İzmir kısa sürede yeniden doğdu

  • 0
  • 1.133
Yazı Boyutu:

“Kurtuluş ve Kuruluşun Sembol Kenti İzmir” konulu II. Uluslararası Tarih Sempozyumu’na Kurtuluş Savaşı sonrası İzmir’in demografik ve iktisadi yapısı, eğitim, imar, iskan politikaları ve Türk Ocağı Derneği girişimleri düzenlenen oturumda konuşuldu.
 
HARABEDEN MEDENİYETE
“Cumhuriyet’in ilk on beş yılında imar ve iskan açısından genel özellikleri ile İzmir” adlı bildirisiyle Yeditepe Üniversitesi, Atatürk İlke ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tülay Alim Baran “1938’den dönüp geriye baktığımızda 350 bin 920 metrekarelik bir alanda molozların kaldığı, yaklaşık 900 civarında da inşaatın yapıldığı görülüyor. İmar konusunda önemli bir vurguyu Behçet Uz’dan aktarmak istiyorum.  Harabeler içerisinde medeni bir eser yaratmak kolay değildir. Gerçekten o yanan İzmir içerisinden yaşanabilir bir İzmir yaratmak o tarihlerde o şartlar göz önüne getirildiğinde çok zor bir şey. Ama bu süreç içinde İzmir’in çok yoğun bir iskan sorunu olduğu gözden kaçırmamak gerekiyor” diye konuştu.
 
ÖĞRENCİLER VE ÖĞRETMENLER DİRENİŞTE!
Oturumun ikinci konuşmacısı “İşgalden Kurtuluşa İzmir’de Eğitim(1919-1933) adlı bildirisiyle Uşak Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sadiye Tutsak, Kurtuluş Savaşı sonrası eğitim alanına ilişkin gözlemlerini aktardı. “15 Mayıs 1919 İzmir’in işgali sırasında İzmir büyük bir direnç göstermiştir. 7-8 yaşlarında çocuklarda bile bu direnç görülebilir. Öğrenciler ve öğretmenler de bu direnişte en ön safhalarda yer almışlardır. Öğretmenler okul ihtiyaçlarını tedarik etmek için var gücüyle uğraşmışlardır. Yunanlılar ise işgal döneminde Rum okullarının bütçelerini arttırırken Türk okullarıyla ilgilenmemişlerdir. Bu sebeple işgal döneminde gayrı müslim okulların sayılarında artışlar gözlemlenebilmektedir. Kurtuluş Savaşı sonrası İzmir’in kuruluşunda ise öncelikle tahrip olan okulların onarım çalışmaları başlamıştır. Islah çalışmaları yanında mesela 1923 bütçesinin yetersizliklerine rağmen Maarif Bütçesine katkıda bulunulması eğitime verilen özel önemi de ortaya çıkartmaktadır” dedi.
 
İZMİR TÜRK OCAĞI
“Kurtuluştan Sonra İzmir’in Yeniden Kuruluşu’nda İzmir Türk Ocağı ve Faaliyetleri (1922-1931)” adlı bildirisini sunan Adnan Menderes Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Günver Güneş, Türk Ocaklarının 100 yıllık bir kurum olmasına rağmen gerekli akademik ilgiyi görmediğini ve genç bilim insanlarının bu konuya dikkat etmesi gerektiğinin altını çizerek konuşmasına başladı. Konuşmasında milli mücadele döneminde Türk Ocaklarının yeri ve önemine değinen Yrd. Doç. Dr. Güneş “Türk Ocakları Türkiye’nin yakın tarihinde kilometre taşlarından biridir. İlk başkanı Necip Türkçü olmuştur. İzmir Türk Ocağı direnişin merkezinde Mustafa Kemal’in yanında Yunanlılara karşı mücadele etmiştir. Türk Ocağı kentte kurulan ilk kurumsal yapıdır ve Mustafa Kemal ocağa 2000 lira maddi yardımda bulunmuştur. Bu para o dönem için ciddi bir rakamdır” diye konuştu.
 
KARMA EKONOMİNİN TEMELLERİ
Cumhuriyetin ilk yıllarında İzmir’de yaşanan ekonomik gelişmeler ve İzmir İktisat Kongresi” adlı bildirisiyle İzmir’in ekonomik yapısına değinen Dokuz Eylül Üniversitesi, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Öğretim Elemanı Dr. Özlem Yıldırır Kocabaş, Cumhuriyet’in ilk yıllarında Yeni Türkiye’nin iktisadi bir devlet olacağının altını çizerek konuşmasına başladı. Yrd. Doç. Dr. Kocabaş “İzmir İktisat Kongresinin açılışını Mustafa Kemal yapmıştır. Bu kongreyle birlikte aslında karma ekonominin temelleri atılmaktadır. Kongrenin ana konuları ise sanayinin teşvik edilmesi, kredi olanakları, teknik okulların açılması borsaların millileştirilmesi, haberleşme imkanlarının geliştirilmesi, iktisat dersleri veren okulların açılması, tamir atölyelerinin kurulması, işçilerin gece çalışma sisteminin kararlaştırılması, günde 8 saat çalışma, işçi hakları, ücretsiz eğitimdir” dedi.
 
NÜFUSTA HOMOJENLEŞME
“Kurtuluş Sonrası İzmir Nüfusu” adlı bildirisinde Kurtuluş savaşı sonrasında nüfus sayımlarını inceleyen ve katılımcılara bilgiler veren Celal Bayar Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nejdet Bilgi, konuşmasında istatiksel bilgiler kullanarak izleyicilerin ilgisini uyandırdı. “Kurtuluş savaşı sonrasında İzmir nüfusunda homojenleşme görülmektedir. Bunun sebebi Yunan işgali ile birlikte Rum ve Ermeni nüfusun Yunanlılarla birlikte ülkeyi terk etmeleri gösterilebilir. İstatiksel bilgiler ışığı altında 1873 nüfus sayımında 495 bin civarı sancak nüfusu bulunmakta ve bu nüfusun 279 bini yani %56’sı Müslümanlardan oluşmaktaydı. Cumhuriyet’ten sonra 1923’te yapılan ilk nüfus sayımının sonucunda ise nüfusun %77sinin Müslüman olduğunu görmekteyiz.”

YORUM YAZ
Diğer Haberler

İşte şimdi bahar geldi

Çini sanatı, Türk-İslam kültüründe önemli bir yere sahip

Genç Sanatçılar sahnede

İzmir Aşkına Adana yolcusu

Köy Enstitüleri Fikir Ve Kültür Günleri başlıyor

Adasu yeteneği ile fark yaratıyor

Arşiv