Yazı Boyutu:
Dokuz Eylül Üniversitesi Hemşirelik Fakültesinin düzenlediği, Hemşirelikte Doktora Eğitiminin Kalite Göstergeleri (Quality Indicators of Nursing PhD Education) adlı uluslararası sempozyum,
İnciraltı Sağlık Yerleşkesi Tıp Fakültesi Kurucu Öğretim Üyeleri Konferans Salonunda başladı.
Türkiyede 1972 yılında başlayan doktora eğitiminin ve sonuçlarının kalitesini geliştirmeyi amaçlayan sempozyumda, ulusal ve uluslararası standartlar oluşturma, öğrenci ve eğiticiler için uluslararası hareketliliği geliştirme konuları değerlendiriliyor.
Prof. Dr. Besti Üstün, Yrd. Doç Dr. Stephen J. OConnor ve
Prof. Dr. Nurgün Platinin Eş Başkanlığında hazırlanan 2,5 günlük programın açılışı; Rektör Prof. Dr. Mehmet Füzün, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Murat Özgören, Prof. Dr. Halil Köse, Hemşirelik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zuhal Bahar, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tülay Canda, İngiltere, Hollanda ve Finlandiyadan Avrupa Hemşire Eğitimcileri Federasyonu, Uluslararası Hemşirelikte Doktora Eğitimi Ağı ve ORPHEUS temsilcilerinin katılımı ile yapıldı.
Rektör Prof. Dr. Füzün konuşmasında; Dokuz Eylül Üniversitesi bugün itibarıyla; 60 bin 500 öğrencisi, 3 bini akademisyen olmak üzere 8 bine yakın çalışanı, 13 fakültesi, 10 enstitüsü ile ülke ve dünya bilimine hizmet eden büyük bir kuruluştur. Amacı araştırma yapmak ve bilgi üretmek olan bir kurumun bu tip bilimsel bir toplantı düzenlemesinden büyük mutluluk duyuyorum. Araştırıcı sayısının artış hızı bakımından Türkiye Avrupada birinci durumda. Ama hala 100 bin nüfustaki araştırmacı sayısını diğer ülkelerle kıyaslarsak çok gerideyiz. Ancak Cumhuriyetimizin 100. Yılında Türkiye mevcut araştırmacı sayısı açısından da Avrupa düzeyine gelecektir dedi.
Sağlık Bilimleri Enstitüsü Müdürü adına konuşma yapan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Murat Özgören de tüm dünyada global bir konu olan sağlığın multidisipliner çalışma gerektirdiğini belirtti. Özgören, bu uluslararası toplantının bilime önemli katkı sağlayacağını belirtti.
Hemşirelik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zuhal Bahar, hemşirelik fakültesinin dünden bugüne gelişimini özetlerken, Biz fakülte olarak lisans, yüksek lisans ve doktora olmak üzere üç eğitimi birlikte yürütüyoruz. Yüksek lisans ve doktorada 8 anabilim dalımızda eğitim veriyoruz. 26 Ağustos 2010da fakülte olduk. Düzenlediğimiz bu bilimsel etkinliğe yurtdışı ve kent dışından gelen konuklarımıza ve de katkıları için tüm akademisyen arkadaşlarıma, idari personelimize çok teşekkür ediyorum ifadesini kullandı.
Sempozyum Eş Başkanı Prof. Dr. Besti Üstün, doktora eğitiminin ülkemizde 40 yılı geride bıraktığını belirterek amaçlarını şöyle özetledi: 1972den bugüne gelinen süreçte doktora eğitimi vizyonunda önemli değişiklikler olmasına karşın, uygulamada uluslararası standartlarda bir programa henüz kavuşmuş olduğumuzu söyleyemeyiz. Bu amaca ulaşmak için mevcut doktora eğitimimizi her yönüyle sorgulamak ve yeniden organize etmemize katkı verecek bir sempozyum programı oluşturmaktı. Bu sempozyumda doktorada araştırma ortamının kalitesi nasıl olmalı, doktora tezinin kalitesi nasıl değerlendirilir sorularına birlikte yanıt arayacağız. 2,5 gün süren çalışmanın sonunda gereksinimlerimiz ve çalışma önceliklerimizin neler olduğunu saptamak ve bir çalışma grubu oluşturmayı hedefliyoruz. Programda ilk panel, Prof. Dr. Gül Güner Akdoğanın oturum başkanlığında gerçekleştirildi.
Açılışta ayrıca, DEÜ Devlet Konservatuvarı Opera Ana Sanat Dalı Öğrencileri Soprano Ayşe Şenol ve Tenor Deren Eledağ, piyanoda Devlet Konservatuvarı Öğretim Görevlisi Mehmet Ariç eşliğinde mini bir konser verdi.