Enerji binada kaybolmasın

Türkiye’deki yıllık enerji tüketiminin yaklaşık yüzde 40’ını binaların oluşturması, yapılardaki yalıtım sistemini güçlendirmenin önemini ortaya koydu.

  • 0
  • 3.739
Enerji binada kaybolmasın
© bizimizmir.net
Yazı Boyutu:

Türkiye’deki yıllık enerji tüketiminin yaklaşık yüzde 40’ını binaların oluşturması, yapılardaki yalıtım sistemini güçlendirmenin önemini ortaya koydu. İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Celalettin Kozanoğlu, ufak detaylarla bile binalardaki enerji kaybını azaltmanın mümkün olduğunu belirtti. Binalardaki ısı kaybının yüzde 40’ının duvar, yüzde 30’unun pencere, yüzde 7’sinin çatı, yüzde 6’sının bodrum kat ve diğer kısmının da çeşitli kaçaklar nedeniyle oluştuğunu vurgulayan Prof. Dr. Kozanoğlu, güçlü bir yalıtımın enerji tasarrufu açısından elzem olduğunu aktardı. Prof. Dr. Kozanoğlu, yalıtım malzemelerinin hafif olduğunu, bunların kullanılması durumunda binadaki yükün de azalması sayesinde deprem güvenliğinin artacağını sözlerine ekledi.

İEÜ Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Celalettin Kozanoğlu, enerjinin artık su kadar önemli olduğuna dikkat çekerek binalarda enerji tasarrufu için yapılabilecek düzenlemeler hakkında bilgi verdi.
 
YÜZDE 70’İNİN YALITIMI ZAYIF
Prof. Dr. Kozanoğlu, “Ülkemizdeki yıllık enerji kapasitesinin büyük bölümü, yapıların ısıtılması ve soğutulmasında kullanılıyor. Enerji tüketiminin yaklaşık yüzde 40’ı binalara ait. Ayrıca, karbondioksit salınımının yüzde 30’u da binalarımızdan kaynaklanıyor.  Bu durum, özellikle binalarda yapacağımız tasarrufun önemini gözler önüne seriyor. Ülkemizdeki genel duruma baktığımızda, binaların yüzde 70’inin yalıtım yönünden zayıf olduğunu söyleyebiliriz. Bu da elektrik ve diğer enerji türlerine ait tüketimin artmasına, gereksiz maliyete neden oluyor” dedi.
 
BİTKİLER BİLE KULLANILIYOR
Prof. Dr. Kozanoğlu, sözlerine şöyle devam etti: “Son dönemde binalarda biyofilik tasarımlar ön plana çıkıyor, bitkiler de bina izolasyonunda kullanılıyor. Örneğin, bina izolasyonunda kullanılan deniz yosunları (alg), hem yalıtımı sağlıyor hem de enerji üretimine olanak sağlıyor. Elbette her binada bunlar uygulanacak diye bir kural yok. Binalarda yalıtımı güçlendiren temel izolasyon malzemelerini kullanarak da olumlu sonuçlar elde etmek mümkün. Isı yalıtımı için ağırlık teşkil eden duvar malzemeleri yerine, izolasyon özelliği olan hafif malzemeler kullanılabiliyor. Bu sayede binanın taşıdığı yük de azalıyor ve binanın olası bir deprem anında güvenliği artıyor. Kullanılan camın kaç milimetre olduğundan, binanın hangi cephesine ne tür yalıtım malzemesinin kullanıldığına kadar birçok detay da tasarrufta etkili.”
 
YASAL DÜZENLEME YAPILABİLİR
Binalardaki çevreci düzenlemelerin artmasına yönelik kanuni bir düzenlemenin de yapılabileceğini söyleyen Prof. Dr. Kozanoğlu, “Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, son dönemde deprem güvenliğinin yanı sıra enerji alanında da önemli adımlar attı. ‘Enerji Kimlik Belgesi’ ve gönüllülük esasına dayalı Ulusal Yeşil Sertifika Sistemi ‘YeS-TR’ uygulamasını bunlara örnek gösterebiliriz. Enerjiye olan ihtiyacın önümüzdeki yıllarda sadece ülkemizde değil, dünya genelinde de artacağı görülüyor. Hal böyle olunca da özellikle bina izolasyonu konusu, sadece kişilerin talebine bırakılmadan, kanuni bir düzenlemeyle yaptırım altına alınabilir. Bu konuda yasal bir çalışma yapılabilir” diye konuştu.
 

YORUM YAZ
Diğer Haberler

10 yılda 20 kat büyüyecek

TÜBİTAK Başkanından öğrencilere müjde

Intel ve BAU’dan iş birliği

Zirvede ‘Lucia’ sürprizi

Yapay zekâ hayatımızın ayrılmaz bir parçası olacak

Günümüzün Bilinmeyen Dünyası

Arşiv