olmaması gerektiğini vurgular. Aradan geçen 2500 seneye rağmen oyunun anlamını hala bizim için canlı kılan şey de bu umut ve arkasından gelmesi olası yıkımdır. Bize bugün bile aşıladığı şey, eskiyi terk etmenin hatta kuşlarla yaşamanın bile mümkün olabileceği ama eskiden kurtulmanın bir yolunun bulunması gerektiğidir. Belki bizler de bir gün içinde yaşadığımız dünyayı terk etmek isteyecek, gidilmesi imkansız yerlerde olmayı düşleyeceğiz; O zaman belki Güvendost ve Umutlugil'in macerası aklımıza gelir ve yanımıza eskilerden bir şey almamaya dikkat ederiz.
Oyun 14 Nisan 2012 Cumartesi günü Saat:20.00, 20 Nisan 2012, Cuma Saat:20.00, 27 Nisan 2012, Cuma Saat:20.00de Fakülte Özdemir Nutku Sahnesinde sergilenecek.
Topluluk halinde yaşayan her canlının memnun olmadığı sistemi terk etme hakkına veya yeterliliğine sahip olduğu fakat sonuçlarının eski düzeninden izler taşıdığı hatırlatılır ve insana umut etmenin, yeni ve eski arasındaki bağlantıyı iyi incelemeyi gerektiğini söylerken, yeninin, eğer eskisi gibi olacaksa hiç olmaması gerektiğini vurgular. Aradan geçen 2500 seneye rağmen oyunun anlamını hala bizim için canlı kılan şey de bu umut ve arkasından gelmesi olası yıkımdır. Bize bugün bile aşıladığı şey, eskiyi terk etmenin hatta kuşlarla yaşamanın bile mümkün olabileceği ama eskiden kurtulmanın bir yolunun bulunması gerektiğidir. Belki bizler de bir gün içinde yaşadığımız dünyayı terk etmek isteyecek, gidilmesi imkansız yerlerde olmayı düşleyeceğiz; O zaman belki Güvendost ve Umutlugil'in macerası aklımıza gelir ve yanımıza eskilerden bir şey almamaya dikkat ederiz.
Oyun 14 Nisan 2012 Cumartesi günü Saat:20.00, 20 Nisan 2012, Cuma Saat:20.00, 27 Nisan 2012, Cuma Saat:20.00de Fakülte Özdemir Nutku Sahnesinde sergilenecek.