Önceliğimiz işe, aşa ve yurdumuza hizmet

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Büyükşehir Belediyesi ve ESHOT Genel Müdürlüğü’nün faaliyet raporlarının görüşüldüğü meclis toplantısında göreve seçildiği 31 Mart 2019’dan bugüne yapılan çalışmaları anlattı.

  • 0
  • 315
Önceliğimiz işe, aşa ve yurdumuza hizmet
© bizimizmir.net
Yazı Boyutu:

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Büyükşehir Belediyesi ve ESHOT Genel Müdürlüğü’nün faaliyet raporlarının görüşüldüğü meclis toplantısında göreve seçildiği 31 Mart 2019’dan bugüne yapılan çalışmaları anlattı. Cumhuriyet’in yüzüncü yılına yakışan bir İzmir tesis etmenin kararlığını taşıdığını belirten Soyer, “Toplum bizden belirli zümrenin menfaatine değil işe, aşa ve yurdumuza hizmet etmemizi bekliyor. Toplumumuzun çizdiği bu yola çoktan girdim ve yürüyorum. Siyasetin bu yeni yolunda yalnız da değilim. Sizlerle ve halkımızla birlikteyiz” dedi.

Geçen iki yılda attıkları temeller sayesinde önümüzdeki süreçte çok daha büyük işler başaracaklarını dile getiren Başkan Soyer, “İki yıl öncesinden çok daha heyecanlı ve çok daha kararlıyım. İzmir’in refahını büyütme hedefimize ulaşmanın onurunu birlikte taşıyacağız” diye konuştu.
İzmir Büyükşehir Belediyesi ve ESHOT Genel Müdürlüğü’nün 2020 yılı faaliyet raporları mecliste oy çokluğuyla kabul edildi.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclis Toplantısı’nda görevdeki iki yılının değerlendirmesini yaptı. Engin tecrübeye sahip üyelerden oluşan İzmir’in Meclisi’ne Başkanlık etmenin onurunu yaşadığını belirten Başkan Tunç Soyer, “İki yıl boyunca aldığım her karar ve attığım her adımda sizlerin farklı görüşlerini kendime rehber edindim. Görüşleri birbirine benzeyen veya farklı olan her biriniz benim yol arkadaşımsınız. İki yıl önce yürümeye başladığımız bu ortak yolda İzmir’in refahını artırıyor ve adilce paylaşılmasını sağlıyoruz” diye konuştu.

Başkan Soyer: “Heyecanlı ve kararlıyım”
Konuşmasında iki yıl öncesinden çok daha heyecanlı ve çok daha kararlı olduğunu vurgulayan Soyer, önümüzdeki iki yılda Cumhuriyet’in yüzüncü yılına yakışan bir İzmir tesis etmenin kararlılığını taşıdığını belirtti.
Dünyada ve Türkiye’de büyüyen ekonomik krizin birinci mücadele alanları olduklarını, iki yıl boyunca belediye, bağlı kuruluşlar ve iştiraklerini krizle mücadele edebilecek şekilde yeniden yapılandırdıklarına değinen Soyer, İzmir’in refahını büyütmek için dış ilişkileri güçlendirdiklerini, iki yıl gibi kısa sürede İzmir için yeni iş ortaklıkları kurduklarını vurguladı. İzmir’e kazandırdıkları dış yatırım miktarının 16 milyar Türk Lirası olduğunu söyleyen Soyer, “Bunun büyük kısmı düşük faizli ve çok uzun vadeli yatırım kredisi. Yatırım kredisi temin etmek, dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir kuruluş için kolay bir iş değil. İki yılda sağlanan yatırımların tamamı, ekiplerimizin mahir çalışmaları ve İzmir için geliştirdiğimiz evrensel nitelikteki stratejinin bir sonucu. Kararlı, odaklı ve doğru adımlar atarak verdiğimiz kurumsal mücadelenin meyvesi. Yaptığımız anlaşmalarının hiçbiri, Belediyemizi kısa, orta veya uzun vadede karşılıksız borç yükü altına sokacak mahiyette değil. Zaten bu kredileri alabilmenin ön koşulu, geri ödeme kapasitenizin olması. Alınan kredilerin çoğunluğu, yatırımın hemen ardından Belediyemize yeni gelir kaynağı sağlayan, kendi kendini geri ödeyen projelerle ilgili. Narlıdere ve Buca metroları bu kapsamdaki iki büyük projemiz” dedi.

Raylı sistem yatırımları hız kesmiyor
Başkan Soyer, göreve başladığında yüzde 12’si yapılmış olan Narlıdere Metrosu için hızla 125 milyon Euro’luk finansman sağladıklarını, imalatların yüzde 74’ünü tamamladıklarını, pandemiye rağmen 12,5 kilometrelik tünel kazdıklarını söyledi. 414 milyon 182 bin liralık yatırımla çalışmaları süren Çiğli Tramvayı’nı Cumhuriyet’in yüzüncü yılında İzmirlilerin hizmetine sunacaklarını da belirten Soyer, 1 milyar 70 milyon Euro’luk bütçesiyle İzmir tarihinin en büyük yatırımı olan Buca Metrosu’nun da Kasım ayında inşaatına başlamayı hedeflediklerini bildirdi. İzmir’e kazandırdıkları dış yatırımların binlerce genç için yeni iş ve aş imkanı olduğunu söyleyen Soyer, Buca Metrosu ve diğer büyük yatırımların bu zor dönemde İzmir ekonomisini büyüten bir kaldıraç olduğunu söyledi. Soyer, “İzmir’e kazandırdığımız yatırım kredileri sayesinde elde ettiğimiz katma değer, aynı zamanda Türkiye ekonomisine de güç veriyor. Dolayısıyla bunca emek ve adanmışlıkla ortaya çıkan bu başarının ‘İzmir borç bataklığına sürükleniyor’ sığlığına hapsedilmesine razı olmak asla mümkün değil” dedi.

İzmir’e kaynak yaratıyoruz
Dünya Bankası biriminin Türkiye’den çekilmeye karar vermesinden birkaç ay sonra Dünya Bankası üst düzey yöneticileri ile görüşme yaparak yaşlı bakımından, atık yönetimine, ulaşımdan, akıllı kent uygulamalarına kadar iyi uygulamalar geliştirecek pilot çalışmaları İzmir’de yapmak üzere el sıkıştıklarına değinen Soyer, İZSU’nun projeleri için 34 milyon dolarlık yatırım kredisini kente kazandırdıklarını, açık veri portalını birlikte geliştirdiklerini, 30 Ekim depreminin ardından orta hasarlı binaların yeniden yapılabilmesi için 250 milyon dolarlık yepyeni bir kaynağı İzmir’e kazandırmak için çalıştıklarını söyledi.
Soyer, “Bu kaynak binlerce mağdur vatandaşımıza güvenli ev sahibi olması için kullandırılacak. Kredinin bir kısmı ise sel felaketlerini önlemek ve körfezi temizlemek için inşa ettiğimiz yağmur suyu ayrıştırma sistemlerine aktarılacak. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın doğrudan katıldığı kredi müzakerelerinin önümüzdeki aylarda sonuçlanmasını bekliyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın tıpkı Buca Metrosu’nda olduğu gibi bu çok hayati anlaşma için de onay vereceğine ve İzmir’in yanında olacağına yürekten inanıyorum” dedi.

Refahı büyütmek için
Başkan Soyer, İzmir’in refahını büyütmek için dış ticaret, tarım, turizm ve sanayi alanında yaptıkları çalışmaları da aktardı. 2021 yılı Eylül ayında yapılacak Kültür Zirvesi, 2026 Botanik EXPO, İZFAŞ’ın düzenleyeceği yeni fuarlar, Mayıs 2022’de gerçekleşecek Terra Madre, kuraklık ve yoksullukla mücadele etmek için uyguladıkları İzmir Tarımı çalışmaları,  İzmir turizmini büyütmek için İzmir Vakfı ve İzmir Kalkınma Ajansı ile beraber yürüttükleri Visit İzmir, Turuncu Çember,  Tarihi-İzmir Kemeraltı, Birgi, Gediz Deltası ve Foça, Çandarlı, Çeşme kalelerinin içinde yer aldığı Ceneviz Ticaret Yolu'nun Dünya Mirası Listesi'ne alınma çalışmaları, Kemeralı'nı ayağa kaldırmak için 200 milyon liralık yatırımla sürdürdükleri çalışmalar, TÜSİAD işbirliği ile açılışını yaptıklarını girişimcilik merkezi çalışmaları aktardı. “Başka Bir Tarım Mümkün” anlayışıyla inşa ettikleri İzmir Tarımı ile aynı anda “kuraklıkla” ve “yoksullukla” mücadele ettiklerini dile getiren Başkan Soyer,  “İzmir Tarımı ile ekonomik değeri yüksek ve suyu az tüketen stratejik ürünleri destekleyerek tarımda harcanan suyu, yüzde elli oranında azaltıyoruz. İzmir Tarımı, lojistiği, paketlenmesi, ürünlerin işlenmesi, markalaşması, satışı, ihracatı, Ar-Ge ve eğitim faaliyetleri ile bütün bir ekonomik süreci kapsıyor” dedi.

Cittaslow Metropol hedefi
Başkan Soyer, konuşmasında Cittaslow Metropol programı ile 1999 yılında I·talya’da kurulan ve 30 ülkeye yayılan Cittaslow felsefesinin metropollerde uygulanmasını ve İzmir’in dünyanın ilk Citta Slow Metropol’ü olmasını hedeflediklerini de söyledi.

Arka mahalleler önceliğimiz
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin 8 milyar liralık bütçesinin yüzde 42’sini yatırıma ayırdıklarını,  bu yatırımların da büyük kısmını şehrin nimetlerinden daha az yararlanan insanlara, yani arka mahallelere yönlendirdiklerini söyleyen Başkan Soyer, "Acil Çözüm ekiplerimizle arka mahalleleri gezdiğimizde 35 yıl sonra bir belediye başkanının mahallelerine geldiğini söyleyen yurttaşlarımız var. Dolayısıyla bu insanlara daha çok vakit ve kaynak ayırmak durumundayız. Biz artık yatırım bütçemizi bu açılmış mesafeyi hızla kapatacak şekilde yönetiyoruz. Mücadelemiz öteki İzmir diye bir şey kalmaması, şehrin refahının tüm mahallelerde dengeli bir şekilde paylaşılması. Acil Çözüm ekiplerimiz sadece şehir merkezlerinde değil köylerimizde de çalışıyor. Belediye tarihinde ilk defa köy köy gezen ve halkımızın sorunlarını dinleyen ekiplerimiz köylerimizde yoksullukla mücadele için yolumuza ışık tutuyor" dedi.

İlçelerde yatırım rüzgarı
Başkan Soyer, refahın adil paylaşımı ilkeleri doğrultusunda üretici kooperatiflerinin üretim alt yapısının güçlendirildiğini, Kadifekale, Kültürpark ve Buca'da üretici pazarlarının kurulduğunu, Halkın Bakkalı şubelerinin sayılarının 8'e ulaştığını, Süt Kuzusu Projesi'nin 30 ilçede yaygınlaştığını, süt üreticilerine 152 milyon 400 bin liralık destek sağlandığını, ilçe belediyelerine de Büyükşehir ve İZSU kanalıyla 4 milyar 452 milyon liralık yatırım sağladıklarını, 928 kilometre ova yolunun yapıldığını, Ağustos 2019’da meydana gelen büyük orman yangınında ekili arazileri zarar gören Seferihisar ve Menderesli üreticilere ise 11 milyon liralık kaynak aktardıklarını söyledi.

Kriz belediyeciliği uygulaması iz bıraktı
Son iki yılda orman yangını, pandemi, deprem, sel ve tsunamiyi de yaşayarak sıra dışı bir dönem geçirdiklerini, bu dönemi kriz belediyeciliği adını verdikleri özgün ve yeni bir yaklaşımla göğüslediklerini aktaran Soyer, “Kriz belediyeciliği uygulamamız tarihte unutulmaz izler bıraktı. Pandemide ve depremde Halkın Bakkalı üzerinden gönüllülerle desteğe ihtiyacı olanları buluşturduk. Pandemi sürecinde 7 milyon maskeyi İzmirlilere ücretsiz olarak ulaştırdık. Sadece bir ay içerisinde çadırda tek bir vatandaşımızın kalmadığı deprem felaketinde Belediyemiz, İzmir Halkı, biz hepimiz eşi görülmemiş bir dayanışma destanı yazdık" dedi.

Başkan Soyer, “Bir Kira Bir Yuva” kampanyasını başlatarak,  yardımseverlerin bağışları ile 4 bin 643 aileye 42 milyon 649 bin liralık kira desteği sağladıklarını, belediye imkanları ile de 3 bin 428 aileye 22 milyon 500 bin liralık kira desteği verdiklerini, depremde evleri ağır hasar gören yurttaşları Uzundere'deki konutlara ve Hilton'a yerleştirdiklerini söyledi. Soyer, Halkın Bakkalı üzerinden beyaz eşya, mobilya, küçük ev aletleri, yiyecek gibi farklı kalemlerde 22 milyon lira bağış yapıldığını da aktardı.

Dirençli bir şehir için
İzmir’in geleceği ve kentlilerin yaşam hakkını güvence altına almak adına, kentsel dönüşümü hızlandırdıklarını ve afetlere karşı dirençli, çağdaş bir altyapı oluşturduklarını anlatan Soyer, bu doğrultuda yaptıkları çalışmaları şöyle sıraladı:
"30 Ekim depreminin ardından yol haritasını belirlemek için 'İzmir Depremi Ortak Akıl Buluşması' ve 'Afet Bilim Kurulu Toplantısını' gerçekleştirdik. İzmir’in yapı envanterini hazırlamak için İnşaat Mühendisleri Odası ile ortaklık protokolü imzaladık. Envanter çalışması Bayraklı ilçemizden başlıyor. Bayraklı'daki yapı envanteri çalışmalarının bitmesinin ardından İzmir’in genelinde yaklaşık 869 bin yapının envanterini de oluşturmayı hedefliyoruz. Bunun için de 2021 bütçesinden 200 milyon lira kaynak ayırdık. Yerinde dönüşüm ve yüzde yüz uzlaşı esasıyla Türkiye’ye örnek olan bir kentsel dönüşüm modeli uygulayan İzmir Büyükşehir Belediyesi, şehrimizdeki riskli konut alanlarını etaplar halinde güvenli hale getirmeye hız verdi. Bu doğrultuda mevzuattaki eksiklikler ve piyasa koşulları nedeniyle kentsel dönüşüm çalışmalarında yaşanan tıkanıklıkları aşmak için Belediye şirketimiz İZBETON’u ihale süreçlerine dahil ettik ve kentsel dönüşüme büyük ivme kazandırdık. Deprem sonrası başlattığımız büyük kentsel dönüşüm seferberliği ile birlikte sadece iki yıl içinde Ege Mahallesi’nde 418 milyon, Örnekköy’de ise 520 milyon lira olmak üzere yaklaşık 1 milyar lira ihale bedeli olan kentsel dönüşüm uygulamalarını başlattık. Yıkımlar ve yeni inşaatların yapımı devam ediyor. Etaplar halinde devam eden tüm kentsel dönüşüm projeleri için 2 milyar liralık bir yatırım yapıyoruz. Karabağlar Uzundere Konak Ege ve Ballıkuyu, Karşıyaka Örnekköy, Gaziemir Aktepe ve Emrez Mahalleleri ile Çiğli Güzeltepe Mahallesi’nde, toplamda 248 hektarlık alanda kentsel dönüşüm çalışmaları hızla devam ediyor.”

İzmir'de doğayla uyumlu bir yaşam başlıyor
Dünyanın yeni şehirlerini tasarlamak ve ilham vermek için yola çıktıklarını,  Türkiye'de ilk defa Yeşil Şehir Eylem Planı hazırladıklarını ardından Doğayla Uyumlu Yaşam Stratejisi'ni yayınladıklarını aktaran İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, yeşil altyapı kapsamında parkları belirledikleri beş yeşil koridorla birbirine ve şehri çevreleyen kırsal alanlara bağlayarak doğanın şehre nüfuzunu hızlandıracaklarını, planlama ve yapım aşamasındaki beş İzMiras rotası ve 35 Yaşayan Park projesinin bu çalışmalar kapsamında hayata geçirileceğini söyledi.
Mavişehir’deki Flamingo Doğa Parkı’nın, Gediz Deltası’nın kuş türlerinin şehrin içinden görülebileceği benzersiz bir rekreasyon alanı olacağının da müjdesini veren Soyer, “Parkımız, deniz seviyesinin altındaki Mavişehir’i hemen her yıl yaşanan sel tehlikesinden kurtaracak tahkimat projesiyle bütünleşik olarak planlandı. Tahkimat projemizin yapımı yüzde yetmiş oranında tamamlandı ve kısa sürece sonlanacak. Yapım aşamasında olan Olivelo, Şehitler Korusu, Portakal Vadisi, Yamanlar Vadisi, Güney Gediz Deltası, Behçet Uz Parkı ve yapımı tamamlanan Peynircioğlu Deresi gibi yaşayan parklarımızla, seçim öncesinde vaat ettiğimiz gibi İzmir’de kişi başına düşen yeşil alan miktarını 16 metrekareden 30 metrekareye çıkartıyoruz. Hedefimize üç yıl içinde ulaşmış olacağız" dedi.

Kültürpark'ta restorasyon başlıyor
Şehrin en değerli yeşil alanı, kültür ve doğa mirası Kültürpark’ın yeni imar planını katılımcı bir anlayışla yine bu dönemde tamamladıklarına dikkat çeken Soyer, park içindeki mimari değeri olan bellek yapıların tescillendiğini ve çok yakında her birinin restorasyonuna başlayacaklarını belirtti. “Doğal yeşil” projesi ile İzmir’de, kent içerisindeki yeşil alanlarda egzotik bitki türleri yerine tümüyle Akdeniz’in ve İzmir Bölgesi’nin doğal florasını kullanmaya başlayacaklarına da dikkat çeken Soyer, yeni yeşil alanlarda suyun toprağa nüfuzunu ve biyolojik çeşitliliği artıran doğa esaslı çözümleri kullandıklarını, bu yıldan itibaren ekilen ağaç türlerini yerel bitki türlerine dönüştürmeye başladıklarını söyledi.

Hedef yüzülebilir Körfez  
“Yüzülebilir Körfez” hedefi ile yürütülen çalışmaları da anlatan Soyer, bugüne kadar öngörülenden çok daha farklı bir plan uygulamaya koyduklarını,  Körfezi içinden değil sorunun kaynağından itibaren temizlemeye başladıklarını bildirdi. Soyer, "Bu yüzden çalışmalarımız göze pek görünmüyor olabilir. Fakat biz Buca’da, Bornova’da ve Körfez havzasının tüm bölgelerinde yıllardır bekleyen yağmur suyu ayrıştırma projeleri için kazma vurduk. Kirlilik sorununu dışarıdan kuşattık. Son iki yılda 71 kilometrelik ayrıştırma kanalı tamamlandı ve ihalesini yaptığımız 62 kilometrelik ayrıştırma kanalının yapımına başlandı. Bu yıl ise 211 kilometrelik ayrıştırma kanalının yapımını ihale ediyoruz. Uyguladığımız toplam 344 kilometrelik ayrıştırma projesi ile yağmur sularının yaklaşık yarısını kanalizasyon sisteminden ayırmış olacağız” dedi.
Başkan Soyer, Kozak Yaylası’ndaki Ruritage Avrupa Birliği projesi ile Küçük Menderes Havzası’ndaki Efeler Yolu çalışmalarının kırsal turizm programlarının en önemli uygulamaları olduğunu ifade etti.

Yaşam kalitesi artıyor
Sürdürülebilir ve dirençli bir kent olma hedefi doğrultusunda her alanda olduğu gibi ulaşımda da bütüncül ve kapsamlı bir politika yürüttüklerini, toplu ulaşım, yaya ve bisikletli ulaşım altyapısını geliştirmek için çalıştıklarını söyleyen Soyer, İzmir'deki bisiklet yolunu 787 kilometreye çıkartmayı hedeflediklerini dile getirdi.
Seçim beyannamesinde rekor asfalt yıllarının sözünü verdiğini hatırlatan Başkan Soyer, 1 milyon 647 bin 334 ton asfalt uygulaması yaptıklarını, bu miktarın 7 metre genis¸liğinde bin 233 kilometre yola tekabu¨l ettiğini, son iki yılda 6 metre genişliğinde 928 kilometrelik yola tekabül eden sathi kaplama çalışmasını da tamamlandıklarını söyledi.
Başkan Soyer, Karabağlar'da Selvili Otoparkı'nı hizmete aldıklarını, Bayraklı'da Adalet Sarayı'nın bulunduğu bölgede 636 araç kapasiteli Smyrna Tam Otomatik Otoparkı mayıs ayında hizmete açacaklarını dile getirdi. Soyer, Buca ile Bornova arasında kesintisiz ulaşım sağlayacak projenin önemli ayaklarından “Buca Tüneli”ni sonlandırmak için nihai adımları attıklarını, firmanın çekilmesi nedeniyle yarım kalan tünel inşaatının ivedilikle bitirilmesi için ise yeniden ihale sürecini başlattıklarını açıkladı.

İzmir'in çöpünü ekonomiye kazandırıyoruz
İzmir’de çöpü sadece bir atık değil, ekonomik bir kaynak olarak değerlendirdiklerini,  Harmandalı Düzenli Katı Atık Depolama Tesisi’nde depolanan atıklardan 100 bin hanenin enerji kullanımına tekabül eden elektrik üretimi elde ettiklerine dikkat çeken Soyer,  "Ödemiş ve Bergama’da kurduğumuz katı atık yönetim tesisleriyle de Küçük Menderes ve Bakırçay havzalarının hem katı atık sorununu çözüyor,  atıklardan elektrik ve gübre üretmeye başlıyoruz.  Her iki tesiste deneme üretimimiz başladı. Sırada, Menderes’te kuracağımız tesis var. Çöp artık İzmir’de bir enerji kaynağıdır" dedi. Soyer,  
ESHOT’un Buca’daki atölye binalarında, elektrikli otobüslerin enerji ihtiyacını karşılamak için güneş enerjisi santrali kurduklarını,  ESHOT garajlarındaki gu¨nes¸ enerjisi santralleriyle 940 bin lira tasarruf ettiklerini de aktardı.

100 elektrikli otobüs daha alınacak
Pandemi döneminde sağlık güvenliğini sağlamak için otobüs filosunu gençleştirme yolunda önemli adımlar attıklarını, daha az yolcuya rağmen daha fazla otobüsle hizmet verdiklerini anlatan "Tüm bu krizlere rağmen sefer sayılarını azaltmaya gitmedik. Maliyet artışlarına ve zarar etmemize rağmen, en iyi şekilde hizmet vermeye devam ettik. Bu nedenle, 2020'de İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin, ESHOT'a yaptığı sübvansiyon miktarı, 691 milyon lira oldu.  Pandemiyle mücadelede en büyük çabayı sarf eden sağlık çalışanlarımıza ücretsiz toplu ulaşım hizmeti vermeye devam ediyoruz. Toplu ulaşımdan ücretsiz ya da indirimli yararlananlara 2020’de verilen toplu ulaşım desteği 185 milyon 265 bin 361 lirayı buldu. Beş yılda 500 otobüs alımı vaadimizin 451’ini, 2,5 yıl bitmeden gerçekleştirmiş olduk. Ayrıca 2021 yılında 100 elektrikli otobüs alımı için de hazırlıkları tamamladık. Deniz ulaşımını güçlendirmek için ise Fethi Sekin ve Uğur Mumcu feribotlarımız yine son iki yılda hizmete alındı" diye konuştu.

Kültür-sanat ve sporla gelişen İzmir
Kentte son iki yılda kültür, sanat ve spor alanında yaptıkları çalışmaları da anlatan Soyer, Karabağlar’da çağdaş ve iklim dostu bir mimariyle Cumhuriyetin simge isimlerinden Mustafa Necati’nin adını verdikleri kültür merkezini inşa ettiklerini, Yıldız Sineması ve Bıçakçı Han’ı satın alarak tarihsel mirasın korunmasına katkı koyduklarını belirterek “Mavişehir’de, Opera İzmir’in inşaatı tüm hızıyla sürüyor. İzmir Şehir Tiyatrolarını hayata geçirdik. İlk etapta çalışmalarına İsmet İnönü Sanat Merkezi’nde başlayacak Şehir Tiyatrolarımız önümüzdeki dönemde İzmir’e yakışır, çağdaş ve modern bir tiyatro sahnesinin oluşturulmasıyla daha da güçlenecek.  Bornova Aşık Veysel Rekreasyon Alanı’nda Yarı Olimpik Yüzme Havuzu’nu bitirdik ve çok yakında açılışını yapacağız" dedi.
Başkan Soyer, pandemiden etkilenen kültür sanat üreticileri ve amatör spor kulüplerine desteklerini de sürdürdüklerini belirtti.

Daha fazlasını başaracağız
Konuşmasının sonunda meclis üyelerine seslenen Soyer, iki yılda attıkları temelle Cumhuriyet'in yüzüncü yılına kadar daha da fazlasını başaracaklarını, İzmir'in refahını büyütme hedefine ulaşmanın onurunu birlikte taşıyacaklarını söyledi. Soyer, "Eskiler der ki buğdaylar altı ayda bir karış, Nisan ayında altı karış büyürmüş. Bununla birlikte, eskiler şunu da bilir. Aslında buğday tohumu, ilk altı ay boyunca aşağılara, toprağın içine doğru büyür. Kök salar ve çevresini tanır. Ardından o sağlam kökten aldığı güçle büyür, gelişir ve yeni tohumlar serper. İşte benim size az önce anlattıklarım, bu dönemde yaşayacaklarımızın sadece bir karışlık kısmı" dedi.

Değişime liderlik etmeliyiz
Dünyanın gidişatının, hiçbir şeyin eksisi gibi olmayacağını gösterdiğine dikkat çeken Soyer, konuşmasını şöyle tamamladı:
“Bizler, bu dönemin siyasetçileri, sadece gündelik sorunlara tepki vermekle yetinmeyip,  aynı zamanda bu dünyadaki ortak geleceğimizi de tasarlamak zorundayız. İklim krizinin, depremin ve pandeminin faturasını en ağır şekilde yaşamış bir şehrin, İzmir’in Meclisi’nin dünyadaki bu büyük değişimin bayraktarlarından biri olması gerekir. Bu gezegendeki geleceğimizi, bireysel güç için rekabet ederek değil, ortak bir geleceği hep birlikte inşa etmeye gayret ederek kurabiliriz. Bu nedenle, geçtiğimiz iki yılda müşterek bir İzmir hayaline yürümek konusunda verdiğiniz destek için teşekkür ediyorum. Artık siyasetçilerden çok, salgın hastalıkların ve doğanın şekillendirdiği bir dünyada yaşıyoruz. Her şeyin hızla değiştiği bir çağda, bizler, eskisi gibi siyaset yapmaya devam edemeyiz. Toplumun ve gezegenimizin birliktelik feryadına kayıtsız kalamayız. Hiç korkmadan biz de bu değişime katılmalı, dahası, liderlik etmeliyiz. Çünkü biz İzmirlilerin seçilmiş iradesiyiz. Bu değişimin yönü, siyasetin yeni yolu ise çok bellidir. Toplum bizden, belirli bir zümrenin menfaatlerine değil; işe, aşa ve yurdumuza hizmet etmemizi beklemektedir. Mutlu, umutlu ve güvenli bir gelecek inşa etmek için ortaklaşmamızı ve beraber çalışmamızı salık vermektedir. Ben, toplumumuzun çizdiği bu yola çoktan girdim ve yürüyorum. Görüyorum ki, siyasetin bu yeni yolunda yalnız da değilim. Sizlerle ve halkımızla birlikteyiz. Hepinizi, istisnasız olarak hepinizi yanımda görmeyi ve çok daha müreffeh bir İzmir için birlikte yürümeyi çok istiyorum. İzmir’in Büyükşehir Belediye Başkanı olarak en büyük temennim budur."

Büyükşehir Belediyesi ile ESHOT Genel Müdürlüğü’nün 2020 yılı faaliyet raporları mecliste  oy çokluğuyla kabul edildi.

YORUM YAZ
Diğer Haberler

18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferi anıldı

Çanakkale Deniz Zaferi ve şehitler Foça'da anıldı

Çanakkale ruhuyla dimdik ayaktayız!

Vicdanım rahat bir şekilde ayrılıyorum

14 Mart Tıp Bayramı Coşkusu

İzmirli filozof Baha Tevfik APİKAM’da anılacak

Arşiv