Kızı Güzel, annesi Güler Yücel’i şiirleriyle anlattı

Can Yücel’in kızı Güzel Yücel Gier, annesi Güler Yücel’in bilinmeyen yönlerini yazdığı şiirleri seslendirerek anlattı. Güzel Yücel Gier, “Annem, mutfakta şiir yazardı. Hayatın içindeydi şiir” dedi.

  • 0
  • 432
Kızı Güzel, annesi Güler Yücel’i şiirleriyle anlattı
© bizimizmir.net
Yazı Boyutu:

Doğal ve Kültürel Yaşam Girişimi'nin İzmir Kemeraltı'nda yer alan Azize Kafe'de düzenlediği 21 Mart Dünya Şiir Günü Etkinliği, 'Şiirden Masala Yolculuk' başlığı altında konuşuldu. Doğal ve Kültürel Yaşam Girişimi Sözcüsü Araştırmacı-Şair Ahmet Tuncay Karaçorlu'nun yönettiği ve konuşmacı olduğu etkinliğin diğer konuşmacısı Can Yücel’in kızı Güzel Yücel Gier oldu. İzimizi Kaybetmeyin adlı YouTube kanallarında çalışmalarını sürdüren Gazeteci-Şair Neslihan Perşembe Kulakoğlu ve Doktor-Yazar Hasan Kulakoğlu şiirlerini seslendirdi. Hikaye Anlatıcısı Yusuf Sezgin Ön de etkinlik kapsamında konuştu, hikayeler anlattı. Hikaye Anlatıcısı Özlem Küçükahmetler de etkinlikte hikaye anlatanlar arasındaydı.

HAYATIN İÇİNDEYDİ ŞİİR

Ahmet Tuncay Karaçorlu, farklı disiplinlerden beslenen şiirin, hayatın bütün değerlerinin öznesinin kayıtlanması olduğunu belirtti. Can Yücel ve Güler Yücel ile ilgili anılarından söz etti. Güzel Yücel Gier, annesi Güler Yücel’in bilinmeyen yönlerini, onun yazdığı şiirleri seslendirerek anlattı. Annesinin çok farklı bir kadın olduğuna dikkat çekerek babası Can Yücel kadar önemli olduğunu söyledi. Evlerinde şiirin mutfakta olduğuna vurgu yaparak, “Annem Güler Yücel, yemek yaptığı mutfakta şiir yazardı. Hayatın içindeydi şiir” dedi. Güler Yücel’in Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun öğrencisi olduğunu belirten Güzel Yücel Gier, şunları söyledi: “Babam Can Yücel ile tanıştı. İlk çocuğunun ardından Londra’da BBC’ye gittiler. Orada ben ve kardeşim doğdu. Gitmeden dedem Hasan Ali Yücel’e ‘Londra’da ne okuyayım?’ diye soruyor. Dedem de ‘İlkokul öncesini bir oku’ diyor. Annem birçok öğretim kurumunun pedagoji ilkelerinden ilham aldığı, bilim insanı ve eğitimci Maria Montessori’yi buluyor, onu ilk okuyanlardan biri oluyor. Sonra onun kitabını babamla Türkçe’ye çeviriyorlar. Annem, çocuk eğitiminde çocuklara tekrarın çok önemli olduğunu söylerdi. ‘Çocuk, bir şeyi yüz kere getirir. Anneler aman düşmesin, bir şey olmasın diyerek engel olurlar. Bırakın tekrar tekrar yapsın, öğrensin’ derdi.”

Türkiye’ye döndüklerinde Marmaris’e gittiklerini belirten Güzel Yücel Gier, sözlerini şöyle sürdürdü: “Annem Armutalan’da ilkokul öğretmeni olarak çalışmaya başladı. Kaleden Armutalan’a bir gün beni, diğer gün de kızkardeşim Su’yu okula bisikletle götürürdü. Okulda Köy Enstitüleri felsefesiyle öğretmenlik yapardı. Şiir yazan babam Can Yücel, orada turizmle ilgili ilk ve son memuriyetini yaşadı. Annem o dönemde şiir yazmadı, babam şiir yazsın diye altyapıyı hazırladı. Babam o dönemde anneme ‘Akdeniz Yaraşıyor Sana’ şiirini yazdı.”

PİRİŞTİNA KİTABA DÖNÜŞTÜRDÜ

Annesinin yazdığı şiirleri Ahmet Piriştina’nın kitaba dönüştürdüğünü söyleyen Güzel Yücel Gier, “Kitabı gören annem çok mutlu oldu” dedi. Annesinin bu dönemde babasının tablolarını da yaptığını belirten Güzel Yücel Gier, annesinin kitabından şu bölümü seslendirdi: “Can’ın eve gelişini çizdim uzun süre. Kışın nasıl oluyor, yazın nasıl oluyor. Nasıl kapı yok, nasıl duru bir duvara bakıyoruz. Kediler, köpekler, çocuklar... Ücra, ıssız bir yerde Datça.”

Babası Can Yücel’in vefatıyla annesinin farklı bir döneme girdiğine dikkat çeken Güzel Yücel Gier, “Çünkü babamla çok içe içeydi. Kolay bir dönem değildi. Babam her dakika o kadar çok şiir yazardı ki... Anneme de okurdu: ‘Güler nasıl olmuş bu şiir’ diye. Annem de yorumlardı. 40, 50 sene annemin şiirle böyle bir ilişkisi oldu. Bu onu şiir yazmaya da yöneltti. Annemin bu bağlamda şöyle bir şiiri var: “Herkes beni ortalığı süpürüyor sanıyor/Oysa ben şiir yazıyorum durmadan” Annem süpürgeye resminde de yer veriyor. Gördük ki süpürge annemden öte birçok kadının simgesi.”

Güzel Yücel Gier, Babası Can Yücel vefat ettikten sonra annesi Güler Yücel’in yazdığı ‘İki Tel’ adlı şiiri de seslendirdi: “Hiç bitmeyecek sanıyordum/kavgamız/sevgimiz/öfkemiz/aşkımız hiç mi hiç/ta ki dün sabah/kitaplarının arasında/iki tel sakalını buluncaya kadar.”

YORUM YAZ
Diğer Haberler

İzmir Aşkına Adana yolcusu

Köy Enstitüleri Fikir Ve Kültür Günleri başlıyor

Adasu yeteneği ile fark yaratıyor

İzmir Kitap Fuarı baharın coşkusuyla Kültürpark’ta

Son başvuru tarihi 23 Nisan!

Kuruluş yıldönümüne özel

Arşiv