Eğitimin Çınarından büyüklere eğitim

  • 0
  • 1.563
Eğitimin Çınarından büyüklere eğitim
© bizimizmir.net
Yazı Boyutu:

İnsan Kaynağının gelişimi ve Öğrenim Doktoru Prof. Dr. Aytaç Açıkalın, UKEB Okulları’nın UKEB Life organizasyonuyla “Avuçlarımızdaki gelecek Çocuklarımız” adlı söyleşini gerçekleştirdi. Narlıdere Kültür Merkezi’nde düzenlenen organizasyon da izleyenlere hitap eden Açıkalın, ilgiyle izlendi.  Küçük Kulüp Ana Okulları öğrencilerinin yer aldığı dev koro çocuk şarkılarından oluşan repertuvarıyla beğeni kazandı.

Yaşamdan örneklerle güldüren, düşündüren söyleşi UKEB sahipleri Filiz- Aziz Üstel çifti, UKEB Okulları Müdürü Mete Kızılkaya, eğitim danışmanları veli ve davetliler tarafından ilgiyle izlendi. 
 
Konuşmasında  ‘öğretim’ değil ‘öğrenim’in doğru olduğunu belirten Aytaç Açıkalın, Okumayı yazma dahil her şeyi kişinin kendisinin istemesi halinde öğrenebileceğini vurguladı.  
 
KİMSE KİMSEYE ZORLA BİR ŞEY ÖĞRETEMEZ
Çocuğu uyutmaya zorlanmamasını, yüzünün kapatılmamasını öneren  Açıkalın, yeni doğan bir kedinin gözünün 15 gün kapatılması halinde kör olduğunu, çünkü, gözleri ışık almadığı için göz sinirlerinin gelişmediğini anlattı.
 
Çocuğun uyutulmaya zorlayan iki kadını örnekleyerek; “İki hanım hem dedikodu yapıp hem de battaniyeye koydukları çocuğu sallıyorlar, sallıyorlar. Laf bitip kollar yorularak battineye bırakıldığında çabaların boşa olduğu görülüyor. Çünkü çocuk istemiyor. Ama çocukla bir yere giderken bakıyorsunuz ki, çocuk kucağınızda veya babasının omzunda uyuyor. Çünkü o uyumak istediği için uyuyor. Siz istiyorsunuz diye deği. Çünkü esas olan öğrenmedir, öğretme ise dayatma. Kimse kimseye zorla bir şey öğretemez insan kendisi öğrenir.

EVRENE EKLENMİŞ, ÖZGÜN, ORİJİNAL, YENİ FARKLI BİR PARÇA
Her çocuğun evrene eklenmiş özgün, orijinal, yeni farklı bir parça olduğunu, bu güne kadar evrene bunun gibisinin gelmediğini ve bundan sonra da gelmeyeceğini belirten Açıkalın, “Anne - baba ve öğretmenler ve çevresindekilerin görevi bu yeni parçayı eğmeden bükmeden ezmeden onu evrendeki onurlu yerine yerleştirmek, insan yapmaktır.  İnsan bu gen yapısı ve çevrenin ürüdür. Genler getirir çevreyle gelişir. Genler imkan sunar, eğer çevre bulursa gelişir.Bir üzümden 3 tane çelik yaparsın, birini burada, birini, diğerini Erzurum’a dikin. Üçüde üzüm verir ama görüntü olarak, lezzet olarak birbirine benzemez. Çocuklar da  beyin fonksiyonları son hadde kadar hepsi yapılmış olarak doğar ama gelişimini çevresel etkenler etkiler” diye konuştu. 

HOCADAN ÖĞÜTLER
Dünyanın dörtte 3’ünün, insan bedeninin yüzde 75 inin, beynin se  % 85’inin su olduğunu, suyun yaşamın temel maddesi olduğunu ifade eden Prof. Dr. Aytaç Açıkalın, anne ve babaları öğütlerini şöyle sıraladı: “Çocuk uyusun diye telefonun fişi çekmeyin, kapının ziline kağıt koymayın, televizyonu kapamayın. Evde müzik sesi, ama özellikle sözsüz müzik sesi olsun. Sınıfta müzik açtığımızda tepki veriyor ve dikkatinin dağıldığını gerekçe göstererek müziği kapatmamızı istiyor, çünkü aile çoklu, ya da stereo sese alıştırılmamış.  Ayran, çay vs değil, susamasını beklemeden su içirin. Sabah kahvaltısı yaptırmadan okula göndermeyin. Kahvaltı yaparak giden öğrenciler ile kahvaltı yapmadan giden öğrenciler arasında algılama dahil bir çok konuda fark oluyor. Kahvaltıda 1 kase yoğurt yiyin, yedirin. Yoğurt yemek; beynin çalışmasına katkıda bulunan üç temel maddeyi almak demektir. Cocuklarınızı çöp gıdalardan, kapatılması gereken okul kantinlerinden uzak tutun. Çöp gıda denilen kavrulmuş şeyleri eve de sokmayın  ve yanlarında yemeyin. Beyni zedeleyen, küçülten gazlı içecekleri bir kez daha düşünün. Meyvaların suyu yerine doğrudan yemelerini sağlayın. Beyin renkli, kokulu, hareketli durumlardan hoşlanır. Yeterince uyumasına müsaade edin, Her çocuğun bir uyuma takvimi ve çeşidi vardır. Divanda uyumak istiyorsa bırakın uyusun. Müzik dinlesin. Sözsüz müzik dinlemelerini sağlayın, Çocukları sarıp sarmalamayın. Emeklerken düştüğünde koşmayın ki ayağa kalkmayı öğrensin.  İyi düşünmeleri ve çalışmaları için ideal olan sıcaklığını 20 derecede tutun. Kesik kesik gelen ve gözlerin farketmediği florasan ışıklarını çocukların bulunduğu odalardan uzak tutun. Sakıza, diş macununa da eklenen, Londra’da gece taksilerde zorunlu tutulan, bilinci açık tutan  fesleğen ve naneyi çocuğun çevresinde bulundurun.  Çocuğun odasında renkli nesneler, hareket eden şeyler, rüzgar gülü vs bulundurun çünkü beyin çok renklilikten hoşlanır. Yeni adı ‘Al götür’ olan hamburgerin çocuğun önünde yemeyin, yedirmeyin, Gazlı içecekler ve şekerli kurabliyeleri bir kez daha düşünün.   İçereğinde; şişmanlık nedeni olan% 62 şeker,  kahve beyazlatıcı, glikoz şurubu ki en tehlikeli şeker, hidrojenize bitkisel yağ, sodyum, kazeinat( süt proteini), asitliği düzenleyici(dipotasyum, fosfat, sodyum polifosfat, trisodyum strat, pentasodyum trifosfat), Emülgatör(yağ asitlerinin mono ve digliseritleri), topaklanmayı önleyici(sodyum aliminyum slikat) doğada özdeş süt aromaları, tuz) çözünebilir kahve, tuz bulunan ve 3’ü değil 19’u bir arada. Tek bir şey yok: Domuz yağı. Bundan ala domuz yağı mı olur? Lütfen Avuçlarımızdaki gelecek olan çocuklarınızın geleceğini düşünerek dikkatli olun”
Etkinliğin ardından tebrikleri kabul eden Aytaç Açıkalın kitaplarını imzaladı.



YORUM YAZ
Diğer Haberler

Afetlere uyum sağlayabilme becerileri geliştirilecek

Mars’a Seyahat için geri sayımı başlattı

Savaşların kaderini yapay zeka belirleyecek

Yapay zeka, yasasını bekliyor

Yapay zeka ile herkes için tarım mümkün

Kalite çıtası yükseldi

Arşiv