Ege Üniversitesi Etnografya Müzesinde, Müze Söyleşileri etkinlikleri kapsamında “Etnografya Müzesi Koleksiyonu Oluşumu ve Kurulumu” söyleşisi düzenlendi. Söyleşiye, Ege Üniversitesi Etnografya Müzesi Kurucu Müdürü Dr. Cengiz Aydın, EÜ Devlet Müziği Konservatuarı Türk Halk Oyunları Bölümü emekli Öğr. Gör. Abdurrahim Karademir, Etnografya Müzesi Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Dilek Maktal Canko, akademisyenler, konuya ilgi duyanlar ve öğrenciler katılım sağladı.
Köklü bir geçmişi olan müzede bayrağı devralmanın onurunu yaşadığını belirten Müze Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Dilek Maktal Canko “Bu, çok önemli bir bayrak ve bunun bilinciyle çalışıyoruz. Müzemiz, çok büyük emeklerle bu hale getirildi. Bugün, müzemizin kurucusu Cengiz Aydın hocamız ve Danışma Kurulu Üyemiz Abdurrahim Karademir hocamızdan müzemizin kuruluş hikâyesini dinleyecek olmak paha biçilemez bir mutluluk” diye konuştu.
“Tarihe Saygı Ödülü almış bir bina”
Etnografya Müzesi Kurucu Müdürü Dr. Cengiz Aydın, müzenin kuruluş süreci hakkında bilgi verdi. Dr. Aydın, “Bu projeyi sunmadan önce düşündüğümüz ilk isim ‘Festen Şapkaya’ idi daha sonra Anadolu ve Balkanlarda halk çalgıları, geleneksel giyim kuşam ve halk müziği, müze ve arşivi oluşturulması olarak değiştirip çalışmalara 2004 yılında başladık. Araştırma ve eser toplama süreci tamamlandığında müze binasının yapımına başlandı. Müzedeki eserleri Osmanlının sınırları içerisinde yer alan Balkanlardan topladık. Devlet Planlama Teşkilatı tarafından büyük bir bütçe ayrılarak gerçekleştirilmiş olan projemize müze statüsünü kazanma aşamasında Kültür Bakanlığı da destek oldu. Başta Abdurrahim hocamız ve onun araştırma deneyimlerinin büyük katkılarıyla önemli çalışmalar gerçekleştirdik. Bu bina, müze olmadan önce bir metre tabanı olan ve üst katı olmayan yıkık bir binaydı. Biz bugünkü haline getirmek için çok uğraştık. Aynı zamanda burası tarihe saygı ödülü almış bir bina” diye konuştu.
“Müzemizi en önemli özelliği alanında önemli bir arşive de sahip olması”
Müzenin kuruluş yıllarını anlatan emekli Öğr. Gör. Abdurrahim Karademir “Etnografya müzeleri tüm dünyada çok önemli bir yere sahip. Burası hem geleneksel çalgılar hem de geleneksel giysiler açısından çok zengin bir yer. Ama bu müzeyi Türkiye’deki diğer etnografya müzelerinin önüne geçiren özelliği konu ile ilgili arşivini de araştırmacıların kullanımına sunabiliyor olması. Bu projenin başlıkları; halk çalgıları, halk oyunları, geleneksel giyim kuşam, halk müziği müze ve arşivinin oluşturulması şeklinde belirlendi. Yaklaşık 4 yıl süren proje boyunca bütün saha araştırmalarında sözü edilen başlıklarda yapılan görüşmelerin hepsi kamera kaydı ile belgelendi. Bu anlamda inanılmaz bir arşivimiz var. Bugün müzede sadece sahadan toplanan materyaller değil, bu arşiv de ilgilenenlerin kullanımına açık. Kuruluş aşamasında Cengiz hocamla çalışmalarımızı yürüttük. Araştırma çalışmalarında değişik kültürlerden insanlarla görüşüldü. EÜ Devlet Müziği Konservatuarı Türk Halk Oyunları Bölümündeki tüm hocalarımız da bu süreçte destek ve katılım sağladı. Biz ilk çalışmalarımızı Balkanlar üzerinden yaptık. Daha sonra Anadolu’yu ele aldık. Müzede sergilenen eserler, yöre çalışmalarımız esnasında gerek bağış yoluyla gerekse antikacılardan toplandı” dedi.
Söyleşide ayrıca saha araştırmasında yapılan görüşmelerden örnek video ve fotoğraflar da izleyicilerle paylaşıldı. Konuşmacılara “Teşekkür Belgesi” takdim edilmesinin ardından katılımcılar müzeyi gezdi.
Yağmur Sena Onurlubaş/İZMİR (Ege Ajans)