Kapalı ameliyatlarla her türlü taşınızdan kurtulun

Bir eğitim hastanesinden Özel Gazi Hastanesi’ne geçen, bugüne kadar bin hastalık kapalı böbrek taşı ameliyatı (PCNL) serisi bulunan Üroloji Uzmanı Op.Dr. Ümit Yıldırım, Sağlık Muhabirleri Derneği (SMD) üyeleri ile buluştu.  Böbrek içerisine ve kanallarına yerleşen taşları kapalı ameliyat yöntemiyle (endoskopi)  çıkartan Yıldırım, uyguladığı teknikleri anlattı; Böbreğin içerisinde oluşan 2 santimetreden büyük taşları, kapalı yöntemle gerçekleştirdikleri ameliyatla çıkarttıklarını anlatan Op. Dr.Yıldırım, “Vücutta 1 cm kesi açıp, kameralı bir cihazla böbreğin içerisine giriyoruz. Ses dalgaları ile taşları kıran cihaz kameralı cihazın içinden geçirip taşları kırıp aynı anda taşları emerek vücuttan çıkartıyoruz. Ameliyat bir saat sürüyor. Hasta ertesi gün evine gidiyor ve normal hayatına hemen dönüyor. İkinci ameliyat yöntemi; böbrekte 2 cm’den küçük ve böbrek kanallarında olan taşlarda  doğal yolları kullanarak yapıyoruz. Bu operasyonlara URS veya RIRS deniyor.Böbrek kanallarında taş oluştuğunda iki milim çapındaki bir cihazla kanala giriyoruz. Daha sonra bu cihazın içerisinden bir lazeri gönderiyoruz. Taşı gördükten sonra lazer taşı kırıp toz ediyor. Bu cihazın 1.5 milim çapında olanlarıyla da böbreğin içerisine girip aynı işlemi gerçekleştiriyoruz. RIRS denilen bu yöntem İzmir de tek hastanemizde uygulanıyor” dedi.

Ailesel yatkınlık, sıvı alım azlığı, meslek durumu (aşçı, fırıncı, kaynakçılar gibi yüksek ısı maruziyeti) , beslenme (et ve et ürünlerini çok fazla tüketenler, diyabetikler) vücutta taş oluşmasına neden olduğunu anlatan Op. Dr. Yıldırım, “İdrar yolları taş hastalığı ‘Taş Kuşağı ‘ olarak belirtilen ülkeler arasında Türkiye, İran ve Hindistan’da bulunuyor.  Bu ülkelerin karasal iklim ve hayvansal protein beslenme alışkanlıkları ortak görülüyor. Son yıllarda dünyada artan şeker hastalığı taş hastalığı görülme sıklığını arttırmıştır. Hastalar ve ürologlar yalnız olan taşı tedavi edip bırakmamalı özellikle birden fazla taş atağı geçiren hastalar muhakkak 24 saat idrarda hacim, ürik asit,sitrat,kalsiyum ve oksalat tahlilleri yapılmalıdır.  Öte yandan bunlar yapılmadan hepimizin en basit korunma yöntemi sıvı alımını arttırmaktır. Alacağımız sıvının  miktarını idrarımızın rengiyle belirleyebiliriz. Tuvaletten sonra klozeti içine bakın. İdrarınızın beyaz gelmesine dikkat edin. Sarıysa rengi yeterli sıvı almamışsınızdır” dedi.

Böbrekteki taş ağrısının çok korkunç bir ağrı olduğunu anlatan Op. Dr. Yıldırım, bu tür ağrıyı çeken hasta bir daha tekrarlayabilir korkusuyla psikolojik ve sosyal sorunlar yaşayabildiğini belirtti. Hatta literatürde ağrı kesici (morfin) bağımlılığı raporlanmıştır. Böbrek taşı hastalıklarına erkeklerde 3 kat daha sık rastlandığını anlatan Op. Dr.Yıldırım,  tip 2 şeker hastalığının artması ve batı tipi hayvansal protein diyetleri  nedeniyle kadınlarla erkekler arasındaki farkın kapandığının ifade etti. İzmir’in göç alan bir metropol olması ve çevre illerde yeterli imkanın bulunmaması nedeni ile böbrek taşı ameliyatlarına çok yoğun bir ihtiyaç duyulduğunun altını çizen Op. Dr. Yıldırım, “Bizim burada ilkemiz önce hastadır. Operasyonları hastanın ihtiyacına göre planlarız. Burada işimiz hastayı ameliyat etmekle bitmez takibi ve tekrarlamaması için tedavi düzenlemekte bizim işimizdir. Gazi Hastanesi hayalleri olan bugün için yarınları heba etmeyen bir hastane. İnsana hizmeti doğru şekilde yapıldığı bir sağlık merkezi” diye konuştu.

79 yaşındaki Avram Kohen bulantı nedeniyle başvurduğu Gazi Hastanesi Dahiliye Polikliniği’nde yapılan değerlendirmede her iki böbrek kanalında taş bulunduğu tespit edildi. Yapılan ileri değerlendirmede sol böbreğin hiç çalışmadığı ve sıvı dolu dev bir kese haline geldiği, sağ böbreğin tıkalı ama çalışır olduğu tespit edildi. Op. Dr. Salih Mertan başkanlığındaki Op. Dr. Ümit Yıldırım, Doç. Dr. Serdar Kaçar heyet hastayı ameliyata aldı. URS ameliyatı ile sağ böbreği alan ekip, daha sonra karından açılan 3 adet 5 mm’lik delikle laparoskopik yöntemle sol böbreği aldı.  Vücudunda hiç kesi izi kalmayan ve ağrı çekmeyen hasta bir gün sonra taburcu edildi. Dr. Yıldırım, “Biraz daha geç kalınsaydı hasta diyaliz hastası olacaktı” dedi.